ÜNAL ŞÖHRET DİRLİK-III--

Büyük Atatürk diyor ki: “… Sanatkar; toplumda uzun mücadele ve gayretten sonra alnında ışığı ilik gören insandır… İnsanlarda bir takım ince, yüksek ve asil duygular vardır ki, insan onlarla yaşar. İşte o ince, yüksek, derin ve asil duyguları en çok duyabilen ve diğer insanlara duyurabilen şairdir.”

Atatürkçü görüşü benimsemiş, bir Cumhuriyet öğretmeni olan Dirlik, geleneksel değerlere bağlıdır, üretken ve çalışkandır, Fethiye yöresinin folkloruyla ilgilenmiş, halk bilimine önemli eserler kazandırmıştır. Turistik bir ilçede, turizm uğruna Türk Dili’nin hoyratça kullanılmasını da hazmedememiş, o çok sevdiği Fethiye’nin caddelerinin kenarlarındaki dükkanlara, büfelere, otellere yazılan yabancı tabelalardan sıkıntı duymuş, o,Kirli İşyeri Yazıları”şiirinde bu görüşlerini şöyle belirtmiştir.

“Kuş uçmayan ellerde garip hancı gibiyim

İnsanı birden yıkan, korkunç sancı gibiyim

Adları başka dilde, yazılmış işyerleri önünde

Gurbet ellere düşmüş bir yabancı gibiyim.”

Ünal hocanın, Fethiye yöresine özgü derlediği manileri önemlidir. “Ramazan Manileri” adını verdiği derlemelerinde, günümüzde unutulmuş birçok mani yer almaktadır.

“Açılır bağ ile bostan

Mübarek Kadir Gece’si

Tebrikler gelir dosttan

Mübarek Kadir Gece’si”

Buna benzer manilerde kutsallığı vurgularken, bazı manilerinde bu konunun dışında maniler seçer. Bunların ağırlığını Fethiye ve yöresi manileri oluşturur.

Abayı vurdum sırtıma,

Tuttu beni bir fırtına,

Eğlendirme beyefendi,

Evi aldırma sırtıma.”

Ünal Şöhret Dirlik, Köy Enstitüsü’nden aldığı ruhu, hep özünde taşımış, o mantıkla öğretmenliğini sürdürmüş, folklor çalışmalarını bu terbiye içinde yapmıştır. Hocanın çalışmalarına baktığımızda, usta bir çalışmacının eli ve zekâsı görülür. Konuları çok ciddi araştırdığını anlarız. Bu ise onu, sadece şair olarak değil, araştırmacı olarak da önemli kılar. Yöreye ait derlediği maniler dışında, bilhassa Fethiye üzerine yaptığı incelemeler, yöre kültürü için önemlidir. Şiirlerinde yöresiyle birlikte kültüründen izler vermeye çalışmıştır.

Ünal Bey için şunu da belirteyim ki. Kendisi şairliğinin dışında yörede şairliğe karar vermiş, şiirler yazmış kişileri de çevreye tanıtmaya çalışmış, onların bazı şiirlerini yazdığı dergi ve gazetelerde yayımlayarak, önlerini açmaya çalışmıştır.

Kendisi bu çalışmaları dışında uzun yıllar“Beş Kaza” isimli dergiyi yönetmiş, bu dergide çok çeşitli yazılar yayımlamıştır. Şairin, çok sayıda eseri ve aldığı önemli ödülleri vardır. Televizyonlarda programlara çıkmıştır. Fethiye yöresinde köklü çalışmalar yapmış, bu çalışmalarıyla“ bir yerde Fethiye’nin hafızasını, yazdığı eserlerine taşımıştır.” Bu eğitimci şairin hakkında söyleyeceklerimizi, yine onun bir şiiriyle tamamlayalım.

FETHİYE’NİN PALMİYELİ CADDELERİNDE

“Aşk dedik, sevda dedik

Dayandık gönül kapılarına körkütük

Ne bilsin kapılar sevdamızı

Gönül kapısında acıma yok

Gönül kapıları sağır

Duyuramadık yakınmamızı

Kulaklar sağır.

Sevgi dedik acılara tutkulara

Adını sayıklayıp durduk geceler boyu

Yahut yorgun kadehlerinde aradık

Yıllardır hasret kaldığımız

Sevgiyi tutkuyu

Teselliyi, mutluluğu…

Bilmem neden

Bir vefasıza uyamadık geceler boyu

Ilık meltemi Fethiye’nin

Palmiyeli caddelerinde

Dolandık durduk

Ağladık durduk

Ağladık durduk.”

Ülke ve memleket sevdalısı olan Ünal Şöhret Dirlik, Köy Enstitüleri’nin yetiştirdiği son kuşak öğretmenlerdendir. Uzun yıllar eğitimin içinde bulunmuş, yöre insanının eğitim görmesinde büyük katkıları olmuştur.

2024 yılı Nisan ayında aramızdan ayrılan Ünal Şöhret Dirlik, yazdığı eğitim ve folklora ait yazılarıyla, ileride de Muğlalı ve Fethiyelinin belleğinde yaşayacak ve bıraktığı eserlerinden yararlanıldıkça adı hep hatırlanacaktır.

Ruhu Şad Olsun!

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

NOT: Yöre şairleri üzerine çalışma yaparken, şairlik yapmış kişilerin çoğunun öğretmen kökenli olduğunu gördüm. Bunlar genellikle Köy Enstitülü kuşaklarla başlamış ve bunları izlemiş öğretmen kuşağından şairlerdir. Aldıkları eğitimin felsefesi gereği köye ve köylüye çok yakın durmuşlar ve yurt sevgisini vermeye çalışmışlardır.