Sınır komşularımızdan biri olan İran’da son aylarda yaşananlar içler acısı..

İran'da yaz aylarından bu yana kadınlar başörtüsü yasağına karşı gelmek için eylemlerde bulunuyor.

Ülkede 1979 İslam Devrimi sonrası yürürlüğe giren Şeriat kanunlarına göre tüm kadınların kamusal alanlarda başörtü takması ve uzun, bol kıyafetler giymesi zorunlu hale getirildi. Başörtü takmayan kadınlara para ve hapis cezası verilmeye başlandı.

Evet 21. Yüzyılda!!

İran’da ‘ahlak polisi’ kavramı var.

Çoğunlukla kılık kıyafet kurallarına göre uygunsuz giyinen kadınları (ama aynı zamanda bazı erkekleri de) tutuklamak amacıyla 2005 yılında kurulan bir ekip ahlak polisleri.

Kadınlar bu baskılara karşı gelmek için protestolara başladı hatta birçok erkek de kadınlara destek verdi.

Ülkede tüm bunlar yaşanırken 13 Eylül günü 22 yaşındaki Mahsa Amini, Tahran'daki metro istasyonunda, kadınların saçlarını ve kollarını tamamen örtmesini gerektiren ahlak yasalarını çiğnemekle suçlanarak tutuklandı.Ardından gördüğü şiddet sonrası komaya girerek hastaneye kaldırıldı ve sonrasında yaşamını yitirdi.

Kim kayıtsız kalabilirdi ki böyle bir saçmalığa?

Sırf başörtüsünü kurallara göre takmadı diye canından oldu.

Sonrasında tüm dünyada da protestolar yapılmaya başlandı.

Kadın erkek demeden herkes bu cinayet için sokaklara döküldü.

Kadınlar; sokaklarda, sahnelerdeMahsaAmani için saçlarını kestiler.

Sonuç?

Direnenler gözaltına alındı..

Yangın yerine dönen İran sokaklarında yine onlarca kişi hayatını kaybetti.

Üstelik hayatlarını kaybeden kişiler arasında çocuklar da çok fazla.

Düşünsenize küçücük yaşta bile bu baskıyla yaşıyorsunuz?

İnsanlığın kendine ve çocuklara eziyeti bitmiyor.