MALİ AF

Birkaç gün önce vergi affının ve yapılandırmanın olduğu açıklandı.

Bir maliye mezunu olarak bu haftaki köşemde bu konuya değinmek istedim.

Öncelikle vergiyi kısaca tanımlamak istiyorum. Vergi; devletin kamu harcamaları finanse etmek amacıyla toplumu meydana getiren kişi ve kurumlardan, ödeme güçlerine göre, karşılıksız ve egemenlik gücüne dayalı olarak aldığı ekonomik değerlerdir. Vergilemede en önemli husus bence verginin karşılıksız olması ve kesinliğidir. Buradaki karşılık kavramından kasıt bireysel ve doğrudan bir karşılık beklenmemesidir.

Normalde insanlar karşılık görmediği bir şeye para vermek istemezler bu nedenle de vergi ödemeyi sevmezler ve vergi borçlarını azaltmak için çeşitli yollara başvururlar. Bu yollardan bazıları yasalken bazıları da yasadışıdır.

Hükümet de bu durumun farkında olduğu için vergi kanunlarıyla vergi uyumunu sağlamak için çeşitli yollara başvururlar. Hükümetlerin başvurduğu bu yollardan bir tanesi de vergi aflarıdır.

Vergi affı, vergi kanunlarına aykırı hareket edenlere uygulanan idari ve hukuki yaptırımların ortadan kaldırılmasıdır. Bir başka deyişle devletin çıkaracağı bir kanunla alacak hakkından vazgeçmesidir.

Yani vergi afları, vergi ile ilgili vergi uyumunun sağlanmasında kullanılan bir araçtır.

Vergi aflarının bazı yararları şöyledir; Vergi gelirlerinde ani bir artış meydana getirir, yönetimsel maliyetleri ve yargının yükünü hafifletir, önceden vergi yükümlülüklerini yerine getiremeyen mükelleflerin kayıt altına alınmasını sağlar, vergi tabanını genişletir, hataları nedeniyle vergi kusuru işleyen kişilere uygun seçenekler sunar.

Söylediğim gibi vergi afları gelirin hazineye kolay ve kısa yoldan ulaşmasını sağlayan bir uygulamadır ancak bu tarz aflar kısa vadede vergi gelirlerinin artışına sebep olsa da uzun vadede ekonomide birtakım dengesizlikler meydana getirmektedir.

Vergi aflarının olumsuz yönleri de vardır ve bence olumsuz yönleri daha baskındır. Çünkü özellikle ülkemizde her çıkan mali af adeta kendinden sonraki mali affın bir müjdecisi olmuştur.

Türkiye’de son kırk yıllık geçmiş incelendiğinde, gerektiğinde ve nadiren başvurulan bir araç olmaktan öte vergi afları bir rutin haline gelmiştir.

Ülkemiz bu af geleneğiyle mükelleflerin sürekli af beklentisinde olduğu bir ülke haline geldi.

Çok iyi düzenlenmeden iyi bir altyapı hazırlanmadan uygulamaya konulan mali aflar faydadan çok zarar getiriyor maalesef.

Ülkemizde mali afların sağlam bir zemine oturtulmadan bu derece sık çıkması, toplum tarafından, vergisini ödemeyenlere bir ödül, vergisini zamanında ödeyen dürüst mükelleflere de bir ceza gibi algılanmaktadır. Bu durum vergi adaletine ters düştüğü gibi, mükellef psikolojisi ve bireylerin vergiye uyumunu da ciddi bir şekilde zedelemektedir.

Vatandaşlara vergi affının bir kez ortaya çıkmış bir fırsat olduğuna, hükümet tarafından inandırılmalıdır. Aksi takdirde vergiye olan gönüllü uyum azalır.

Umarım bundan sonra da bu kadar sık af çıkartıp, adalete olan güveni daha da sarsmayız.