Geçtiğimiz günlerde Muğla’daki çevrecilerin eylemcilerinin eylem karşılığında milyon dolarlar aldıkları iddia ediliyordu . Muğla Flas Haber haber portalı bu kezde yayınladığı video ile süreci ve yaşananları anlatıyor. Yapılan görüntülü paylaşımda kullanılan iddialar ise daha dikkat çekici.
Yayınlanan videoda şu iddialar yer alıyor: “2021 yılında ruhsat alan Muğla Çimento, doğa dostu ve çevreye zarar vermeyen çimento tesisi için Türkiye’den 4 firmadan teklif alıyordu. Örnekleri ülkemizde bir çok ilimizde olan doğaya hiç zarar vermeden yapılacak tesis Muğla ekonomisini canladıracak hem mermer pasalarını hem de bölgede bulunan üç termik santralin küllerini bertaraf ederek Muğla doğasına nefes aldıracaktı. Ama ne olduysa inşaat teklifi veren Işıklar Holding’in grup şirketi Çimtek firmasının tesis ihalesini kaybetmesiyle başlıyordu. 14 Ocak tarihinde yaklaşık 80 milyon dolar teklif veren Işıklar Holding ihaleyi SİNTEK firmasına kaptırıyordu.Çimtek fimasının ihaleyi kaybetmesiyle birlikte sihir el devreye giriyor bir anda sözde çevreciler sahaya sürülüyor ve eylemler başlıyordu. Çevreci adı altında grubun başına ise Işıklar Holdingin eşinin yeğeni Haluk Özsoy getiriliyordu. Haluk Özsoy, halasına ait Çimento tesisi kuran Işıklar Holdingde çalışıyordu. Şimdiki söylemlerinde her ne kadar çimentoya her zaman karşı olduğunu ifade etse de, bu tabii ki yalan Haluk Özsoy yıllarca ülkenin değişik yerlerinde Çimento Fabrikasını kuran şirketin maaşlı çalışanıydı. Milyon dolarlık tesisin kurulum-inşaat ve montajını kaçıran Işıklar Holding, yeğenini sahaya sürüyor Haluk Özsoy da bir anda çevrecilerin akıl önderi oluyordu. Ne tuhaftır ki Işıklar Holding’in grup şirketi Çimtek ihaleyi alamayınca Muğla Çimento’nun rakipleri ile yakın ilişkilere giriyor ticari faaliyetlerini kat be kat arttıyordu.
Sözde çevreci Haluk Özsoy ilk önce köylüleri ayaklandırmaya çalışsa da başarılı olamamış daha sonra terör örgütleriyle yakın ilişkilerde bulunan kişileri sözde Çevre platformu adı altında eylemlere dahil ediyordu.
Sözde çevrecilerin gözü o kadar dönmüştü ki CHP’li milletvekillerinin ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu yuhalatıyor araçlarını teklemetiyorlardı.
Aynı sözde çevreciler Deştin’de ise HDP’nin eş başkanlarını omuzlarında taşıyorlardı.
Silahlı Terör örgütleri tarafından defalarca Muğla Çimento sahibine karşı suikast girişiminde bulunmuş olması da, burada ki oyunun ne çevre ne de çimento olmadığını açıkça gösteriyordu.
Çevre illerden bir çok kişiyi sözde çevreci grup adı altında Menteşe Belediyesi önünde kavgaya sürüklüyorlar toplumsal baskı var imajı çizmeye çalışsalar da Muğlalıların bu oyuna hiçbir zaman gelmemesi dikkat çekiyordu. İzmir’de 2, Soma’da 1, Söke’de 1 adet olmak üzere Ege Bölgesinde toplam 4 adet Çimento tesisi 60 yıllık teknolojileriyle faaliyet gösteriyordu.
Üstelik şehrin kalbinde ve hemen bitişiklerinde binlerce konut olmasına rağmen faaliyet gösterirken Çimento fabrikalarına bu grup nedense hiç sesini çıkarmıyordu.
Ama Günümüz teknolojisiyle yapılacak olan doğaya, çevreye ve insana zarar vermeyen Muğla Çimento tesise neden karşı çıkıyorlardı?
1 tane bile çalışanları olmayan sözde çevreciler Muğla’nın 1000 kişilik istihdam sağlayacak tesislere sadece kendi çıkarları için neden engel oluyordu.
Işıklar holdingin elemanı olan sözde çevreci Haluk Özsoy ve onun yanında yer alan kişilerin milyon dolarları bulan büyük bir fonun içinde yer alması ise dikkatlerden kaçmıyordu.
Muğlalılar olarak sözde çevreci Haluk Özsoy’a biz soruyoruz Işıklar Holding senin Halan’a mı ait?
Işıkla holding Eğer halan ait ise Halana ait şirketlerin yapmış olduğu çimento tesislerini neden protesto etmiyorsunuz?
60 yıl önceki teknojileri ile yapılan ve şehirlerin kalbinde bulunan Çimento fabrikalarını neden hiç protesto etmediniz?
İşin özeti eğer çimento tesisinin ihalesini sözde çevreci geçinen Haluk Özsoy’un halasına ait, Işıklar Holding almış olsaydı şu an ne çevre eylemi yapılacaktı ne de gerçek çevreciler bu milyon dolarları cebine indiren kişilerin etrafında toparlanacaktı.
