Gelen yazla birlikte yangın haberleri de gelmeye başladı. Aynı kâbusu tekrar yaşamayalım temennisinde bulunurken, cennet gibi yerlerin cehennem olabileceği düşüncesi çok korkutuyor beni.
Geçen seneki görseller birbir canlanıyor zihnimde, maalesef bu sene üzerine yenileri de eklenerek. Aynı korkuyu ve aynı çaresizliği bu yıl ve sonraki yıllarda yaşamak istemiyorum.
Hep derim insan zihni insana verilen bazen bir hediye bazen de bir ceza diye.
Zihnin unutması ve hatırlaması ona bu misyonu yükleyen benim gözümde.
Zihnim bana aşağıdaki yazımı hatırlattı. Halbuki ne çok isterdim bazı yazıları yazdığımı bile unutmayı.
Belki bazılarınızın daha önce okuduğu bazılarınızın da ilk defa okuyacağı, yazımın bir bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum;
"...Halbuki küçükken, kopacak olan kıyameti fantastik bir şekilde tahayyül ederdim ben.
Gökten inenler, yerden yükselenler falan...
Meğerse öyle değilmiş...
Bakmayın küçükken dediğime daha bir kaç sene öncesine kadar, çocukluğumda zihnimde çizdiğim resmi bozmamıştım.
Çizdiklerimi tek tek siliyorum şimdi.
Fantastik olan ne varsa yerine şimdiki zamanı koyuyorum.
Ne bir eksik ne bir fazla.
Silerken izliyorum içimdeki çocuğun büyüyüşünü.
Çocuk halime sesleniyorum sonra, içinden baktığım zaman diliminden;
"Sen silmedin, sildirdiler. Bu güzelim cenneti cehenneme çevirdiler..."
Kendime ve geleceğe dair planlarıma üzülmeyi bırakalı çok oldu. Bütün bu vahşetlere şahit olan çocuklara ve hiç bir şeyden haberi olmadan oyunlar oynayan yeğenlerime çok üzülüyorum. Yarının kendim için neler getireceğinden değil, onlardan neler götüreceğinden endişeliyim...
"Keşke böyle bir çağa denk gelmeseydim" de demiyorum artık. "Keşke çocuklar böyle bir çağa denk gelmeseydi" demeye başlayalı epeyce oldu çünkü.
Ne acı ki, yaşadığım çocukluğu kendime kâr sayarak kendimi teselli ediyorum. Çocuklarımızın ellerinden çocukluğunun çalınmaması halbuki tek temennim.
Öte yandan halen delirmiyor olmamıza da şaşırıyorum. Aklın kölesi olmaktan kurtulmak anlamındaki delilikten bahsediyorum. Bana göre delilik özgürlük demek çünkü.
Aklımın almadığı bu vicdansızlıklar altında eziliyorum.
Daha fazla ne denir bilmiyorum. Uzun uzadıya yazmak istiyordum hâlbuki..."
Ben bu yukarıdaki yazının bir benzerini bugün ve sonrasında yazmak istemiyorum.
Bu duyguları tekrar yaşamak istemiyorum.
Yaktığınız ateş gün gelip sizi de yakacak, çekin o ateş tutan ellerinizi memleketin üzerinden.