Girgin sözlerine şu şekilde başladı: “2020 yılında 177 bin işçi Kod-29 bahanesiyle işten çıkarıldı. İşçiler için kıyımın yeni adı, kapının önüne konulmanın adı, Kod 29 oldu. İşten çıkarma yasağı kötü niyetli işverenler tarafından kısa sürede fırsata dönüştürüldü. İşveren kârı düştüğünde, işçiler greve çıktığında, işçiler sendikal örgütlenme yaptığında, Kod-29’u bahane ederek, işçilerimizi kapının önüne koyuyor.” 

KOD-29 KANAYAN YARAYA DÖNÜŞTÜ

Küresel Coronavirüs Salgını nedeniyle, Nisan 2020’de, 4857 sayılı İş Kanunu’na geçici 10. maddenin eklenmesiyle işverenlere geçerli nedenle işten çıkarma yasağı getirilmişti. Bu düzenlemeye göre işveren işçiyi pandemi boyunca “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri”ne dayalı durumlar hariç çıkaramaz.

Girgin işten çıkarma yasağı hakkında sözlerini şöyle sürdürdü: “Sözde işten çıkarma yasağı, işçiler için kanayan bir yaraya dönüşmüş, işverenin bütün işten çıkarmaları tazminatsız biçimde yapmasına imkân tanımıştır.  Kötü niyetli işverenler, yasaların ona sunduğu mucize bir fesih biçimiyle işçileri ihbar ve kıdem tazminatlarını bile ödemeksizin işten çıkarmaya başladı. Kod 29’a göre işten çıkarılan işçi, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı alamadığı gibi işsizlik sigortasından da yararlanamıyor. Yani pandeminin ortasında, ailesiyle birlikte, açlığa terk ediliyor.”

SORUYORUM: DENETİM YAPILMAYACAKSA KOD DEĞİŞTİRMENİN ANLAMI NE?

Girgin açıklamasında, SGK’nın bu konudaki yeni düzenlemesine de değindi. Girgin “Kamuoyunda yükselen tepkilerden sonra, Sosyal Güvenlik Kurumu “İşçileri çıkarın ama Kod 29 olmasın da Kod 45 olsun 50 olsun" gibi bir düzenlemeye gitti. Şimdi sorulacak soru şu: Bunca hak gaspına karşı, denetim yapılmayacaksa kod değiştirmenin ne anlamı var? İşçilerin, Kod 29’la veya belirlenen yeni bir kodla atılmalarının farkı ne? SGK’nın bu yeni düzenlemesi de hiçbir yaraya merhem olmadı.”

Datça’da Atıksu Borusu Patladı, Denizin Rengi Değişti Datça’da Atıksu Borusu Patladı, Denizin Rengi Değişti

KOD-29’UN İŞVERENLERCE KÖTÜ KULLANIMINI ENGELLEMEK İÇİN KANUN TEKLİFİ VERDİK

“Çalışma hayatında devletin en önemli görevi zayıf olan işçinin işverene karşı korunmasıdır” diyen Girgin devamında “Bu nedenle; işçinin siciline kara bir leke olarak işlenen; çıkarılan işçinin savunması alınmadan, işçinin işsizlik ödeneğinden yararlanmasını engelleyen; işten çıkarma hakkında inceleme yapılmadan hayata geçen; bu fesih biçiminin işverenlerce kötü kullanımını engellemek için kanun teklifi verdik.

Bu kanun teklifiyle; İş Kanunu 25/2’nin işverenlerce kötüye kullanılmasının önüne geçilmesi ve işçinin korunması için iş müfettişlerince incelenmesi ve önleyici bir ön denetim sistemini hayata geçirme hedeflenmiştir.Diğer yandan, teklifimizde, İş Kanunu 25/2 gerekçesiyle işten çıkarılan işçinin de kıdem tazminatı ve işsizlik ödeneği almasına yönelik bir düzenleme de yapılmıştır.”

Haber Merkezi