MÜLTECİ SORUNU

Memleketimdeyim.Bir süreliğine tatile geldim.

Şimdi size memleketimin başına bela mülteci sorunundan bahsetmek isterim.Kendim Türk Dili ve Edebiyatı mezunuyum.Yazmayı her zaman seven,elinde mutlaka defter bulunan bir lise öğrencisiydim.İslahiye- Mersin tren hattında bir çok kez yolculuk yaptım.Elimde defter insanları izler, hissettiklerimi yazardım. İyi bir Türk milliyetçisiydim fakat hiçbir zaman ırkçı değildim, değilim. Türk insanı, özellikle bizim yörenin insanı sıcaktır,ufacık bir iletişimden bir bakmışsın ahbap gibi sohbet edersin, ekmeğini bölüşürsün. Yıllar içinde Suriye sığınmacılarıyla birlikte bahsettiğim trendeki çıkan ses ağırlığı Suriyelilere ait olmaya başladı. Bu ses iletişimizlikle, anlaşmazlıklarla kargaşaya dönüştü.İlk geldikleri yıllarda lisede öğrenim görüyordum. Ve hepimiz Suriyeli komşular edindiğimizde,onlara çok üzülüyorduk.Şimdilerde komşularımız git gide ev sahibi olmaya başladı.Evim ilçenin çarşısında ve evden çıktığımda 100 metre gitmeden Suriyeli dükkanlar sıralanıyor.Manav,hırdavatçı,terzi bir çok alanda dükkanlarını bulmak mümkün.Vergi ödemedikleri için ürünler oldukça uygun fiyatlı.Sattıkları malların fiyatları düşük olduğu için kimi Türk esnafından da çok kazanıyorlar.Kiralar oldukça arttı.Daha düşük ücretle çalışan Suriyeli işçilerden,iş bulmak zorlaştı.Son zamanlarda Afgan’larda bu istilaya katıldı.İstila diyorum çünkü bu konu oldukça keyfimizi kaçırıyor. Yıllar geçmiş memleketlerine gitmemişler,ancak dilimizi öğrenmemekte ısrarcılar. Hastanelerde bizden öncelikli hasta konumundalar. Bizim ülkemizde, bizden çok hak sahibiler. İlk yıllardan beri sığınmacı olarak değil, gezmeye gelmiş gibi yaşıyorlar. Öyle hızlı çoğalıyorlar ki memleketimizde azınlık olarak kalmamıza ramak kaldı. Mülteci sorunu ülkemizin ciddi bir meselesidir, çözmek için geç kalmadan ne gerekiyorsa yapılmalıdır.