SORULAR VE SORUNLAR BİTER Mİ?...

17 Ağustos depreminden örnek almadığımız ve unuttuğumuz gibi, Güneyi ve Güneydoğusu sallayan depremi de unutabilir miyiz?

Yine fay hatlarının üstüne binalar dikmek için ruhsat alabilir miyiz?

Yapılar bittikten sonra, sıradan bir kontrolle oturma izni verebilir miyiz?
Yine sık sık imar afları çıkarabilir miyiz?
Dikey yapılaşmayı sürdürebilir miyiz?
Daha çok soru var da en önemlisi bu sorulara yanıt bulabilir miyiz?
Ayni günde, ayni bölgede biri 7.7 ikincisi 7.6 şiddetinde yaşanan deprem bize gösterdi ki bu konuda çok beceriksisiz ve geçmişten ders almamışız.
Herkes kendi başının çaresine bakıyordu, kurtulanlar, yıkılan konutunun enkazını kaldırmaya, enkaz altındakileri kurtarmaya çalışıyordu.
Bu konuda araçları, gereçleri yoktu. Deprem felaketine karşı hemen bölge ye yetişmesi gerekenler şaşkınlık içerisindeydi.

Birçok belediyenin ekipleri bölgeye onlardan önce yetişmişti.
Böyle yıkıcı bir felaket, politikaya alet edilebilir mi? Ama edildiğini şaşırarak ve iğrenerek gördük.
Yapmayın, etmeyin demeye utandık. Desek, kime diyeceğimizi de bilemiyorduk.
Televizyonlarda gördüklerimiz içimizi incitirken, ölenlerin verilen sayısı bize inandırıcı gelmedi.
Gerçek sayıyı vermek yanlış mı olurdu? Panikteki depremzedelere bir panik daha mı yaşatırdı? Yoksa liyakatsızlığın yansıttığı beceriksizliği örtmeni yolu bu muydu?
Tamam, depremin şiddeti büyüktü. Bilim insanlarının sözlerine kulak asılsa ve önlemler alınsa, takdir Allah'a bırakılsa, can kaybı daha az olabilir miydi?

Yapılarda malzeme hırsızlığı ve belediyelerin ilgili bölümlerine verilen rüşvetler bitirilmeden, biz daha çok deprem, çok yıkım, çok can kaybı yaşarız.
.Bu deprem konusunda sorular da bitmez yazılar da bitmez ancak sorulara yanıt alamamak ve yazılanlara kulak asmamak sürecek gibi görünüyor.
Afet bakanlığı kurulacakmış.
Böyle bir sistemde afet bakanlığı kurulsa ne olur kurulmasa ne olur.
O da bir afette ölenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralananlara acil şifa dilemekten öteye gidebilir mi?
Yapılar yorgun, insanlar yorgun, bu yaralar zor da olsa sarılacak

Yüreklerimiz hala depremi yaşıyor.
Bu yara kolay kapanmayacak, yitirilen canların acısı kolay dinmeyecek ama yine de geçmiş olsun Türkiye demek içimizi ferahlatıyor.
Geçmiş olsun Türkiye.