KASETLİ SİYASET

Haydee kasetçiniz geldi abiler, ablalar yepyeni bunlar daha önce hiç görmediniz. Bir bakıverin hele görün ne rezilliklerimiz var.

Sosyal medya yıkılıyor. Linkler arasında birilerinin çok ama çok özel görüntüleri servis edilmiş. Görüntülerin altında sevinç çığlıklarıyla tam bir linç yaşanıyor.

Üstüne çullanılan, sessiz ve şaşkın.

Saldıranlar ise dur durak bilmemecesine faal, özel hayatım bile diyemiyor.

Ne özeli, genelahlaksızlık bu nidaları da akıllarda yeniden canlanıyor.

Kasetçilik konusunda duyarlılıktan çok meraklı bir toplum oluşumuz başkalarını kaset, özel, hayat üzerinden yargılama merakımız siyasal hayatımızıda aynı kalite ve seviyede etkilemekte;

Yakın siyasete dönüp baktığımızda 2010 yılı kaset izleme rekoru CHP eski genel başkanı Deniz Baykal’ındı. Zatı koltuğundan eden görüntüler, linklerden miting alanlarındaki yorumlara kadar yer almış. Dönemin Başbakanı en güçlü rakibinialanlarda; ‘Bu kişinin özel hayatı’ diyenlere, yüksek perdeden keyifle Afişe edip soluksuz bırakmıştı.

Ne özeliydi?

Ahlaksızlıktı, geneldi ve herkesi ilgilendirirdi. Derken 2011 seçimleri listeleri hazırlanmış Milletvekili sıralamalarında kasetler bu kez MHP’yedüşmüştü. Bunlardagenel Ahlaksızlıktı ve ilgilileri istifa edip daha çok Linç edilmekten kurtulmayı tercih etmişlerdi.

Siyaset dizayn ediliyor, Kasetler patlıyorken birileri de komşusunun başına gelenlere kıs kıs gülerek ellerini ovuşturuyordu.

Gülme komşuna gelir başına Atasözünü haklı çıkartırcasına, yıl 2014’te telefon görüşmelerine ilişkin kasetler patladığında,‘özel hayat, özel’ lafına kimse itibar etmeyip, dün mutlu mutlu komşuya gülenleri ciddi itibar kaybı yaşatmak amaçlı ortalığa saçtılar. Anlaşılan artık olağan adet haline gelmişti.

Herkes elimde kasetler var gösteririm haamodunda gövde gösterisi yaparken; dün siyasileri hedef alan kasetler birden gazeteciler ve medya patronlarını da hedef aldı.

Özel yaşantı üzerinden insanları rezil edip ortadan kaldırma çabaları ile toplumumuzda yandaş bulması karşısında;

Birince ve İkinci Dünya Savaşı’nda İngiltere’de Başbakanlık yapmış Winston Churchill,

Bir gazetecinin siz homoseksüel misiniz sorusuna;“BEN ÜLKEYİ KIÇIMLA DEĞİL BEYNİMLE YÖNETİYORUM.”

Cevabı yeterli olmuşken,

Bizim insanların işleri, ülkeyi yönetirken ki beyinsel faaliyetleri yerine hala onun bunun bir yeriyle uğraşmaları ve pirim yapması kabul edilebilir olmamalı.

Belki bir gün büyükbabanızın da yanaşmayı kovalarken ki CD’si çıkabilir. Kim bilir.