Muğla Flash Haber muglaflash.com haberine göre; MUÇEP’e bağlı Deştin Çevre Platformu’nun sözcüsü Haluk Özsoy, Türkiye Cumhuriyeti’nin en temel kurumlarını hedef alan sözleri nedeniyle hâkim karşısına çıkıyor. Muğla’da faaliyet yürüten ve son dönemde çevre mücadelesi kisvesi altında siyasal ajandalarla gündeme gelen MUÇEP, şimdi skandal bir dava dosyasının merkezinde.
3 Aralık 2023’te Menteşe’de düzenlenen “Adalet ve Demokrasi Yürüyüşü” sırasında yaptığı basın açıklamasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Türk yargısını “gayrimeşru” ilan eden Özsoy, “Verilen kararları tanımıyoruz” diyerek doğrudan anayasal düzene meydan okumuştu. Bu açıklamaları sonrasında hakkında “Türk milletini, devleti, devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçlamasıyla kamu davası açıldı.
Ancak Özsoy’un skandal söylemleri bununla da sınırlı kalmadı. Daha önce, Muğla Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yaptığı konuşmada da yargıya alenen saldıran Özsoy, “Bunlar sermayenin hâkimleri, gece bir telefonla bu hâkimleri ayarlıyorlar” diyerek yargı mensuplarına iftira ve hakaret içeren söylemlerde bulunmuştu. Bu açıklamalar üzerine savcılık ayrıca yeni bir soruşturma daha başlattı.
Tüm bu açık saldırılara rağmen, ilk derece mahkemesi Haluk Özsoy hakkında beraat kararı verdi. Bu karar, yalnızca kamuoyunda değil, yargı camiasında da büyük öfke yarattı.
Hukukçular, “Devletin en üst makamlarına ve yargıya bu kadar açık ve ağır ithamlarla saldıran biri hakkında verilen beraat kararı, yargının kendi meşruiyetini inkâr etmesidir” yorumunu yaptı.
Savcılık, kamu vicdanını derinden yaralayan bu karara derhal itiraz etti ve dosyayı üst mahkemeye taşıdı.
Özsoy’un temsil ettiği yapının özellikle Alman vakıfları üzerinden aldığı fonlar ve Türkiye’de yürüttüğü faaliyetler bir kez daha gündeme geldi. 5. kol faaliyeti yürüten dış bağlantılı yapılara cesaret veren bu kararın, benzer yapılar için tehlikeli bir emsal oluşturduğu belirtiliyor.
Üstelik mahkeme süreci boyunca Muğla Adliyesi önünde toplanan bazı grupların, hâkimler üzerinde baskı oluşturmaya çalıştığına dair görüntüler de kamuoyuna yansıdı. Buna karşılık Türk Hukuk Enstitüsü’ne bağlı avukatlar, “Bu dava yalnızca bir çevreci kılıfıyla yargıya saldırı değil, devletin itibarını koruma meselesidir” diyerek davanın takipçisi olduklarını vurguladı.
Özsoy’un bağlı bulunduğu MUÇEP’in, son yıllarda yurt dışından – özellikle Alman vakıflarından – aldığı finansal desteklerle çevre hareketi görünümünde yürüttüğü faaliyetler artık çok daha sorgulanıyor.
Devletin kurumlarını açıkça hedef alan bu yapılarla ilgili kamuoyu artık daha uyanık. Bu dava sadece Haluk Özsoy’un değil, Türkiye’ye parmak sallayan tüm yapıların mahkemesidir.
