Bir gün bir gazetede köşe yazacağım aklıma gelmemişti.

Tam da hayatıma yeni bir spor branşı girdiğinde bu işe başlamak heyecan verici.

Spor, hareket, fiziksel aktivite, pilates, yoga ,spor salonları, yürüyüş…  Günlük yaşamımızda sık sık duyduğumuz, bazen azimle, belli disiplinle devam ettiğimiz bazen üyelik aidatını ödeyip birkaç kez gidip fırsat oluşturmayıp yarım bıraktığımız aktiviteler.

Şimdi bahsedeceğim branşı  bir çok kişi “o da ne hiç duymadık” diyecek. Aslında Avrupa’da ve Amerika’ da yaygın olan hatta WNBA oyuncularının oynadığı, çılgınca turnuvaların düzenlendiği  ve bunun yanısıra en tembel insanların bile hayatına giren bu branş “Pickleball’” Ne pick-le-ball mı? Yok yazılışı o okunuşu “Pikılbol”😊

•        Tarihi 1965 yıllarına dayanan bu spor ülkemizde de hızla yayılmaya başladı. Uluslararası Pickleball Federasyonu Türkiye Temsilciliği tarafından olağan üstü çaba ile ülkemizde eğitmen, hakem eğitimleri verilirken, 2028 yılında olimpiyatlarda yerini almak için hazırlanan branş için elit sporcu alt yapıları oluşturulmaya başlandı. Bir çoğumuz duymadık derken;

•        73 İlde 55 ilçede aktif  faaliyetler

•        54 İl 25 İlçe temsilciliği

•        40 Üniversite temsilciliği

•        26 Üniversitede seçmeli ders

•        1000’ den fazla ilkokul,ortaokul,lise kademelerinde öğretmen ve öğrenciler ile etkinlikler

•        15 Belediye

•        20 Huzurevi

•        50 ve üzeri köy okulu ve dezavantajlı bölgelerde eğitim

•        900 Antrenör

•        140 Hakem

•        20’den fazla bilimsel proje

Ülkemize kazandırıldı.

       Peki beni bu branşa çeken neydi? Şu anda dünyada en çok oynanan branş olması mı? Yoksa çok kolay öğrenilen ve her yaşta bireyin oynayabilir olması mı? (Doğru okudunuz hiç spor yapmayan, yaş almış bireyler çok kolay öğrenip oynuyorlar. 80 yaş turnuvaları! ) Her yerde oynanabilir olması mı? Kolay erişilebilir oluşu mu? Centilmenlik içermesi mi? Fırsat eşitliği sunması mı? Sosyal sorumluluk ağının geniş oluşu mu? Hem rekabetçi hem eğlenceli oluşu mu? Yoksa hayalimde insanların halı saha yerine başka bir spor dalı olsa diye düşünürken karşıma pickleball çıkması mı? Hepsi  bir çekim sebebi ama beni en çok etkileyen eline raketi topu  alıp oynayan her yaşta kişinin gülümsemesi. Günümüzde gülmek samimiyetten uzak görünüyor ama pickleball oynayan insanlarda oluşan  samimi bir gülümsemeyi gördüm. Bunun en güzel örneğini Türk Kızılay Menteşe Şubesi’nin gönüllü pickleball eğimini verdiği Muğla E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu mahkumlarının gözlerindeki gülümsemede gördüm. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde uygulanan pickleball eğitimine gelen  Abide H.Nuri Öncüer Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde kalan yaşalmış ama yaşlanmamış teyzelerimiz , amcalarımız pickleball oynarken ne kadar mutlu olduklarını gördüm. Hatta 82 yaşına kadar hiç spor yapmamış teyzemizin “filenin arkasına geç orada oynayalım video çekip torunuma göndereceğim” demesindeki heyecan ve mutluluğu bizzat yaşadım.  Serabral Palsi olan dünya yakışıklısı bir çocuğun gözündeki ışıltıyı gördüm. Ve değinmeden geçemeyeceğim Hatay’da ( ki bence mutlaka gidip görmelisiniz) pickleballun umut, nefes, güç olduğunu gördüm. Sonra kendi kendime dedim ki “Pickleball gülümsetir”.

Ülkemize bir spor branşı kazandırmanın yanı sıra pickleball malzemelerinin üretimi ve satışı için yerli bir firma kurulması, Hatay’da eşlerini kaybeden ve iş imkânı olmayan bir çok kadına istihdam sağlaması bir spor branşının hayatlara dokunuşunu gösterdi.

Ülkemizde yaygınlaşmasında büyük emeği olan Uluslararası Pickleball Federasyonu Türkiye Temsilcisi  Sayın, Davut GÜNGÖR ve ekibine 2022’den günümüze  ve devam etmekte olan  çalışmaları için sonsuz teşekkürlerimle…

Pickleball hakkında detaylı bilgiye aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz.

https://www.pickleball.org.tr/

@trpickleball instagram

Gazetemize Hoşbuldum, yeni, belki de farklı bir bakış açısıyla…

 H. Dilhun SUKAN