Son zamanlarda birçoğumuzun acı deneyimlerine sebep olan ve birçoğumuzun ise korkusu haline gelen deprem, insan psikolojisini çok etkiliyor. Zaten buna şahit olduk.
Deprem gibi yıkıcı olaylar sonrasında temel ihtiyaçların giderilmesi tabi ki öncelikli ancak afet sonrası psikolojik sürecin doğru yönetilmesi de bana göre oldukça önemli. En azından bu konuda ülkemiz empati yapmayı öğrenmeli.
Afetlerden en çok etkilenen kesim şüphesiz çocuklar ve ergenlerdir. Çünkü baş etme mekanizmaları henüz gelişmemiştir ve korku, endişe gibi duyguları yetişkinlere göre daha yoğun hissederler. Doğal afetler, özellikle duygusal ve zihinsel gelişimlerini henüz tamamlayamayan çocukluk çağındaki afetzedeler için uzun vadede ağır sonuçlara sebep olabilir. Bu nedenle şehirlerini, okullarını, arkadaşlarını değiştirmek zorunda kalan depremzede çocuklarımız için; okullara gelmeden önce okul idaresi, öğretmenler ve psikolojik danışmanların, okulun öğrencisi olan çocuklara ön bilgi vermeleri çok önemli.
Biz daha önce sarsıcı bir olay ile karşılaşmadığımız için dünyayı ‘güvenli yer’ olarak kabul ediyoruz, doğal afetlerden biri olan depremin beklenmedik gelişi bizim güvenli yer olarak inandığımız dünyaya dair duygularını zedeliyor. Bu nedenle deprem somut kayıplar getirebileceği gibi ruhsallığa dair soyut kayıplara da sebep oluyor; dünyaya dair güven gibi.
Depreme maruz kalan kişiler; kişilik yapıları, toplumsal değerler, geçmiş deneyimler sebebiyle eski yaşamlarıma hemen dönemezler. Deprem sonrası psikolojik reaksiyonlar; korku, keder, suçluluk, öfke, zihin bulanıkları da bu kişisel farklılıklara göre şekillenmektedir. Bu ayırımı yapabilmemiz için en temel bilgi kişinin yaşamış olduğu deneyimi –kayıp gibi- ne şekilde içselleştirdiğidir.
Deprem sonrasında kişinin deneyimine dair şoku atlattıktan sonra; Deneyimlerini ve duygularını rahatça belirtme olanağı verilmeliyiz, zihinsel ve bedensel olarak rahatlaması sağlanmalıyız. Rutin çalışma yaşamına dönemese bile günlük aktivitelere başlayabilmeli.
Kişi hayatını yeniden düzenlemedeki motivasyonunu yitirmiş olsa bile çabanın önemini kavramasına yardımcı olmak, psikolojik açıdan oldukça önemlidir.