Duygularımı nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum.
Günlerdir boğazımız düğümlendi.
Rahat nefes alıp veremiyoruz bile.
Vicdanımız rahat uyuyamıyoruz.
Türkiye’nin canı şu an 10 ilimizde. Yaklaşık 13 milyonluk nüfus..
Uykumuzun en derin olduğu saatlerden birinde şiddetli bir sarsıntıyla, gürültüyle ya da bir göçüğün altında uyanmak nasıl çaresiz bir şey düşünemiyor insan. Biz düşünemezken bile binlerce insan bunu yaşadı.
6 Şubat sabahı olanlardan habersiz, normal bir güne uyanır gibi uyandık çoğumuz. Elimize telefonu alana kadar..
Kahramanmaraş'ta 6 Şubat sabahı 04.17'de en az 10 ili etkileyen 7,7 büyüklüğündeki deprem meydana geldi. İlk depremden 9 saat sonra yine aynı bölgede 7,6 büyüklüğünde ikinci bir deprem oldu.
Doğu Anadolu Fay Hattı'nın üzerindeki bu deprem 1939 Erzincan Depremi'nden bu yan Türkiye'de meydana gelen en büyük ikinci deprem.
Binlerce bina yıkıldı.
Şuan hala binlerce kişi göçüğün altında.
Herkes elinden geldiğince yardım etmeye çalışıyor ama görüyoruz ki bir şeyler yetersiz.
En başta bir koordinasyon eksiğimiz var.
Türkiye bir deprem ülkesi. Bu gerçeği maalesef deprem olduğunda hatırlıyor aradan biraz zaman geçtikten sonra unutuyoruz.
Artık bu bilinci aşılamamız gerekiyor.
Hele ki ihtiyaç listelerinin başında artık “kefen” olduğunu gördükten sonra.
Sözün bittiği yerdeyiz.