Olumsuzlukların üst üste geldiği, negatif enerji veren olayların peşpeşe yaşandığı 2020 yılının son gününe geldik. Acısıyla tatlısıyla bir yılı daha geride bırakmanın hüznünü değil sevincini yaşıyoruz.
Her birimiz farklı düşünüyor olabiliriz, farklı siyasi görüşlerimiz olabilir. Zevklerimiz düşüncelerimiz elbette birbirimizle örtüşmeyebilir. Bu farklılıklar bizim zenginliğimizdir. Aynı ana babadan olan kardeşlerin bile birbirinden farlı düşüncede, farklı kişiliklerde insanlar olabildiğine çoğu kez şahit olmuşuzdur.
Hangi dilde konuşursak konuşalım, tenimizin rengi hangi tonda olursa olsun amaçlarımız bir olmalı. SEVGİNİN DİLİ tektir. Elbette SAYGI MECBURİYETi gerektirirken SEVGİ ÖZGÜRLÜK ister. Günümüzde makamı olan bir kişiye saygı duyma mecburiyetimiz varken yine aynı kişiyi sevip sevmemek bizim irademizde olan bir gerçektir.
Her şeye rağmen iyi ya da kötü geçen bir yılı geride bıraktık. Gelecek yılın daha mutlu, umutların daha çok gerçekleştiği, sağlığımızla imtihan edilmediğimiz bir yıl olmasını dileyelim. Yüreğimizde ki sevgiyi yitirmeyelim. Sevmekten vazgeçmeyelim inadına sevelim, inadına sevilelim.