Gündem

Köksal “Sorumluluğu inisiyatifi elimize alacağız bahane üretmeden”

Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal, Ekol TV'de Gazeteci Selver Gözüaçık'ın hazırlayıp sunduğu “Günaydın” programının canlı yayınına konuk oldu.

“Günaydın” programının canlı yayınına konuk olan ve herkes üstüne düşen sorumluluğu sonuna kadar yapmalı diyen Köksal,“Kartalkaya'da canını çok acı bir şekilde kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum, yaralılara acil şifalar diliyorum. Ama bu mesajları paylaşırken artık utanıyorum. Artık benim içim yanıyor. Gönül buna bu lafları söyleyip geçmeye asla razı değil. Bu işleri yapan birileri var, bu projeleri çizen birileri var, bu inşaatı yapan müteahhitler var, burayı işleten insanlar var, burayı denetlemesi gereken kurumlar var. Burada ihmal her neredeyse her kimdeyse, tabii ki bilemiyoruz, bir an önce bu sorumluların ortaya çıkması gerekiyor, gereken hesabın verilmesi gerekiyor. Bu acıyı asla hafifletmez,çok büyük bir acı. İnsanlar gerçekten sessiz tatili için evlatlarıyla orada keyifli zamanlar geçirmeye gidiyorlar ve böyle bir acı son kabul edilebilir bir şey değil. Gerçekten içimiz acıyor, çok daha yüksek sesle, yüksek tepkiler göstermek gerektiğini düşünüyorum” dedi.
“Muğla’da da denetim yapılması gerekiyor”

 “Depremde biraz daha ilçe belediyelerinin sorumluluğu fazla diyebilirim, ama yangın konusunda biz de tamamen büyükşehrin itfaiyesi sorumlu. Denetimlerden onlar sorumlu ama bundan sonra farklı bir işbirliği geliştireceğiz. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Aras'la da bu olayın üstüne tekrar bir görüşme yaptık. İlçe belediyelerini de işin içine alarak, biliyorsunuz çok fazla turistik ilçemiz var, Fethiye'de, Marmaris'te, Bodrum'da özellikle çok fazla otel var. İnsanların çok yoğun olarak kullandığı kalabalık mekanlar buralar. Burada ayrıca yeni bir denetim yapılması gerekiyor.” İnsan hayatının bu kadar ucuz olmaması gerektiğine değinerek sözlerine şöyle devam etti; “Hiçbirimiz de bu kadar çaresiz değiliz. Yani ufak tefek, küçücük çıkarlar, o küçük hesaplar için, anlık şeyler için hiçbir şeyi bu kadar riske atamayız. Canımızı, hayatımızı, evlatlarımızı böyle riske atamayız. Herkes üstüne düşen sorumluluğu sonuna kadar, hatta fazlasıyla yetkilerini de aşarak o sorumluluğu ele alması gerekiyor diye düşünüyorum. Her türlü afetle ilgili, yani o binaların içinde, depremde biliyorsunuz binlerce canımızı yitiriyoruz, işte yangın olayı bu şekilde, seller aynı şekilde. Bunlar yaşandı ve yaşanacak. O yüzden ah vah demek yerine gereken önlemleri devletin tüm kurumları, tüm yetkililer, tüm teknik insanlar, bu işleri yapanlar, bitirenler, çizenler, onaylayanlar, denetleyenler, herkes bu sorumluluğu ele alması lazım.”

“Devletin yapması gereken kamu kaynaklarıyla yapılması gereken herşeyi üstlendik”

Menteşe Belediyesi’nin borçları ile ilgili soruya cevap veren Metşeşe Belediye başkanı Gonca Köksal,
“Hem siyasi hem ekonomik anlamdaki baskılar inanılmaz derece arttı bu son 9 ayda. Hepimizin takip ettiği gibi, yani hayallerimiz var, başka bir vizyonumuz var, yapmamız gereken şeyleri çok iyi biliyoruz, ama bunun için bize bir bütçe lazım, bir hareket alanı lazım, kaynak lazım ve bir hareket alanı lazım. Karar alıp aksiyon alabiliyor olmamız lazım, ama aksiyona geçemiyoruz. Örneğin SGK'dan size bahsedeyim. SGK İl Müdürümüzle görüştük, dedi ki biz güncel ödemeleri yapacağız, geriye dönük borcumuzdan ne kadar ödersek bütçemiz kesinti yapılmaz. İşte şu kadar öderseniz yapılmayacak, bu ödemeleri fazlasıyla yapıyor olmamıza rağmen bir gün bir bilgilendirme yazısı, bundan sonra %40 kesinti uygulanacaktır belediyemize bir yazı geldi ve bir anda tabii ki bizim planlarımızın dışına çıktı, farklı önlemler almamız gerekti, aldık onları da bir şekilde. Taksitlendirme için, bazı gayrimenkullerimizi gösterdik, teminat olarak. Ama tabii ki bir takasa da girmeyi planlıyoruz. Çünkü geçmişe dönük yüksek faizler ödemeye devam edeceğiz ya da değilse bir takasa, gayrimenkul takasına da gireceğiz gibi görünüyor. Onun da meclis kararlarını hazırlıyoruz. Yani dediğim gibi birçok hayalimiz varken, hayata geçirmemiz gereken şeyleri çok iyi bilirken, biraz bu dönemde elimiz kolumuz bağlandı, ama hiç pes etmedik, her şeye bir çözüm getirdik. Temel belediyecilik hizmetlerimizi layığıyla yürütmeye devam ediyoruz, bunun yanında da yeni projelerimizle tabii ki tasarruf önlemlerini biraz daha artırarak ve yeni gelir kaynakları yaratmaya çalışarak kendimizi rahatlatmanın bir yolunu bulduk diyelim. Hiçbir bahane üretmedik, inanın devletin yapması gereken kamu kaynaklarıyla yapılması gereken herşeyi üstlendik. her şeye rağmen üstlendik. İşte Milli Eğitim'in okullarının ihtiyaçları olur, Okul Aile Birlikleri geliyor, olmuyor çünkü eksikleri var, belediyeye geliyorlar, onları karşılamaya çalışıyoruz. İnanın Diyanet'in camilerinden, cami temizliklerinden tadilatlarından, boyasından badanasından tutun da sağlık bakanlığının sağlık ocaklarına kadarkadar her yere, yani ulaşabildiğimiz, gücümüzün yettiği her yere ulaşmaya çalışıyoruz. Tabii ki bu arada biliyorsunuz inanılmaz bir ekonomik sıkıntının milletçe içindeyiz. Yani sadece temel belediyecilik hizmetleri asla yeterli değil, ekonomik anlamda vatandaşımızı rahatlatmak, onların cebine bir miktar katkı koyabilmek için de sosyal projelerimizle de devam ediyoruz.”
“Muğla Türkiye'de ilk koruma amaçlı imar planının yapıldığı yer”

