EĞİTİM SEN MUĞLA ŞUBESİ:


Eğitim Sen Muğla Şube Başkanı MSKÜ’de akademisyenlerin kadro sıkıntıları ile ilgili yazılı basın açıklaması yayımladı. Savran “Kamu hizmeti olarak değerlendirilen bu işlevleri yerine getirmekte olan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesindeki çok sayıda öğretim elemanımızın kadro problemiyle karşı karşıya olduğu gözlenmektedir. Üniversitedeki akademik işlerin, eğitim öğretim faaliyetlerinin, bilimsel araştırma ve projelerin sağlıklı işleyişi öğretim elemanlarının tecrübesi ve devamlılığı ile mümkündür. Bu işleyişlerde sürekli yeni öğretim elemanı istihdamı yerine halihazırda işleyişe hakim ve tecrübeli öğretim elemanlarının kalıcı olması Üniversite’nin ve Kamu’nun yararınadır” dedi.
“GELECEK KAYGISI YAŞATILMAMALI”
Çok sayıda akademisyenin kadro problemiyle karşı karşıya kalmasının akademik faaliyetlere doğrudan etkilediğini ifade eden Savran, “Akademisyenlerin özlük hakları üzerinde sonuç doğurmaktadır. Ayrıca, akademisyenleri ‘puan toplayan’ kişilere dönüştüren, akademik faaliyetleri de ‘faydacı’ mantığa hapseden düzenlemeler üniversitelerimizin geleceğine de büyük darbeler indirmektedir. Akademik gereklere ve liyakate değil, rektörlüğün istek ve inisiyatifine göre işleyen bu süreç, akademinin ve akademisyenlerin baskı altında tutulmasının, üniversitelerde yandaş kadrolaşmanın bir aracı haline gelmiştir. Kadro sorunları bekletilmeden çözülmeli, kadrolar sürekli olmalı, yükseköğretim emekçilerine gelecek kaygısı yaşatılmamalı, Doktorasını tamamlamış araştırma/öğretim görevlileri ek koşul aranmaksızın doktor öğretim üyesi kadrosuna atanmalıdır” diye konuştu.
“ÜNİVERSİTENİN DEĞERLERİNİN İÇİNİN BOŞALTILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ”

Tüm karar ve denetim süreçlerinde üniversite bileşenlerinin tümünün yer alması gerektiğini vurgulayan Başkan Savran,  “Karar ve denetim süreçlerinde kişilerin değil, kurulların egemenliğini esas alan eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik öz yönetim ve öz denetim modeli hayata geçirilmelidir.
50/d, 33/a, 35 vb. gibi maddelerle istihdam edilen araştırma görevlileri arasında görev ve haklar açısından yapılan her türlü ayrımcılığa son verilmeli, araştırma görevlileri iş güvencesine kavuşturulmalıdır. Eşit işe eşit ücret verilerek, ders ve araştırma sürecinde eşit katkıların eşit değerlendirmesi yapılmalıdır. Ek göstergeler yoluyla hiyerarşik ücretlendirmeden vazgeçilmelidir.
Üniversitelerde unvanların norm kadroya eşitlenmesi uygulamasına son verilmeli, hak edilen akademik unvanların kadro derece karşılığı özlük haklarının tesis edilmeli, geriye dönük hak kayıpları giderilmelidir” ifadelerini kullandı.

YILIN EN İYİ LİSESİ FETHİYE’DE YILIN EN İYİ LİSESİ FETHİYE’DE

“ENGELLEYİCİ DEĞİL, KOLAYLAŞTIRICI OLUNMALIDIR”
Üniversitenin öğrencisi, öğretim üyesi, idari personeli ve emekçileriyle bir bütün olduğunu dile getiren Savran açıklamasında son olarak şu ifadeleri kullandı:

“Üniversite emekçilerinin ve öğrencilerin örgütlenme ve siyaset yapma hakları önündeki tüm engeller kaldırılmalı, tüm üniversite emekçilerine koşulsuz iş güvencesi sağlanmalı, toplu sözleşmeli, grevli sendika hakkını kullanmaları yönünde engelleyici değil, kolaylaştırıcı olunmalıdır.
Tüm bu gerçeklerden hareketle Üniversite içindeki atama ve yükseltmelerde, bu üniversiteye emek veren ve liyakat gösteren idari ve akademik kadroların atanmasına öncelik verilmelidir. Eğitim-Sen sendikası olarak konunun takipçisi olduğumuzu, kadrolaşma saiki ile üniversitenin temsil ettiği değerlerin içinin boşaltılmasına izin vermeyeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.”