Türkiye doğal, tarihi güzellikleriyle zengin olduğu gibi yeraltı kaynaklarıyla da zengin. Özellikle bazı madenleriyle dünyanın önemli ülkeleri arasında yer alıyor.
Ülkemizde Osmanlı’dan süregelen bir faaliyet, madencilik…
Bu doğal zenginliğin güzel yanları olduğu gibi kötü yanları da var, MADEN KAZALARI.
Türkiye’de kömür ve diğer maden ocaklarında meydana gelen kazalarda çok can kaybettik…
Türkiye İstatistik Kurumu'nun yaptığı bir araştırmada, Türkiye'de maden ve taş ocakçılığı iş kazalarının en fazla yaşandığı sektör olmuş.
1941 yılından bu zamana kadar 3 binden fazla insan maden kazasında ölmüş. 100 binden fazla insan da yaralanmış.
Bu zamana kadarki en büyük kaza da birkaç yıl önce olan Zonguldak Soma faciası. 301 kişinin ölümüne sebep oldu. Sebep olarak da grizu patlaması olduğu açıklandı.
Daha birkaç gün önce meydana gelen Bartın Amasra’daki patlamayla ilgili soruşturma hala devam ediyor ancak açıklama yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, ilk değerlendirmelere göre madende grizu patlamasının gerçekleştiğini söyledi.
41 kişinin hayatını kaybettiği Amasra patlamasının da Soma patlamasıyla aynı sebepten dolayı olması gerçekten çok acı!
Üstelik 2010 yılından bu yana maden kazalarındaki ölümlerin yaklaşık yüzde 70'i grizu patlamaları nedeniyle gerçekleşmiş.
GRİZU PATLAMASI ÖNLENEMİYOR MU?
Metan gazı yoğunluğunun yüzde 5 ila 15 arasında olması gerekiyor. Yani ortamda metan gazı yoğunluğunun yüzde 5'in altında ya da yüzde 15'in üzerinde olması, patlamaya neden olmuyor.
Araştırmacılar, Türkiye'deki iş güvenliği mevzuatında merkezi gaz izleme sistemlerinde kullanılan sensörlerin ocak içerisindeki yerlerinin daha net tarif edilmesi gerektiğini söylüyor.
Yani YETERSİZ!
Gelişmiş ülkelerde ise ölçümlerin yapılacağı yerler ve izleme enstrümanlarının ocak içerisindeki yerlerini net bir şekilde açıklıyor.
Dilerim, yakın zamanda ülkemizde de kullanılmaya başlar…