Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Belediyelerin borçlarının 30 altın ton tutarında olduğu söylendi. Doğru değil. Belediyelerin bugünkü SGK borcu şuan 167 milyar lira bu da yaklaşık 55 ton altın yapıyor. Bu borçların 3'te 1'i CHP'li belediyelerin borcu deniyor. Bu da yanlış. Tüm belediyelerin borçlarının yüzde 70'i tek başında CHP'li belediyelere ait. Bunlarla ilgili tüm belge ve dökümanlar elimizde mevcut. 30 büyükşehir belediyesinin yalnızca 14'ü CHP'li ama büyükşehir borçlarının yüzde 80'e yakını yüzde 76'si CHP'li belediyelere ait.

En borçlu 30 belediyeden 23'ü CHP belediyesi. Toplam borcun yüzde 70'i CHP belediyesi. Bu belediyeler borçlarını ödemek yerine sürekli katlıyorlar.

Kamuoyunu aydınlatmamızda yarar var, belediyelerde çalışmakta olan işçi ve memur sigorta kolunda toplam SGK alacağının 4'te 1'i belediyelerin borcudur.

Ayrıca SGK'nın tüm bu anlattıklarımı tek kalemde değerlendirsek bile özetle en borçlu kurum ve kuruluşlar yine CHP'li belediyelere ait oluyor.

Ankara Büyükşehir Belediyesi CHP’ye geçtiği zaman SGK’ya borcu 160 milyon liraydı. Ankara 5 yılda SGK prim borucun 55 kat artırmış bir belediye.

İBB’nin 2019 Şubat ayında CHP’ye geçtiği tarihte SGK’ya borcu 70 milyon liraydı. Şimdi 5 yılda İBB borcunu 100 kat artırmış bir belediyemiz."

CHP manipülatif bir yol izliyor. Altınla eşleştirmeye çalışıyor. Bildiğiniz gibi altın küresel ekonomide sürekli değer kazanan bir emtiadır. Bu tür değerlendirmeler yapmak çok iyi değil. Bu tür altın üzerinden hesaplama yaparak vatandaşımızın algısında değişiklik yaratmaya çalışıyorlar.

Aynı muhalefet altınla 2002’de kaç emek alınabiliyordu bunu hesaplayabiliyor mu? Maaşlar, ücretler altın karşısında tüm dünyada olduğu gibi değer kaybetmeye mahkumdur.

Türkiye maaşları altın karşısında en az değer kaybeden ülkelerden bir tanesi. 2002’den bu yana asgari ücret altın hesabı ile Fransa’da yüzde 80, Yunanistan’da yüzde79, Hollanda’da yüzde 78 oranında değer kaybetmişti. Dünya genelindeki kayıp oranın ortalaması yüzde 70’in üzerinde.

 İnşallah asgari ücrette enflasyonda kalıcı düşüşü sağlayarak refahımızı artırmaya gayret edeceğiz. 2025 yılı enflasyonun kontrol altına alındığı bir dönem olacak. Refah arttıkça elde ettiğiniz tüm zenginlikleri vatandaşımız, emeklilerimizle paylaşacağız.

İhtiyaç olursa biz güncelleme yapabiliriz. Vatandaşlarımızın satın alma gücünü hükümet olarak korumak zorundayız. 2025 yılında gerçekten enflasyonda ciddi anlamda iyileşmeler bekliyoruz. Düşüşün başladığını göreceğiz. Ancak Allah korusun bir aksilik, felaket başka bir durumla karşı karşıya kalırsak temmuz ayında tekrar gündeme gelebilir.

Ekonomi kurmaylarımız durumu görüyoruz. Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda karar alınarak biz tabi ki güncelleme yapabiliriz. Asgari ücrete güçlendirmek amacıyla, ticaretimizi artırmak amacıyla 1 yıl süre ile belirledik. Geçen yıl yaptığımız bu uygulama ihracatımızın, ticaretin artmasında çok büyük katkısı oldu. Tutarlı davranışlardan dolayı tebrikler aldık. İşveren de geleceği görmek zorunda.

Karın germe ameliyatlarında artan risklere karşı uyarı Karın germe ameliyatlarında artan risklere karşı uyarı

Eğer böyle bir ihtiyaç hasıl olursa çalışırız ve gerekli iyileştirmeyi yaparız. Ancak şu an ben 2025 yılını meyveleri alacağımız bir dönem olacağını yürekten inanıyorum.

‘ÖĞRENCİLERİMİZE BÜYÜK BİR DESTEĞİMİZ OLACAK’

19 aydır tek hanelerde seyreden bir işsizlik oranımız var. OVP ile uyum içerisinde ilerlediğini söyleyebiliriz. Özellikle Ulusal İstihdam stratejisi ile birlikte üniversite öğrencilerimize yönelik büyük bir desteğimiz olacak. İş piyasalarına girme noktasında bir çalışmamız olacak.

Bu program inşallah Cumhurbaşkanımızın katılımıyla Şubat ayında kamuoyuna duyurulacak bir strateji belgesi. 1.5 yıl öncesi çalışmaya başladık. İş gücü piyasasının güncel durumu nedir? Geleceğe yönelik ne tür beklentiler, iş açıkları ve becerilere ihtiyaç var. Politikalarımızı adım adım belirledik.

İş gücü piyasalarında inanılmaz bir dönüşüm var. Yeşil ve dijital dönüşüm ile beceri uyumunu nasıl eşleştirebiliriz? Birinci stratejimiz bu olacak. İkincisi kapsamlı istihdamın genişletilmesi.

Sosyal yardımlar kapsamında önceden verdiğimiz destekler bu kadar yüksekti ki iş gücüne girecek vatandaş bulamıyorduk. Sosyal koruma istihdam geliştirmesi yönünde politika stratejisi belirledik.

‘4 STRATEJİ POLİTİKAMIZ OLDU’

Tarımda çalışan oranımız düşüyor. Bu çok tehlikeli bir aşama. Kırsal bölgelerde sürdürülebilir istihdamı nasıl geliştirebilir şeklinde 4 strateji politikamız oldu. 88 adet eylem planımız hazır.

EYT’den emekli olmaya başlayan, devam eden bir süreç var. Yasal haklarını elde eden vatandaşlarımız emekli olmak istiyor. Bugün itibarıyla 2.5 milyona yaklaşmış durumda. Tam rakam 2 milyon 445 bin 965 kişi.

‘EYT’Lİ EMEKLİLERİN YÜZDE 58’İ ÇALIŞIYOR’

Aslında beklediğimiz rakam 5 milyona yakın. Şu anda 2.5 milyona yakın vatandaşımız başvuru yapmış. Şu anda 2.5 milyon emekli olan vatandaşımızın yüzde 58’i çalışıyor.

16.6 milyon emeklimiz var. Biz de SGK olarak bütçemizin yüzde 70’ini emeklilerimizin aylıklarını ödemeye ayırmak zorundayız. Geri kalan yüzde 30’u için vatandaşlarımızın sağlık giderleri, ilaç ihtiyaçlarını karşılamak için ayırıyoruz."