Bazı yazılara maalesef diyerek başlamaktan nefret ediyorum. Ama maalesef iki yıl önce 25 Kasım tarihinde kaleme aldığım yazımdan parçalar var bu yazıda. Geçen o koskoca iki yılda değişen pek bir şey yok çünkü.
25 Kasımın Kanlı Dünü ve de Bugünü adlı başlıklı yazımdı, o gün kaleme aldığım.
***
25 Kasım 1960 yılında, cesetleri bir uçurumun dibinde bulunan Patria, Minerva, Maria Mirabel adlı üç kız kardeşin ertesi sabah gazetelerde bir trafik kazası sonucu öldükleri haberi çıkar…
Ancak gerçek göründüğü gibi değildir. Ülkelerinde siyasal özgürlük için mücadele eden, Latin Amerika'daki diktatör Rafael Leonidas Trujillo'ya meydan okuyan Mirabel kardeşler, diktatörlük tarafından zulme uğrayarak pek çok kez hapsedilmiş ve 25 Kasım 1960 yılında da arabalarından zorla indirilerek tecavüz ve işkenceyle katledilmişlerdir.
1981 yılında ise Dominik Cumhuriyeti’nde toplanan Latin Amerika Kadın Kurultayı’nda, 25 Kasım, "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü" olarak kabul edilmiştir. 17 Aralık 1999’da ise Birleşmiş Milletler tarafından, 25 Kasım'ın "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsenmesine karar verilmiştir.
***
Bugün yayımlanan raporları incelediğimiz zaman, geçmişle şimdi arasında değişen şeyin, yalnızca şiddete maruz kalan ve öldürülen kadınların sayıları ve isimleri olduğunu görüyoruz.
Örneğin; İlerici Kadınlar Derneği’nin aylık raporlarını incelediğimiz zaman; Kadınların en güvenli olmaları gereken yerde yani evlerinde öldürüldüğü görülmektedir. Kadınlar en çok beraber oldukları erkekler ya da eşleri tarafından, boşanmak istedikleri veya ayrılmak istedikleri için öldürülmektedirler.
Şiddetin altında yatan sosyal, ekonomik, kültürel, psikolojik pek çok neden olmakla birlikte; kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet ayrımcılığından doğduğunun da altını çizmek gerekir. Dolayısıyla kadının kadın olduğu için şiddete maruz kaldığı toplumda şiddetle mücadele ve bunun önlenmesi için öncelikle toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak maksadıyla hem eğitim sistemi hem de yasaların yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir ki bu yalnızca bir başlangıç noktası olarak kabul edilebilir…
***
Öte yandan bireylerin hangi kurumlardan yardım alabileceklerini bilmeleri bu noktada hayati önem taşımaktadır.
Bu anlamda şiddeti önlemeye ve bu anlamda gerekli desteği sağlamaya yönelik olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun gereğince şiddete maruz kalan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan herkes, ilgili kurumlara başvurabilir.
Bu kurumlardan bazıları şunlardır;
Alo 183 , Aile, Kadın, Çocuk ve Sosyal Hizmet Danışma Hattı (7 gün 24 saat ücretsiz hizmet vermektedir)
Alo 155 Polis İmdat,
Alo 156 Jandarma İmdat,
112 Acil,
Gelincik Hattı (444 43 06)
Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı (0212 656 96 96)
Bu kurumlara, şiddete maruz kalan kişilerin kendisi, şiddeti öğrenen ya da şiddete tanıklık eden kişiler başvuruda bulunabilmektedir.