Bundan sonraki süreçte Muğla için neler yapacağından bahseden Köksal, “İlk öncelikle şunu söyleyeyim, Menteşe Muğla'nın merkez ilçesi. Ben hep diyorum ki Muğla'nın kalbi. Evet, birçok turistik ilçemiz var etrafımızda, biraz böyle yaz aylarında özellikle birçok vatandaşımızın sahillere inerken kenarından geçtiği bir yer içine girmediği. Ama Menteşe aslında Muğla, Menteşe'nin ismi son 10 yılda Büyükşehir olduktan sonra Menteşe oldu. Burası aslında Muğla. Evet, Muğla o kadar özel bir alan ki, Muğla Türkiye'de ilk koruma amaçlı imar planının yapıldığı yer. Ev, kentsel sit alanının büyük oranda korunduğu bir yer. 400'den fazla tescilli yapının hala korunduğu, ayakta durduğu, o beyaz badanalı, dar sokakların kentsel sit alanında korunduğu ve hayatın hala orada içinde aktığı capcanlı bir alan. Arastamızı şu anda görüyorsunuz, şadırvan bölgemiz, bahsettiğim alanlar arkada zaten görünüyor ve bir yaylamız var. Burası Türkiye'de çıkılmayan, inilen tek yayla, Karabağlar Yaylası. Kent merkezinden çıkılan, inilen bir yayla. Evet, çıkılmıyor, iniliyor yaylamıza, ama her zaman Muğla'nın merkezinden daha serin. Orada özel bir klima, özel bir su sirkülasyonu vardır, daha serindir havası. Sulak bir bölgedir.Hala Karabağlar Yaylamızda, merkezdeki bu gördüğünüz sit alanımız o kadar iç içe ki, 5-10 dakika mesafedeyiz. Bu arada yazın yaylaya göçülür, kışın tekrardan kent merkezine gelinir. Orada sosyal yaşam, üretim yazın devam eder. İnsanlar kendi işte yerel ürünlerini üretirler, tarhanasını, salçasını yaparlar, makarnasını kırarlar, gelirler sonra pazarda satarlar. Hala bu ilişki devam ediyor. Bu kadar özel bir alan ve korunan bir alan ve bugüne kadar görülmemiş bir alan. Biz istedik ki Muğla'nın bu yüzünü, kenarından gelinip geçilen bir yer değil, Muğla'nın gerçek değerini, sahip olduğu mirası insanlara koruyarak, yani koruma kullanma dengesini gözeterek daha görünür kılmak, daha çok tanıtmak. Ya Muğla'yı artık insanlar gelsin, görsün, içine girsin. Biz onları davet edelim. Bizim gastronomi, yani yemek kültürümüz devam eder, geleneğimiz, göreneğimiz. Burası gerçekten büyük bir hazineye sahip, birçok kişinin bilmediği. Bunu biraz daha görünür kılmak ve kültür turizminden daha büyük bir pay almak aslında amacımız. Bununla ilgili hemen tabii ki çalışmalara başladık. Bu arada Tarihi Kentler Birliği'nin de encümen üyesiyim. Yani orada olmanın da daha başka bir avantajı olacak bu” ifadelerini kullandı.
Gonca Köksal konuşmasını, “ her şeye rağmen, her baskıya rağmen, bazen kendimizi bir karanlığın içinde hissediyoruz milletçe, bazen çaresiz hissediyoruz. Hiçbir zaman oralara düşmeyelim diyorum. Evlatlarımız için, geleceğimiz için, memleketimiz için umutsuz olmaya hakkımız yok. Her zaman eminlikle, gayretle, inançla bu yola baş koyacağız. Herkesin de bunu yapmasını istiyorum. Evet, çok karanlık zamanlardan geçiyoruz, moralimizi bozmayacağız. Yan yana geleceğiz el ele tutuşacağız daha yüksek bir sesle. Gerekirse haykıracağız. Sorumluluğu inisiyatifi elimize alacağız bahane üretmeden.” İfadelerini kullanarak bitirdi.