Bir zamanlar Marmaris'e ulaşmanın tek yolu olan bu güzergah, yeni yolun açılmasıyla farklı bir anlam kazandı. Şimdi ise seyahat tutkunlarının, fotoğraf meraklılarının ve evlilik arifesinde olan çiftlerin uğrak noktası haline geldi. Yeni evlenecek çiftler, evliliklerinin Aşıklar Yolu'ndaki okaliptüs ağaçları gibi uzun ömürlü olmasını dileyerek burada fotoğraf çektiriyor.

Ancak bu ağaçların dikilme hikayesi, Gökova'nın 1930’lu yılında yaşadığı büyük bir sıkıntıya dayanıyor. O yıllarda Gökova Körfezi'nin yemyeşil doğası ve masmavi suları güzelliğiyle büyülerken, bölge bataklıklarla kaplıydı. Bu bataklıklar, sivrisineklerin üreme alanı haline gelmiş ve sıtma hastalığı bölgeyi kasıp kavurmuştu. Hastalık yüzünden özellikle çocuklar hayatını kaybediyordu.

Bu zorlu durum karşısında Gökova'nın muhtarı Mehmet Gökovalı, çaresizce bir çözüm arayışına girdi.

Muhtar yörede nam salmış bir kişi. Aydın, çalışkan, doğayı çok seven, çok bilge bir insan. Köylüler tarafından da oldukça seviliyor hatta muhtarın söylediği ne varsa el birliğiyle yapılıyor yolsa yol, su ise su hep birlikte eksikler giderilip muhtarın istekleri yerine getiriliyordu.Muhtar Gökovalı bölgede yaşayan çocukların sıtma hastalığıyla mücadele edip aynı akıbeti yaşamaması için harekete geçti. Dönemin Muğla Valisi Recai Güreli ile görüşen muhtar, bataklığın kurutulması için bir çözüm talep etti. Dönemin valisi Güreli, dünya genelinde bu tür sorunlarla nasıl başa çıkıldığını araştırarak, okaliptüs ağaçlarının bu sorunu çözebileceğini öğrendi.

Avustralya'dan getirilen yüzlerce okaliptüs tohumları, Halikarnas Balıkçısı olarak bilinen Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın girişimleri ile fidan haline getirilerek Gökova'ya ulaştı. 1938 yılında köylüler büyük bir coşkuyla fidanları 3 kilometre boyunca diktiler. Dönemin muhtarı Mehmet Gökovalı fidanların dikimi ile ilgili tuttuğu ayrıntılı notları ile alanın köy sandığına kaydedilmesini de sağlıyor. Notlarda fidanlar için açılacak çukurlarda kimlerin çalıştığı kaç adet çukur kazdıkları, fidanların dikiminden sonra etrafına yapılan çitlerin malzemelerini kimlerin ne kadar verdiği, kimlerin yapımını üstlendiği ve montajını kimlerin kaçar adet yaptığı, dikilen fidanların ilk dönemlerinde kimlere ait yük taşıma hayvanları ile kaçar teneke su taşındığına kadar detaylar yer alıyor. Bu ağaçlar, zamanla büyüyüp göğe doğru yükselirken, bataklık da kuruyarak sıtma hastalığı sona erdi.

Uzun dönem iki sıra ağaçlar arasından geçen yol Muğla-Marmaris kara yolu olarak kullanıldı. Artan araç sayısı ve trafik nedeniyle Kara yolu genişletmek için ağaçların kesilmesi gündeme gelince Gökova köylüleri açtıkları davada muhtarın notları ve köy sandığı kayıtları ile ağaçları ve yolu kurtarmıştı.

Muhtar Mehmet Gökovalı’nın torunlarından Şenay Gökovalı Aydın; “Yöre insanı için orası ‘ağaçlı yol’der. Muhtar Mehmet'in torunu olarak ben oraya ‘aşıklar yolu’ denmesini çok içime sindiremiyorum. Çünkü oranın hikayesinde ölen çocuklar, gözü yaşlı analar, bir toplumun kaderini değiştirmek üzere kıtalar arası seyahat eden tohumlar var. Aşıklar yolu diye anılmaya başlana geldi ve ağaçlara isimler, kalpler, şekiller kazınmaya başlandı. İnsanlar elbette gelsin, fotoğraf çeksin, orada yürüsün ama tarihe, emeğe saygı göstermek gerek.

Yapay zekâ ile iş süreçlerinizdeki gücünüzü artırın Yapay zekâ ile iş süreçlerinizdeki gücünüzü artırın

Ağaçlı yol, sadece bir yol değil, aynı zamanda Gökova'nın geçmişte yaşadığı acılara karşı verilen mücadelenin simgesi. Vali Recai Güreli, Muhtar Mehmet Gökovalı ve Halikarnas Balıkçısı gibi isimlerin öncülüğünde, bu ağaçlar birer hüzünlü anıta dönüştü. Gökova-Marmaris yoluna düşenler, Ağaçlı Yol'da yürüyüş yaparken bu hikayeyi hatırlamalı ve geçmişin anısına saygı duymalı.

Editör: Haber Merkezi