Zam üstüne zam yağarken zamcı hainlerin yakalanması an meselesi.
Kimisi açık açık yapıp dakikada bir etiket değiştirirken kimisi herhalde utandıkların olsa gerek miktardan ya da kaliteden eksilterek zamcı olmama maskesi takıyor.
Piyasadaki ünlü markalardan bir deterjanın ambalajındaki ürünün neredeyse yüzde 20’sinin eksik olduğunu gözlerimle görmesem, ‘Hadi be sende, niye yapsınlar ki’ derdim.
Ambalajı ışığa tutunca çaktırmadan vatandaşa gizli çakılan’ı görmemek mümkün değil.
Zamlar pazarda, bakkalda, eczanelerde, markette kol kola halay çekip, tey tey değince vatandaş oynatmaya az kaldı.
“Doktorum nerede” demesin moduna giren siyasetçiler ve yandaşları da dedektifliğe soyundu;
Meğer zamların çoğunu TÜSİAD yapıyormuş, pardon TUSİAD’a kayırlı şirketler yaparlarmış.
Eh gerisi kolay MÜSİAD diye de bir patronla kulübümüz var. Onların üyeleri de indirim yaptı mı hükümetimize iş bile kalmaz hemen rekabet başlar. Fiyatlar düşer.
Vatandaşta sokağa inen inene fiyatların üstünde horon teper.
Geçmiş yıllarda pahalılık göstergesi kurufasülye idi. Hayat pahalanmaya, vatandaş zorlanmaya başlayınca bu fasülye 7,5 lira, çal oynasın… Hem oynaşıp, hep kaynaşsın türküsü manşet olur hep birlikte halimize oynardık.
Bugünlerde aklımızı oynatmak için çok malzeme var. Hepsi birlik olmuş, bizi oynatmak için elinden geleni yapıyorlar.
Bu işe dur demenin zamanı çoktan geldi, geçiyor bile. Derken bir de ne görelim;
Sayın Bahçeli açmış ağzını, yummuş gözünü;
Netflix’ deki bir komedyene verip, veriştirerek ayar vermiş.
Ülke tarihinde komedyenlerin iktidar ve parti başkanlarının eleştiren skeçlere alışkınsak da parti başkanlarının komedyen eleştirisi yaptıkları görülen iş değildi. Bir ilki gerçekleştiren Sayın Bahçeli sanırım zamlardan ve ülke gidişatından mutlu olmayınca para ile izlenen bir kanalda komedyen izleyerek stres atıyor.
Darısı zamsız günlerde vatandaşın başına.