Uncategorized

“SUSAN, GEREKENİ YAPMAYAN SAMİMİYETSİZ KİŞİLERİ KAMUNUN VİCDANINA BIRAKIYORUM”

MAĞDUR A.E. ‘NİN AVUKATI KONUŞTU:30 Temmuz 2020 tarihinde yaşanan olayda, CHP Muğla İl Başkanlığı'nda sekreter olarak görev yapan A.E. , partinin CHP delegesi olan İl Başkanlığı çalışanı Mehmet A. (58) tarafından il binasında cinsel saldırıya maruz kalmıştı.Mağdur A.E., Mehmet A.'dan şikayetçi olurken, şüpheli hakkında Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma sonucu Sarkıntılık Yapmak Suretiyle Cinsel Saldırı suçundan...

MAĞDUR A.E. ‘NİN AVUKATI KONUŞTU:

30 Temmuz 2020 tarihinde yaşanan olayda, CHP Muğla İl Başkanlığı'nda sekreter olarak görev yapan A.E. , partinin CHP delegesi olan İl Başkanlığı çalışanı Mehmet A. (58) tarafından il binasında cinsel saldırıya maruz kalmıştı.

Mağdur A.E., Mehmet A.'dan şikayetçi olurken, şüpheli hakkında Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma sonucu Sarkıntılık Yapmak Suretiyle Cinsel Saldırı suçundan iddianame düzenlenmişti.

Muğla 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam eden davanın 6’ıncı celsesinde karar çıktı.

CEZAYA İTİRAZ

Sanık Mehmet A. ‘ya Sarkıntılık Yapmak Suretiyle Cinsel Saldırı suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası verildi.

Karada suçun işlemiş biçimi, suçun işlendiği yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı, sanığın kastının ağırlığı değerlendirilerek takdiren 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılan Mehmet A.’ya sanığın geçmişi, suçundan sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın sanık üzerindeki etkileri dikkate alınarak cezası 1 yıl 8 aya düşürüldü.

Cezaya ilişkin mağdur A.E. ‘nin Avukatı Canan Karaosmanoğlu, “Dava dosyamızda yerel mahkeme karar vererek sanık hakkında 1 Yıl 8 ay Hapis cezası vermiş ve sanığın talebi doğrultusunda verilen bu ceza hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına şeklinde karar verilmiştir. Sanık bu karara karşı Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etmiş ve bu itirazın sonucunu beklemekteyiz” dedi.

CHP MUĞLA İL BAŞKANLIĞI’NDA MAAŞLI OLARAK ŞOFÖRLÜK YAPMIŞ

“Bu güne kadar müvekkilimin hakkını savunduğum davada hep sessiz gerek müvekkilimin gerekse benim tarafımdan sessiz kalmışken şimdi konuşmamın en büyük sebebi de yaşanılan bu samimiyetsizliklerle birlikte hayatında yaşadığı sıkıntıları konuşamayan, korkan, ezilen, şiddete uğrayan, tacize-mobinge uğrayan kadınlarımıza korkmamaları gerektiğini anlatmak onlara güneş olması için müvekkilimin yaşadığı sıkıntıları paylaşmak istiyorum” diyen Av. Karaosmanoğlu, “Bildiğiniz üzere müvekkilim 30 Temmuz 2020 tarihinde CHP il Binasında çalışır iken yine orada çalışan maaşını CHP İl Örgütünden alan kendisinden 25 yaş büyük olan neredeyse babası yaşında ki bir şahsın cinsel tacizine uğradı. Bu şahıs CHP Muğla İl Başkanlığında çalışan,  Muğla İl Delegesi olan bir kişi olmasına rağmen CHP Muğla İl Başkanlığından bu kişinin kendi bünyelerinde çalışmadığını söylemiş ise de bu kişi yıllarca CHP Muğla İl Başkanlığı’nda maaşlı olarak şoförlük yapan bir kişidir” dedi.

“O SENİN BÜYÜĞÜN ELİNİ ÖPÜN BARIŞIN”

A.E ‘nin Kamera kayıtlarını istediği gün İl Başkanı,   Muğla İl Kadın Kolu Başkanı  ve sanığında olduğu 4 kişilik bir toplantı düzenlendiğini belirten Av. Karaosmanoğlu, “Müvekkilim 30 Temmuz 2020 tarihinde  yaşamış olduğu bu olayın maalesef arife günü olması,  olay esnasında kendisinden başka kimsenin olmaması, yaşamış olduğu travma nedeni ile yaşadığı üzüntü ve şoku atlattıktan sonra (4 günlük bayram tatilinden sonra ) İl Başkanının bayramdan sonra ki  geldiği ilk iş gününde il Başkanına sözlü olarak olay anlatıldı. Daha sonra ertesi günü 7 Ağustos 2020 tarihinde   olay günü ve saatini içerir kamera kayıtlarının savcılıkta yapacağı suç duyurusunda delil olması için kendisine verilmesini yazılı olarak İl Başkanınındın  talep etmiştir. Müvekkil bu toplantıda İl Başkanına  ‘açın görüntüleri izleyin kimin ne yaptığını görün ve ona göre gerekeni yapın’ demesine rağmen müvekkile ‘o senin büyüğün elini öpün barışın’ şeklinde sözler söylenmiştir” diye konuştu.

