Bir büyüğüm zamanında, hakkı ve Haklıyı ayırt ederek yaşamayı öğretti bana. Bu ülkeyi ve insanını seviyorsan yeri gelecek Horoz olacaksın demişti. Vakitsiz öten Horozun başı tez kesilir, bu ülkede.Güç odaklı insanların hüküm sürdüğü canım ÜLKEMDE. Horoz olmak zor iştir. Doğruyu söylemen, yazman sıkıntıları dile getirmen başlı başına bir DERT unsurudur. Horozun başının kesilmesi meselesi, güç sevdalısı insanların görmek istemediği, duymak istemediği konuları Horozun dile getirmesi ve de bilinmeyenleri bilmesi, her yerde de bunları dile getirmesidir. Horoz Haktan, yanadır. Hakkıdan yana değildir. Toplum olarak doğru söyleyeni dokuz köyden de kovarız. Her insan DOĞRU değildir. Her insanın sözü de DOĞRU değildir. Nice yiğitlerin Rakı sofralarında ayrı, Normal sohbetlerde ayrı konustuğuna şahit oldum. Rakı sofralarında ASLAN kesilenler, ayıldıklarında kediden beter oluverdiler. Mangalda kül bırakmayan insanlarıda, gördü bu gözler. Hepside yalan dünyanın Yalancı insanlarıydı. Neyse ki o insanlar artık hayatımda yoklar, yoklukları gözümü ve yolumu açmıştır. Kim güçe tapıp haklıyı değil, hakkıyı şeçiyorsa ALLAH onu bildiği gibi yapsın. DÜRÜST VE MERT OLMAK BAŞA BELADIR HER ZAMAN,O BELA BENİM BAŞIMIN TAÇIDIR. Hayat bir sınavdır, karşılaştığınız her insanda bu sınavın birer sorusudur. Önemli olan DOĞRU yanıtları yani DOĞRU yoldaşları bulmaktır. DİLSİZ ŞEYTAN OLUPTA HAK YİYECEĞİME ,VAKİTSİZ ÖTEN HOROZ OLMAYI TERCİH EDERİM,VESSELAM. Değerli Büyüğüm Kaptan Atillanın dediği gibi Sen yoluna devam et,isteyen istediğini söylesin. İnsan bu ağzı, torba değil ki büzesin. Mücadele adamı olmak, zordur. Mücadele etmek senin kaderinde var, buradan da ona selam ederim.
Maksadım ilerlemek için fikir ve düzen bozucu yazılar yazmak değil yada yazıları Türkçeye çevirerek milleti birbirine düşürmekte değil. Onları sınıflara bölmek, çirkin ve ahlâksızca yazılar yazmak onu yayınlamak, millî değerlerle alay etmek ve yabancılara sinsi sinsi uşaklık etmek değildir.
Türk ata sözlerine göre bu dünya bir “etme, bulma dünyası” dır. Bir başka atalar sözü de “çalma kapıyı, çalarlar kapını” der. Diğer birine göre de “rüzgâr eserken fırtına biçer”.
Bir daha ki yazımda görüşmek dileğiyle.