Türkiye'nin küresel ısınmanın sonuçlarından en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer aldığını vurgulayan Prof. Dr. Gülendam Tümen, “Ülkemizde yaz ve kış sıcaklıklarının artacağı, yağışların azalacağı, denizlerimizdeki su seviyelerinin yükseleceği ve tarımsal üretimin azalacağı yönünde ciddi endişeler var. Çok sayıda araştırma, yağışların azaldığı ve kuraklığın arttığı bir dönemde tarımsal potansiyeller ve yetiştirilen türlerde değişimlerin yaşanmasının kaçınılmaz olacağını gösteriyor” dedi.

MEAH'ta bir ilk Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı'nın ilk uzmanı Kılıç oldu MEAH'ta bir ilk Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı'nın ilk uzmanı Kılıç oldu

Bu durumun gıda güvenliğini tehdit ettiğini belirten Tümen, en fazla zararı da zor koşullara dayanmasıyla bilinen zeytin ağaçlarının göreceğini söyledi. '2022-2023 Üretim Sezonu Sofralık Zeytin ve Zeytinyağı Rekoltesi Ulusal Resmi Tespit Heyeti Raporu'nda çok ilginç saptamaların olduğunu ifade eden Tümen, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu saptamalardan bir tanesi aşırı sıcak havalar. Bunu bu yıl çok daha fazla hissetmeye başladık. Nisan ayında bile aşırı sıcaklar nedeniyle birçok zeytin ağacının filizleri yandı ve ağaçlar üzerinde stres meydana geldi. Komisyon diyor ki, ‘Zeytin üzerinde yaşanan bu aşırı stresten dolayı artık yeni ekilecek zeytinler için yüksek rakımlar seçilmesi lazım.' İklim değişikliği artık kapımızda. Zeytin ağaçlarımızı korumak için mutlaka taşıma planlamasını yapmamız ve bu duruma hazır olmamız lazım. Zeytin ağaçlarının taşınması gereken yükseklikler bölgelere göre değişmekle birlikte 100-500 metre arası seçilmiş. Bu rakım yükseltisi Akdeniz'de 800 metreye kadar çıkabilir. Ege'de 500, Marmara'da ise 400 rakımına kadar çıkmak mümkün. Çünkü sahil kesimlerindeki zeytinlerde oluşan aşırı stres, sıcaklık büyük bir handikap olmaya başlıyor. Bunu arazide de yaşadım, gördüm, üreticilerden de dinledim.”

Meyve ve yağ rekoltesi düşüyor

Aşırı sıcakların en büyük etkilerinden birinin meyve ve yağ rekoltesi olduğunu söyleyen Tümen, “Rekoltenin azalmasının yanı sıra aşırı sıcaklar ve buna bağlı gelişen hastalıklar nedeniyle yağda peroksitleri, yağ asidi ve indeksleri artıyor. Bu da yağın aromasının, kalitesinin düşük olmasına sebep oluyor. Üretici hastalıkla mücadele için daha fazla ilaç kullanıyor, bu durumda zeytin meyvesi üzerindeki rezidü miktarını artırıyor” dedi.

Bu durumdan en fazla Ege ve Akdeniz'deki zeytin ağaçlarının etkileneceğini ifade eden Tümen, “Birleşmiş Milletler'in raporlarında 3 derecelik sıcaklık artışının Büyük Menderes havzasını çölleştireceği belirtiliyor. Bu nedenle özellikle Ege ve Akdeniz bölgesinde denize yakın, düşük rakımlı yerlerdeki zeytinleri daha yukarılara taşınması, yeni zeytinliklerin de bu yüksekliklerde kurulması gerekiyor” dedi.

Buğdaylar çürüyor, yapraklar yanıyor

Sadece zeytin değil birçok farklı ürünün de etkilendiğini söyleyen Tümen, şu örneği verdi: “Geçtiğimiz yıl ekibimizle botanik çalışmaları için Kütahya'ya gitmiştik. Kütahya'da buğdayların çürümesine, küflenmesine tanıklık ettik. Çünkü yağmur yağmaması, iklimin kurak olması gerektiği zamanlarda şiddetli yağmurlar yağdı ve buğdaylar çürüdü.”

“Kısa bir süre sonra Uşak, Afyon gibi kentlerde bile seracılık yapılmaya başlanacak” diyen Tümen, “Aslında dünyada da bunun örneklerini görmeye başladık. En olmadık yerlerde seracılık başladı yüksek rakımlarda. Bugün zeytini konuşuyoruz ama üzüm, elma, buğday gibi birçok gıda ürünü etkileniyor. Örneğin geçen yıl Ege Bölgesi'nde sıcak nedeniyle çekirdeksiz üzümlerin yaprakları yandı. Artık çiftçi üzüm üretmek istemiyor. Aynı durumu taze fasulyede de görüyoruz. Sıcaktan çok etkilendiği için rekolte düşüyor, bu nedenle kilosu 180 TL'ye çıktı” ifadelerini kullandı.

Benzer sorunları yaşayan ülkelerin çeşitli çözümler bulmaya çalıştığını belirten Prof. Dr. Gülendam Tümen, İtalyanların Isparta Yerköy'de elma üretimine başladıklarını söyledi. Tümen, “Buralarda toprak kiraladılar ve ağaçları sıcaklardan çelik örtülerle koruyorlar” dedi.