ÜNAL ŞÖHRET DİRLİK--II-

FETHİYELİ BİR EĞİTİMCİ-ARAŞTIRMACI VE ŞAİR

ÜNAL ŞÖHRET DİRLİK--II-

Namık Kemal’in:” İnsan vatanını sever, çünkü gözünü açıp ilk gördüğü yer vatan toprağıdır…” dediği gibi. Ünal Şöhret Dirlik’in aklı da hep doğduğu topraklarda kalmıştır. Ailesiyle çalıştığı tütün tarlaları, gittiği okul yolları, onun belleğinde kalmış görüntülerdir. Hani bir Çin şiirinde:

Memleketten mi geliyorsun?

Nevar ne yok bizim oralarda?

Çiçek açmış mı zerdali ağacı

Evimin penceremin önünde?

Dediği gibi onun aklı da köyüyle meşguldür. “Acılı Güney Akşamları” şiirinde, bu psikolojik dünyasından izler yakalamak olasıdır.

“ Şimdi sevdalı sessiz

Umutsuz, gözleri yaşlıyım

Yıllar önce nasıl bıraktınsa

Yine öyleyim.

Türkülerimizi söylüyorum

Martılara.

Acılı akşamlarında

Güneyin.”

1956/ 1957 Denizli ili Çameli ilçesi Emecik köyünde öğretmenliğe başlar. Sabahat Uysal’la evlenir ve altı çocuk babası olur. 1959 yılında Fethiye Yaylaemirler Köyü İlkokulu’na atanır. Bu dönemde yaptığı derlemelerini bastırır. Yedeksubay öğretmen olarak Fethiye’nin Söğütlü Köyü’nde görev yapar. Bu askerlik dönemi üç ay sürmüştür. 1961 yılında Fethiye, Patlangıç ve EldirekKöyülerinde 28 yıl sürdürdüğü öğretmenliğini, 1986 yılında emekli olarak noktalar. Ancak derlemeler ve yazılar yazmaya, kitaplar çıkarmaya devam eder. 1996 yılında” Sen Şimdi Güneyde I-II”Fethiye Bilmeceleri” 1997’de “Fethiye Halk İnanışları”, 1998’de “Fethiye Gülüyor” 1999”İncirköy İncirköy“, 2000,yılında “Fethiye Atasözleri” ve “Deyimleri ve Yayla Göçleri”, 2001 yılında “Fethiye’de söylenen Maniler” 2002’de “Fethiye’de Bilmeceler, Hayırlı Sözler ve Dualar”, 2003’te” Ey Fethiye Fethiye” adlı eserlerini yayımladı. Kendisi 1960 yılından itibaren Fethiye Gazetesi’nde on yıldan fazla yazılar yazdı. Başarı belgeleri ve teşekkür plaketleri aldı. Şiirlerinde Eğitim ve köy hayatına, folklora çok ağırlık verdi. Şiirlerini serbest ve hece ölçülü yazdı. Şiirlerinde gözleme ağırlık verdi. Yalın bir dil kullandı.Fethiye’nin her karış toprağını şiirlerinde anlatmaya çalıştı. Birçok şiirinde, insanı çeken ve etkileyen doğayı, şiirlerinde ve yazılarında anlattı. 1957 yılında yaşanan Fethiye Depremi’nin o yöreye verdiği sarsıntıları ve yıkımı. Fethiye’ye Ağıt”şiirinde acılı bir gün olarak duyurdu.

“25 Nisan gece sabaha karşı,

Karıştı birden bire cadde ve çarşı,

Feryatlar göklere çıktı, tuttu arşı,

Gömüldü gönüller güzel Fethiye’m.”

Şair, bazı şiirlerini halk şiiri ölçülerine göre yazarken, bazılarını serbest ölçüyle kaleme almıştır. Bu iki tarz şiirlerinin içinde de halkın özünden, kültüründen esinlenmeler vardır. Halk kültürünün sözleri ,onun şiirine malzeme olurken, bu haliyle şiirlerinin anlaşılırlığı kolaylaşmıştır.”Gün Ola” şiirinde:

“Bir gün olur

Keser döner

Bir gün olur

Sap döner.

Keser döner- sap döner

Bir günde

Hesap döner.”

Derken, halk tabirlerini, şiir yapısı içinde kolayca kullanır. Şairin kolay anlaşılır, halka çok yakın bir söyleyiş biçimi vardır. Tabii ki bunda, bir köy çocuğu olmanın, okuduğu okulun ve görev yaptığı mesleğin de katkıları vardır. Bazı şiirlerinde, Orhan Veli etkisi görülür. Yani I. Yeni Şiiri’nin şiir anlayışı vardır. Yalın ve sade olması, şiirinin halk tarafından kolay şekilde anlaşılacağı için bu görüşe yakın durmuştur. Şiir dili canlıdır, Fethiye doğası, Aksu Öğretmen Okulu’nda ve mesleğe atıldıktan sonraki eğitim yıllarının izleri bu şiirlerinin motifleri arasındadır. Ayrıca folklor araştırmaların da bulunması, onun bu kültüre iyi ve sağlıklı bakmasını sağlamıştır. Şöyle ki onun halk kültürünü sevmesi, aynı zamanda bu kültürün değerlendirmesine de imkan vermiştir.

“Anlaşıldı

Saçların dalgalı

Simsiyah

Altları bembeyaz

Anlaşıldı güzelim

Boyamışsın

Merdiveni

Altmışlara dayamışsın.”