Yapılan açıklamanın tamamı ise şu şekilde:

“Bizler Milaslı maden ve santral işçileri olarak milletvekillerimize, hükümetimize ve tüm Türkiye’ye sesimizi duyurmak için Gazi Meclisimizin çatısı altında toplandık. Milaslı emekçiler olarak çok zor bir dönemden geçiyoruz.

ÜRETİMDE TOPLAM VERİMLİLİK MÜMKÜN, İŞTE YÖNTEMİ ÜRETİMDE TOPLAM VERİMLİLİK MÜMKÜN, İŞTE YÖNTEMİ

1980’li yıllardan beri ülkemiz için enerji üreten Yeniköy ve Kemerköy santralleri ve bu santrallere kömür sağlayan maden ocakları binlerce insanımıza iş oldu, aş oldu ve bugün de Milas ve köylerinden binlerce insan buradan ekmeğini kazanıyor.

Bölgemizin ekonomisini ayakta tutan, ticaretin varlığını sağlayan yine bu termik santrallerde çalışan emekçilerdir. Santralden maaş alanlar alışverişlerini buradaki bakkaldan, kasaptan yapıyor. Çocuklarımız buradaki okullara gidiyor ve yine burada çalışma hayaliyle meslek liselerini, üniversiteyi bitiren çocuklarımız ilçelerinden, köylerinden ayrılmak zorunda kalmadan iş buluyor, yuva kuruyor, huzurlu bir hayat sürüyor.

“MUĞLA’YA BİR ÇİVİ DAHA ÇAKILSIN, YENİ İŞ İMKÂNLARI OLUŞSUN İSTEMEDİKLERİ GİBİ OLANLAR DA KAPATILSIN DERDİNDE”

Kendilerine çevreci diyen bazı insanlar ise Muğla’ya bir çivi daha çakılsın, yeni iş imkânları oluşsun istemedikleri gibi olanlar da kapatılsın derdinde. İki yıldır madencilik faaliyetlerini engelleyen ve santrallerimizi kapanma noktasına getiren bu insanlar, ülkemizin gelişmesine engel olan yüzlerini son olarak Akbelen’de gösterdiler. Kesilmek için planlanmış plantasyon sahasını doğal bir orman alanıymış gibi göstererek kamu güçlerine direndiler ve bu bölgedeki ağaç kesimini engellemek için kamu güçleriyle çatıştılar.

“SANTRALLERİMİZ VE MADEN OCAKLARIMIZIN KAPANMASI DURUMUNDA HEPİMİZ İŞSİZ KALACAĞIZ”

Buradan sayın milletvekillerimize ve hükümetimize seslenmek istiyoruz. Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri ve maden sahaları Milas ekonomisinin temel direğini oluşturuyor. Bizler enerji çalışanları olarak, bir taraftan Türkiye’ye elektrik üretmek için santralde, madende çalışırken diğer taraftan birçok emekçi kardeşimiz sahip olduğu zeytinliklerde zeytin üretiyor. Santrallerimiz ve maden ocaklarımızın kapanması durumunda hepimiz işsiz kalacağız. Ne yazık ki başka bir alternatifimiz olmadığı için doğduğumuz büyüdüğümüz yerleri terk edeceğiz ve büyükşehirlere göç edeceğiz.

“İŞ YOKSA BARIŞ DA OLMAZ!”

Son günlerde Akbelen’de bölgenin huzurunu kaçıran eylemciler nedeniyle biz enerji işçileri de oldukça huzursuzuz. Eylemciler santraller kapatılsın, madenler kapatılsın diyor ama hiç kimse burada yaşayan ve geçimini bu santrallerden sağlayan insanlara ne olacak demiyor. Bizim tek isteğimiz işimizi kaybetmemek, doğduğumuz büyüdüğümüz bu toprakları terk etmemek. Bütün yurttaşlardan sesimizi duymalarını ve biz enerji emekçilerini de dinlemelerini istiyoruz. Madenleri, madenciliği doğa düşmanı olarak göstermek bir insanın ülkesine yapabileceği en büyük kötülüktür. Bugün medeniyetin temelini madencilik oluşturmaktadır, doğayla uyumlu madencilik dünyanın her yerinde yapılıyor, Milas da bunun ülkemizdeki en büyük örneği. Artık kafanızı gömdüğünüz kumdan çıkarın, at gözlüklerinizi atın ve bilimsel doğruları ilke ederek konuşun. Tribünlere oynayarak doğa katlediliyor diyerek ne ülkeye barış ve huzur gelir ne ekonomimiz büyür ne de bir arpa boyu yol alabiliriz. Herkesi sağduyulu olmaya davet ediyoruz.

Buradan bir kez daha sesleniyoruz, iş yoksa barış da olmaz!”