Datça pazarından tanıdığım bir esnaf.

İsminin baş harfleri Z.K.

Sadece baş harf yazmamın bir nedeni var.

Derdini messangerdan yollamış.

"Abi, bugün ailece son günlerde çok gündeme gelen o otelin önünden geçerken, sahili görmek istedik, burası özel mülk giriş yasak diye bakmamıza bile izin vermediler. Merdivene iki görevli koymuşlar, çocuklarımın yanında azarlardılar.

Tartışma yaşadık. Çok canım sıkıldı.

Eve gidince CHP Genel Merkezini aradım, bana Datça Belediyesi'ni aramama mı söylediler.

Arayamadım çünkü

ben her hafta pazara çıkıyorum abi, zabıtanın bana yapacaklarını tahmin bile edemezsin!"

Datça'da yaşayan küçük esnaf bir vatandaşın feryadı bunlar.

Sözünü ettiği otel halka ait yeşil alana kaçak havuz yaptı.

"Özel mülk" dediği yine halka ait kıyıyı taşla Çin Seddi gibi ördü.

Gayya Kuyusu gibi sahile inen bir merdiveni var.

Tekrar ediyorum, halka ait alanda!

Ve bu otel ile ilgili encümenin kararı var.

Ama belediye o kararı uygulamıyor.

Sümen altı edildi.

Bugün İbibikler bu otelden bir adisyon getirdi.

Dünün tarihi.

Vay canına.

Adamlar iskeleden bile kullanım bedeli alıyor.

Şezlong para, iskele para, deniz para.

Allahtan hava bedava!

Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt kamusal haklarını savunan Datçalılar'a "Halk Dalkavukları" dediği meclis toplantısında, sahillerin işgalinin tüm sorumluluğunu Çevre Bakanlığı'nın üstüne attı.

La Fontaine'den masallar.

Meclis üyeleri de her dediğini baş sallayarak tasdik etti.

Hiçbiri de çıkıp "sen halka nasıl dalkavuk dersin" diyemedi.

Oysa bazıları bir dönem kamusal hakları savunurken bizimleydi.

Neyse.

Evet, Çevre Bakanlığı'nın sahilleri nasıl vahşice ranta çevirdiğini biliyoruz.

Aytaç Kurt'un "dalkavuklar" diye aşağılamaya çalıştığı o insanlar onun mücadelesini yıllardır veriyor zaten.

Çok baskı gördüler.

Kimi fişlendi, kimi darp edildi.

Kimi sorgulandı, kimi ceza aldı.

Onurlarıdır.

Vatandaşın sahile ve denize bakmasına izin vermeyen bu otelin Çevre Bakanlığı ile ilgisi yok.

Belki iskeleyi MUÇEV'den kiralamış olabilir, araştırıyorum.

Ancak yeşil alana yaptığı havuz ve kıyıya ördüğü utanç duvarı kaçak.

Halkın alanını gasp!

Direkt Datça Belediyesi'nin sorumluluğunda.

Bugün istese encümen kararıyla yıkar.

Ama yıkamaz.

Çünkü yandaş.

Siz sanıyor musunuz ki, sadece iktidarın yandaş iş insanları var.

Bunların başı kel mi?

Bunlarda da cebi dolu, ensesi kalınlar var.

Üç kuruş ekmeği için pazarda tezgah kuran esnafın başında boza pişirenler, bunlara dokunamazlar.

Zabıtaları garibanı sürekli denetler, bunların yanından bir kez bile geçemez.

Bu yüzden halk şu tekerlemeyi mırıldanıyor.

"10 dönüm bostan

Yan gel yat Osman!"

İşte rant dalkavukluğu budur!

Bu dalkavukluk türünün farklı versiyonlarını, çifte standart uygulamalarını, kişiye göre değişen kaldırım işgali, veranda, çatı adaletsizliğini "yok artık" dedirtecek belgeler ve görsellerle yayınlamayı sürdüreceğiz.

İbibikler yoğun mesaide.

Bizi izlemeye devam edin!