KÖTÜ HASTALIK “KANSER”

Küçükken babaannemden duymuştum ilk kötü hastalığı.

Ne olduğunu anlayamamıştım.

Meğer eski dönemlerde kansere yakalananların yaşama ihtimali çok düşük olduğu için halk ağzında kansere kötü hastalık deniliyormuş.

Bugün 4 Şubat Dünya Kanser Günü.

Kansere karşı farkındalık yaratılması için her 4 Şubat’ta milyonlarca ölüme neden olan ve pek çoğu önlenebilir olan bir hastalığa karşı toplumsal bilinci arttırmak için tüm dünyada kampanyalar düzenleniyor.

Ben de toplumsal bilinci az da olsa arttırabilmek için bugünkü köşemde “kanser” hastalığından bahsetmek istiyorum.

Hem dünyada hem de ülkemizde ölüm nedenleri arasında maalesef kanser ikinci sırada.

Bu sıralamayı geriletmemiz bizim elimizde. Çünkü bu kadar ölümcül bir hastalığın tedavisinde en önemli etken erken teşhis.

Kanserin erken teşhis edilip daha kolay tedavi edilebilmesi ancak kişilerin taramaya katılması ile mümkündür. Vatandaşlarımızın taramaya katılımını artırmak ve ücretsiz tarama hizmetlerimizden daha fazla kişinin faydalanmasını sağlamak için Kanser Randevu Sistemi uygulanıyor. Kanser Randevu Sistemi ile Aile Hekimlerimiz hedef nüfuslarındaki kişileri arayıp taramaya davet ediyor, taramayı kabul eden kişilere taramanın yapılabileceği merkezler (KETEM, SHM, ASM) konusunda bilgilendirme yapıyor ve randevu veriyor. Randevu oluşturulduğunda sistem tarafından kişilerin cep telefonuna ilgili taramayı hangi tarihte, nerede yaptıracağı bilgisi iletiliyor.

Tarama sonrasında pozitif ya da şüpheli bulunan kişiler ikinci, üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına yönlendiriliyor ve ileri tetkikler yapılıyor. Teşhis ve tedavi hizmetleri ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşları tarafından yürütülüyor.

Yani bilinçli bireyler olarak kendimiz için taramaya katılmamız çok önemli.

Kanser, genellikle bir kişinin genetik faktörleri ile kansere yol açabilen bir grup dış etkenin etkileşimi sonucu oluşuyor. Kansere neden olabilen dış etkenler 3 kategoriye ayrılmış; kimyasal kanserojenler, biyolojik kanserojenler ve fiziksel kanserojenler.

Bu üç kategorideki risk faktörlerinden kaçınılarak ve mevcut kanıta dayalı önleme stratejileri uygulanarak kanserlerin %30 ila %50’si önlenebiliyor.

Bunun için; tütün kullanmamak, sağlıklı bir vücut ağırlığını korumak, meyve ve sebzeler de dahil olmak üzere sağlıklı bir diyet yemek, düzenli olarak fiziksel aktivite yapmak, alkolün zararlı kullanımından kaçınmak gibi temel şeyleri yapabiliriz.

Pek çok kişi için kapıda bekleyen bir düşman olan kanseri yenmek görüldüğü bizim elimizde!