19 GÜN SONRA DİLEKÇEYE DÖNÜŞ YAPILIYOR

A.E ‘nin kendisine kamera kayıtlarının verilmediği gibi barıştırılmak istenmesi üzerine 12 Ağustos 2020 tarihinde yazılı olarak 2’inci bir dilekçe ile kamera kayıtlarını İl Başkanından istediklerini belirten Av.  Karaosmanoğlu, “Sonradan öğrendiğimize göre ise İl Başkanı kameralara ilişkin yetkili servisi çağırmak yerine Menteşe Belediyesi Başkanlığından Bilgi İşlem Müdürlüğünde  çalışan  3 teknik personeli gelip kameraları incelemesi için talepte bulunmuş. Bunun üzerine Menteşe Belediyesinde çalışan 3 teknik personel CHP İl Başkanlığına geliyor, ve orada sözde kamera kayıtlarına ulaşamıyorlar sonrasında yetkili firmayı çağırıyorlar ve yetkili firmanın ücreti karşılığında İstanbul da ki merkeze  görüntülerin kaydedildiği belleğin gönderilmesi halinde görüntülere ulaşabileceği ifade edilmesine rağmen bu cihaz gönderilmeyip İl Başkanlığından sökülerek Menteşe Belediyesine İl Başkanı ve 3 teknik personel ile birlikte götürülüyor. Aynı gün 3-5 saat sonra kamera kayıt cihazı geri getiriliyor. Müvekkilin yazılı olarak verdiği dilekçelere ise yaklaşık olarak ilk dilekçesinin üzerinden 19 gün sonra her iki dilekçesine birden cevap olmak üzere ‘Kişisel Verilerin korunması kanunu kapsamında olay günü ve saatine ilişkin olarak herhangi bir kamera kaydının kendisine verilemeyeceği’ yazılı olarak, İl Başkanı tarafından veriliyor. Bildiğiniz üzere kişisel verileri koruma kanunu başkalarına ait kişisel paylaşımların verilmesini içerir. Müvekkil yaşamış olduğu olay ile ilgili olarak suç duyurusunda bulunabilmek için kendisinin olduğu görüntüleri istemesine rağmen bu sebeple verilmemiş olmasının takdirini de sizlere bırakıyorum” dedi.

“İPİN BELİM ELİMDE BENİM ELİME DÜŞTÜĞÜN AN İLK İPİNİ BEN ÇEKECEĞİM”

A.E ’nin işini öğrenmesi için yerine getirilen kişi 1 hafta sonra ‘en bu işi yapamayacağım diyerek ayrılması üzerine ve medyada davanın gündeme gelmesiyle müvekkilinin çalışmasına devam ettiğini kaydeden Av. Karaosmanoğlu, “Müvekkil kendisine bu görüntülerin verilmeyeceğini anlayınca Savcılığa yaşamış olduğu cinsel taciz suçu ile ilgili olarak hemen akabinde suç duyurusunda bulunmuştur. Bulunmuş olduğu şikayetin devamında dava açılmış ama müvekkil asıl mücadelesini dava açıldıktan sonra yapmaya başlamıştır. Zira müvekkile iş yerinde gelip kendisine ‘İpin belim elimde benim elime düştüğün an ilk ipini ben çekeceğim’ diyen partide ki bir kişi ile sözde barıştırma sürecinde yaşanılan olayları anlatması için tanık olması yönünde teklifte bulunduğumuzda  ‘Kızım doğum yapacak ben mahkeme kapılarında sürünemem’ diyen partinin üst düzey yöneticilerinde bir kadınla ve müvekkilin işine son vermek isteyen hatta müvekkil ayrıldıktan sonra işlerde sıkıntı yaşamaması için yerine bir başka kişiyi getirip ona iş öğretmesini isteyen kişi-kişilerle de mücadele etmek zorunda kalmıştır. Müvekkilin bunları yaşamasının tek sebebi mağdur olduğu bir cinsel taciz dosyasının olmasıdır. Hatta bu süreçte müvekkile ‘İşten ayrılmaz isen sana tazminatını ödemeyecekler’ şeklinde gözdağı bile verilmiştir. İşten ayrılması için 3’üncü şahıslar tarafından zorlanılmıştır” ifadelerine yer verdi.

“BİLİRKİŞİ RAPORUNDA KAMERA KAYITLARININ 8 GÜNLÜK OLMADIĞI ANLAŞILDI”

Sanık hakkında disiplin soruşturması ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadan kendi isteği ile partiden istifa ettiğini belirten Av. Karaosmanoğlu, “Böylelikle her hangi bir disiplin cezası verilmeden,  konunun üstü inceleme başlatılmadan kapatılması için üstü örtülü bir şekilde göz yumularak olay kapatılmıştır. Gerek İl Başkanı gerek Menteşe Belediyesinin teknik ekipleri  yargılama sürecinde  kameraların 8 gün önceki görüntülerinin görülebildiğini ifade etmesine rağmen yargılama sürecinde bu görüntülerin 11 . günden sonra otomatik olarak silinmeye başladığı ortaya çıkmıştır. Yani müvekkil 07Ağustos 2020 tarihinde görüntüleri yazılı olarak istediğinde aslında olay anını gösteren kamera kayıtlarının yapılacak doğru bir inceleme sonucunda ulaşılabileceği açık ve nettir. Kaldı ki yargılama esnasında da alınan bilirkişi raporunda da kamera kayıtlarının 8 günlük olmadığı anlaşılmıştır” dedi.

SAMİMİYETSİZ KİŞİLER

Av. Canan Karaosmanoğlu şöyle devam etti: “Anlattığım her hususa ilişkin olarak belge ve deliller ile beyan ettiğimizi söylememize gerek olmadığını düşünerek 08 Mart Dünya kadınlar gününde çıkıp kadın hakkı diye demeç veren ama kendi bünyesinde ki kadın çalışanına karşı yaşanılan bu olay nedeni ile susan, gerekeni yapmayan samimiyetsiz kişileri de kamunun vicdanına bırakıyorum.”