Bak itirafla başlayım şu canına yandığımın memleketinde yaşamayı seviyorum. Bence kafalar da hayli güzel yani bu yazdıklarımı şikayet olarak algılamayın.
Bak mesela, sabah kalkarsın, sokakta bir tartışma. Konu şu "bizim apartmanın çöp kovasına sizin apartmandan çok çöp atılıyor, dikkat edin!" Nasıl yani? Menteşe Belediyesi çöp konteyneri ihalesine girmemiş mi? Neden peki ihtiyaç değil mi? Hem temizlik vergisi ödeyip hem de maksi boy çöp kovamızla mı taşınalım? Tıpkı Bodrum'da tonluk su depolarının ve tanker sahiplerinin hayatımızda vazgeçilmezler arasına girdiği gibi. Marmaris'te de vidanjör sahipleri telefon rehberimizin yaz geldi mi en çok arananları arasında.
Neyse şimdi dur, Menteşe'den devam edelim. Akyol'da hamam taşları yürüyüş yolunda estetik amaçlı mı koyulmuş bilmiyorum. Ancak koşmaya niyetlenen çocuklar için düşme riskini üstlerinde taşıyorlar.
Görme engelli vatandaşlar için AB destekli hibelerle alınan sarı plastikler nerede başlıyor nerede bitiyor? Mantığını onu oraya gelişigüzel döşeyen arkadaşlar bir ara ders verip bize de anlatırsa seviniriz. Ancak lütfen akademik dil kullanmasın ki anlayalım!
Kent Meydanının dikdörtgenlerin aşkını andıran ancak yer altında olduğu için gözle görülmeyen otopark mimarisinden hiç bahsetmeyelim. Aracınızla girip çıkmaya çalışırken sarf ettiğiniz anma sözlerini de size bırakalım. Ehliyet sınavı son parkur olarak kullanılabilir tabi ileri sürüş teknikleri için söylüyorum.
Gelelim Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesine. Kadro yükseltme için akademisyenleri seçtiği kriterler konusunda yarattığı kafa karışıklığını besledi büyüttü hoop mezuniyet törenine gelecek gazetecilere hatta protokole kadar yansıttı.
Ne yaptı da böyle düşündürdü? Takvimi TBMM çalışma zamanını gözetmeden belirlediği için vekiller tören dışı kaldı.
Gazeteciler eklenerek bir gruptan yapılmış bilgilendirme 10 Ocak Gazeteciler Günü için davet alan ben, gruba eklenecek kriterde görülmemiş olduğum için hiç haberim olmadı. İyi ki olmamış! Neden? Çünkü bunların üstüne "gelenler kendi haberini yapsın" diye düşünen basın ekibi, gelmeyenlere rötarlı basın bülteni göndererek ayrıştırma çalışmalarını genişletmiş. Empati gücü zayıf, ayrıştırma yönü yüksek olan ekiplere destek vermek istemem.
Mezun olan öğrencileri, bu kadar kafası karışık bir yönetime rağmen engel tanımadan mezun oldukları için kutlarım. Ayrıca yaşadıkları tüm zorluklara rağmen mezun yetiştirme ve bilime, şehre katkı sunmaya devam eden emek sahiplerini de kutluyorum.
Muğla'nın kültür elçisi olacak gençlerin notlarına neyi eklediklerini merak ediyorum. Tam bunu böyle yazarken çok değil geçen sene Tıp Fakültesi’ni birincilikle bitiren Sultan Kurt'un mezuniyet konuşması geldi aklıma. Ne demişti Sultan Kurt?
“Fakültenin acı gerçeklerinden bahsetmek istiyorum. Hastalıktan canımız çıkarken, covit testi vermemizden bile rahatsız olanlara, dersi nede olsa geçemeyeceksin diye saygı değer hocalarımıza, aldığımız anamnezleri beğenmeyip kağıdı yırtanlara, intörlüğümüzün ilk 6 ayı boyunca kazandığımız üç kuruş parayı bile zamanında yatırmayanlara, eğitim adı altında kimsenin yapmak istemediği işleri, sadece işler aksamasın diye biz aday hekimlere yıkanlara, bazen bizimde bir annenin evladı olduğumuzu unutanlara, en çokta vakti zamanında bizimle aynı yollardan geçen, aynı dertlerden mustarip olan ama şimdilerde benzer sıkıntıları biz yaşarken gözünü kulağını kapatan meslektaşlarımıza, maalesef teşekkür etmiyorum.”
Dilerim bu sefer teşekkürü hak edenler olmuştur!
Dünya üzerinde yer aldığı için "Dünya Kenti Muğla" sloganını kullanan Muğla'mızda lahmacun ve loca fiyatları bu kez kimi şaşırtacak bilmiyorum. Vatandaşların herhangi bir üründeki herhangi bir fiyata şaşırma yeteneklerini uzun süre önce kaybetmesi nedeniyle bu yıl lahmacun fiyatları haberleri istenen ilgiyi bulamayabilir.
Haberci dostlarımı bayram arifesinde bu konuda uyarmış olayım. Tabi ki işletme sahipleri emeklilerin 3 bin TL ile bayrama uğurlandıklarını bilmek zorunda değil, zira ya onlar da emekli ya da emekli çalıştırıyor olabilir!
Herkese ağız tadıyla mutlu bayramlar dilerim...
Haydi selametle...