Aynı anne babadan meydana gelen
kişilere kardeş denildiğine göre Hz. Adem ve Havva’dan
meydana gelen bütün insanlar kardeş sayılır. Kur’an’ın bazı ayetlerinde “Ey insanlar!...”denilmesi,
bazı ayetlerinde ise “Ey Âdem oğulları!...” diye insanlığa hitap edilmesi tüm insanların kardeş
olduğ una dikkat çekmek içindir. Peygamberimiz (s.a.v.) de evrensel anlamdaki bu kardeşliğe vurgu
yaparak Veda hutbesinde bütün insanlığa şöyle seslenmiştir: “Ey insanlar! Sizin Rabbiniz birdir.
Babanız da birdir...” Bir başka hadîste de “Hepiniz Adem’in oğullar ısınız, Adem de topraktan
yaratılmıştır…” buyurarak tüm insanların aynı kökten geldiklerini ve insanlık namına kardeş
olduklarını bildirmiştir.
İslam’ın temel amaçlarından birisi yeryüzünde sulhu ve barışı tesis etmektir. Allah (c.c.), “Müminler
sadece ka rdeştirler. O halde ihtilaf eden kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten
sakının ki merhamete nail olasınız.” 1ayetiyle inananların sadece kardeş olduğunu beyan etmiştir.
Peygamberimiz (s.a.v.) de sürekli din kar deşliğinin öneminden bahsetmiştir. Bir hadîste “Müslüman
müslümanın kardeşidir…”buyurmuş, ilk günden itibaren kardeşlik üzerinde durmuş ve inananlar
arasında sağlam bir kardeşlik tesis etmiştir. Kardeşliğin en güzel örneğini Asr ı Saadet’te sahabiler
serg ilemişlerdir. Peygamberimiz (s.a.v.); tüm varlıklarını Mekke’de bırakıp Medine’ye hicret eden
Muhacirlerle, Medine’nin yerlisi olan Ensarı kardeş ilan etmiştir. Daha önce birbirlerini hiç
tanımadıkları halde aynı dine inandıkları için kardeş olan sahabiler yiyeceklerini, içeceklerini, evlerini,
kısacası tüm imkânlarını paylaşmışlardır. Ayrıca Peygamberimiz (s.a.v.) Medîne’ye gelmeden evvel
birbirlerine düşmanlıklarıyla ün salmış Evs ve Hazreç kabilesine mensup fertleri iman bağıyla kardeş
yapmıştır. Bu insa nların kalplerinin birbirine ısınması ve kardeş olmaları tamamen Allah’ın yardımı
ile mümkün olmuştur.
Peygamberimiz (s.a.v.) iman ile kardeşlik arasında bir bağ kurmuş, müminler arasında sevgi, şefkat
ve merhametin yaygınlaşması için şunu tavsiye etmişti r: “Sizler iman etmedikçe cennete
giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi
seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayın!”
Mümin insan, evvela kendinden başlamak üzere, aile efradını ve tüm in
sanları Allah’ın yoluna davet
eder. Aynı inancı paylaştığı için dost kabul ettiği din kardeşlerine karşı da tebliğ, tavsiye ve nasihat
görevlerini ihmal etmez. İnanan insanların birbirlerine karşı en temel görevlerinden biri de budur.
Allah (c.c.) bir ayet te şöyle buyurmuştur: “Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir.
Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne
itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir.” 2İyiliği
emredip kötülüğü yasaklayan bu insanları Allah (c.c.) en hayırlı ümmet diye nitelemektedir. Hayırlı
ümmet olmanın şartlarından biri de tebliğ ve irşad görevini ihmal etmemektir.
Müslümanların birbirine kar
şı görevlerinden biri de din kardeşleri hakkında hüsn ü zanda
bulunmalarıdır. Allah (c.c.) bir ayette şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! Zannın çoğundan
kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerini
arkası ndan çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan
tiksindiniz. O halde Allah’a karşı gelmekten sakınınız. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok
merhametlidir.” 3
1 Hucurat 49/9 10.
2Tevbe 9/71.
3Hucurât 49/12.
Gerçek bir mümin tüm insanları
Gerçek bir mümin tüm insanları kardeş olarak bilir, herkesin iyiliğini ve hayrını ister. Kendi çaba ve kardeş olarak bilir, herkesin iyiliğini ve hayrını ister. Kendi çaba ve gayretiyle elde edemediği özelliklerini ileri sürerek diğer insanlara karşı üstünlük taslamaz.Ayrıca kişi gayretiyle elde edemediği özelliklerini ileri sürerek diğer insanlara karşı üstünlük taslamaz.Ayrıca kişi kendine yapılmasını istemediği bir davranışı başkalarına uygun göremez. Nitekikendine yapılmasını istemediği bir davranışı başkalarına uygun göremez. Nitekim Peygamberimiz m Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadîste şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz kendisi için istediğini mü’min kardeşi için de (s.a.v.) bir hadîste şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz kendisi için istediğini mü’min kardeşi için de istemedikçe gerçek mü’min olamaz.”istemedikçe gerçek mü’min olamaz.”
Müminlerin birbirleriyle yardımlaşmaları ve dayanışmaları oldukça önemli bir konudur. Bir ayette
şöyl e buyrulmuştur: “…İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine
yardımlaşmayın…” 4 Müslümanların yaşadıkları toplumda birbirlerine yardımcı olmaları, birlik ve
beraberlik içinde bulunmaları, birbirlerine sımsıkı kenetlenmeleri sıkça vurgulanmıştır.
Mümin, diğer mümin kardeşleri için sürekli hayır duada bulunur. Mümin olmayanların da hayır ve
ıslahı için dua eder. Kur’an ı Kerîm’de, Hz. İbrahim’in yaptığı şu güzel dua bizlere örnek olarak
sunulmuştur: “Ey Rabbimiz! (Amellerin) hesap olunacağı gün (kıyamet günü) beni, ana babamı ve
müminleri bağışla!” 5
Sonuç olarak gerek kan bağıyla gerekse din bağıyla bağlı, İslam toplumunun birer ferdi olarak
kardeşlik hak ve hukukunu muhafaza etmenin gayretinde olalım. Ramaz an vesilesiyle dua
kardeşliğini ön planda tutalım. Kardeşlik ahlakını kuşanıp Rabbimizin rızasını kazanılım.
Selam ve dua ile ...