İdrar tahlilinin hastalıkların tanısında kullanılmasının çok eskilere dayandığı bilinmektedir. Milattan önce 4000’lerde Sümerlerin kil tabletlerinde idrar analiz kayıtları saptanmıştır. Başlangıçta idrarın gözle incelenmesine (Üroskopi) dayanırken, daha sonra idrarın tadı, kokusu da tanıda kullanılmaya başlanmıştır.
İdrar tahlilinin hastalıkların tanısında kullanılmasının çok eskilere dayandığı bilinmektedir. Milattan önce 4000’lerde Sümerlerin kil tabletlerinde idrar analiz kayıtları saptanmıştır. Başlangıçta idrarın gözle incelenmesine (Üroskopi) dayanırken, daha sonra idrarın tadı, kokusu da tanıda kullanılmaya başlanmıştır. Diyabet (şeker) hastalarının tatlı ve karıncaları çeken idrar ürettikleri fark edilmiştir. Hipokrat M.Ö. 400 yıllarında farklı idrar renk ve kokularının farklı hastalıklarla ilişkili olduğunu belirtmiştir. Başlangıçta sadece idrarın gözle incelemesi ile yorum yapılırken daha sonra merceklerle inceleme de devreye girmiştir. Büyük Tıp Hekimi İbn-i Sina; idrarda kanı (hematüri), enfekte idrarı tanımlamış ve idrar yoğunluğunun (dansite) önemini vurgulamıştır. 16. Yüzyılda mikroskopların gelişmeye başlamasıyla idrar içeriği ile ilgili bilgilerimiz de artmıştır. Kolay idrar tahlili için ilk test çubuğu 1850 de üretilmiştir. Bunlar, koyun tüylerine kalay klorür emdirilmiş çubuklardır. Üzerine idrar damlatılıp ısıtılınca rengi siyah oluyorsa idrarda şeker var anlamına geliyordu ve şeker hastalığı tanısı konuyordu. Modern test çubukları 1950’li yılların sonunda üretilmeye başlanmıştır.
İdrarın içinde kırmızı kan hücresi (eritrosit) olmasına kanlı idrar ya da Tıptaki adıyla ‘Hematüri’ diyoruz. Kırmızı renkte idrar görüldüğünde akla ilk gelen bunun kan olduğudur. Ancak, idrardan kan gelmesi dışında birçok nedenle idrar rengimiz kırmızı olabilir. Pancar, boyalı şekerlemeler gibi yediğimiz bazı yiyecekler, kullandığımız bazı ilaçlar idrarın kırmızı renkte çıkmasına neden olabilir. Bazen sıvıyı az tükettiğimizde çok az ve çok yoğun (koyu sarı) idrar çıkarırız ve bu durumu idrarda kanama var gibi düşünebiliriz. Bazı sarılık hastalıklarında da idrarda kan olmadığı halde idrar kırmızı görülebilir. Yani, idrarın kırmızı olması mutlaka idrarda kan olduğu yani kan işediğimiz anlamına gelmez. Ancak, idrarın kırmızı görülmesi durumunda bunun kanamaya bağlı olup olmadığının mutlaka idrar tetkiki ile saptanması gerekir. Gerçekten bir kanama varsa bunun nedeninin ortaya konup ona yönelik tedavi yapılmalıdır.
İdrarda her kan olduğunda idrar kırmızı renkte görülmez. Bazen çok az miktarlarda olan kanamalar idrar rengini kırmızı yapmayabilir, ancak idrar tetkiklerinde eritrosit görülmesine yol açabilir. Tıbbi olarak buna da idrarda kanama var denir (mikroskopla görülebilen kanama anlamında ‘mikroskobik hematüri’). Bu mikroskobik hematüriler de aynı şekilde araştırılıp nedeni saptanmaya çalışılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, hematüri yani idrarda kan görülmesi bir hastalık değildir. Hematüri, bir hastalığın belirtisidir. Bu hastalık, her zaman ciddi olmayabilir. Ancak, ciddi olup olmadığı yalnızca belirli tetkikler sonucunda anlaşılacaktır.
İdrarda kanama her yaşta görülebilen bir durumdur. Çocukluk ve gençlik çağlarındaki kanamalar genellikle kanser dışı hastalıklara bağlıdır. Tabi ki bu yaşlarda da idrar yolu kanserlerine bağlı kanamalar olabilir ancak oldukça nadir görülür. Çocukluk çağlarında böbrek kaynaklı hastalıklara bağlı (özellikle nefrit) hematüriler görülürken gençlik çağlarında idrar yolu enfeksiyonları, idrar yolu taşları, travmalar daha sık görülmektedir. Yaş ilerledikçe özellikle 50 yaşın üzerindeki hematürilerde kanser olasılığı giderek artmaktadır. Özellikle, 50 yaşın üstünde ağrı olmadan oluşan ve içerisinde pıhtı olan hematüriler aksi ispatlanana kadar kanser olarak kabul edilmeli ve o yönde inceleme yapılmalıdır.
Bazen kanamalar bir süre devam edip kesilmekte ve bir süre sonra tekrar oluşmaktadır. İdrarda kanama bir kez bile olsa önemli bir durumdur ve tekrar devam etmese bile mutlaka nedenini araştırmak için inceleme yapılmalıdır. Malesef hastalarımız çoğu zaman hematüri ile birlikte ağrı ya da başka bulgu olmadığından veya birkaç kez ya da birkaç gün olup kesildiği için hekime gelmemektedirler. Tekrar vurgulamak gerekirse özellikle ileri yaşlarda ağrı olmadan sadece kanamanın olması kanser riski açısından daha tehlikelidir. Bu kişiler bir kez idrarda kan görseler dahi hemen hekime başvurmalıdırlar. Elbette, sebep sadece kanser değildir ancak kanser olmadığının gösterilmesi gerekir. Neden olan hastalık saptandıktan sonra bu hastalığa uygun tedavi yapılmalıdır.