Oğlunun motor kazası geçirdiğinin söylendiğini ancak olay yerindeki detayların bunu desteklemediğini belirten Karabiber, şunları söyledi: “Oğlumun sadece başında büyük bir darbe vardı ama yüzünde ya da vücudunda hiçbir sıyrık yoktu. Telefonu bile çizik almamıştı. Kazanın olduğu yer çakıllarla dolu olmasına rağmen ne fren izi vardı ne de motorun lastiklerinde bir iz. Olay yerine sabah altıda geldiğimde kan izleri bile temizlenmişti. Kürekle alınmış gibi görünüyordu.”
‘HER ŞEY KARANLIKTA KALDI’
Karabiber, kazanın ardından kamera kayıtlarının incelenmesini talep ettiğini, ancak bir sonuç alamadığını vurgulayarak, “8,5 aydır delillerin toplanması için mücadele ediyorum. Kamera kayıtlarının silindiğini düşünüyorum. Çocuğumun ölümünden bir beyaz araçtan şüpheleniyorum, ama plakası okunmuyor denildi. Her şey karanlıkta kaldı” dedi.
‘OĞLUMUN TELEFONUNDA TEHDİT MESAJLARI VARDI’
Oğlunun kazadan önceki saatlerde bazı kişilerle görüştüğünü ve tehdit mesajları aldığını belirten Karabiber, bu bilgileri karakol ve savcılıkla paylaştığını söyledi: “Oğlumun eski kız arkadaşından gelen tehdit mesajlarını okudum. O gece bir yerde dört saat oturduğunu öğrendim ama kamera kayıtları ya silinmiş ya da bozuk denildi. Görüştüğü kişilerin ifadeleri birbirini tutmuyor. Oğlumun o yolda ne işi olduğunu hâlâ bilmiyorum.”
‘TEK İSTEDİĞİM OĞLUMUN NEDEN ÖLDÜĞÜNÜ BİLMEK’
Edibe Karabiber, otopsi raporunda yalnızca kafa travması sonucu ölüm yazıldığını, ancak travmanın neden kaynaklandığının belirtilmediğini ifade etti: “Kafa travmasının sebebi düşme mi, taş mı, yoksa başka bir şey mi? Bunu bilmiyorum. Bu bir motor kazası değil, oğlumun başına ne geldiğini öğrenmek istiyorum. Geceleri uyuyamıyorum, her gün adliyeye ve olay yerine gidiyorum. Tek istediğim adaletin sağlanması.”
Acılı anne, yetkililere seslenerek sürecin hızlandırılmasını ve oğlunun ölümüne ilişkin tüm şüphelerin aydınlatılmasını talep etti.
