Gündem

HAYVAN ÖLÜMLERİ, YEM VE İLAÇ FİYATLARINDA ARTIŞ “Çözüm zam yapmak değil, yem fiyatları sabitlenmeli”

NEVAL ARSLAN //*Muğla Ticaret Borsası Başkanı Veteriner Hekim Hurşit Öztürk, Veteriner hekimleri, ziraat mühendislerini ve zooteknistleri sahaya davet ederek, “Çizmeleri ayağımıza giyip, bizzat sahada olmamız lazım. Gençler, gayretli olmalı. Arıcılık,tarım, hayvancılık ne olursa olsun üretimden yana tavır almalı. Buzağı ölümleri arttı. İşletmeler kapanıyor” dedi.

**Süt Üreticisi Yılmaz Duru: “Geçen seneye nazaran hayvancılık sektöründe yarı yarıya bir düşüş var. Çözüm zam yapmak değil, yemin fiyatını sabitlemek. Ne kadar zam yapılırsa, yapılsın daha benim elime zamlı fiyat geçmeden çoktan yeme zam geliyor, biz de para kazanamıyoruz.”

Muğla Ticaret Borsası Başkanı Veteriner Hekim Hurşit Öztürk, hayvancılıkta eğitimi savunduğunu dile getirerek, buzağı ölümlerinin fazlaca arttığını kaydetti. Hayvan ölümlerindeki artışın hijyen eksikliği, eğitimsizlik ve ekonomik sıkıntıdan dolayı besicilerin kaliteli yem alamadıklarından dolayı olduğunu dile getirdi.

Öte yandan, hayvan sağlığı için gerekli olan hizmetlerindeki maliyet artışının da hayvancılığı olumsuz etkilediğini ifade etti.

“HAYVANCILIKTA ‘BEN BİLİYORUM’ YOK”

Başkan Veteriner Hekim Hurşit Öztürk ve Muğla’nın Menteşe ilçesinde süt üreticiliği yapan Yılmaz Duru buzağı ölümlerindeki artış başta olmak üzere hayvancılık sektöründe yem ve diğer girdi maliyetlerinin aşırı derecede artmasına ilişkin gazetemize konuştu.

Hayvancılıkta eğitimi savunduğunu ve bunu her platformda söylediğini dile getiren Başkan Öztürk,“Bu illa kitap, dergi okumak değil, sahada eğitim. Hayvancılığa babadan, oğula geçen bir iş sanıyorlar. O eskiden öyleydi. 37 yıllık hekimim. Hala daha sahaya çıktığımda ‘Ben 40 yıldır hayvancılık yapıyorum’ diyenler var. ‘Doğumları, aşıları, kendim yaparım. Veterinere muhtaç olmam’ diyor. Bunu eğitimli bir insanın söylememesi gerekiyor. Daha sonra doğum esnasında sıkıntı yaşandığında arayıp, ‘Hemen gelin, acil gelin’ diyor. Hayvancılıkta, ‘Ben biliyorum’ yok” dedi.

“BUZAĞI ÖLÜMLERİ ARTTI”

Buzağı ölümlerininarttığını söyleyen Başkan Öztürk,“Yine burada eğitim noksanlığı ortaya çıkıyor. Bir örnek vermek istiyorum; Doğan bir inekte ağız sütü denen bir olay var. Ağız sütü yani ilk süt çok önemli. Hayvancıların çoğu bu sütü atıyor. Yaptığımız ilaçlardan daha önemli, daha kıymetli bir şey bu. Bir canlı dünyaya geliyor ve kendi bağışıklık sistemi gelişmemiş noktasında. Kendi bağışıklık sistemi gelişmediği içinde hastalıklara açık oluyor. Sen ağız sütünü vermezsen ve akabinde yapman gerekenleri yapmazsan senin yeni doğan hayvanın hastalanır. Üşütme, nazar ve ishal hastalığı vardır. Bir tane isal olduğunu düşünüyor insanlar ama ishalin bir sürü çeşidi var” şeklinde konuştu.

“BİRİNCİ BASAMAK HİJYEN”

Buzağı doğduğunda ilk önemli olan şeyin hijyen olduğunu kaydeden Başkan Öztürk, “Hayvancılıkta hijyen ve beslenme şartları ilk sıradadır. Hayvan ilk doğduğunda, hijyen konusunda bir şey yapmazsak hayvan hastalıklara merhaba der. Göbek enfeksiyonu, süt enfeksiyonu derken mikroplarla tanışır. İlk başta bu tedbirlerin alınması ve bu konuya ilişkin eğitimli ve bilgili olunması gerekiyor. Hijyen konusu birinci basamak” dedi.

“İKİNCİ BASAMAK AĞIZ SÜTÜ”

İkinci basamağının ise, “Yavru ilk doğduğunda bağırsaklarında geçirgen ve emen bir bağırsak sistemi vardır. İlk 3 gün özellikle ilk saatlerde tamamen bağışıklığı düşük. Yeni doğan bir bebeği düşünün bunlara hayvan demişiz. İnsan ile hayvan arasında bağ çok benzerdir. İlk doğduğunda ağız sütü verilmesi gerekiyor. Gün geçtikçe bağışıklığı güçlenecek ve 3 gün içerisinde toparlanma başlayacak ve sonrası artık beslenemeye geçecek. Biz bunu vatandaşa anlatamıyoruz. Ağız sütüne ‘Zehir’ diyen hayvancıyı biliyorum ben. Ağız sütü yavrunun ilk ilacıdır” dedi.

“GİZLİ AÇLIK SİSTEMİ İLE İLERLENMEYE BAŞLANDI”

Muğla Ticaret Borsası Başkanı Veteriner Hekim Hurşit Öztürk şöyle devam etti:

“Üçüncü basamak ise yem konusu. Yem seçeneğimiz çok fazla. Ekonomik anlamda hayvancılıktan zaten kazanamadığımız için, girdi maliyetinin hafifletilmesi için vatandaş ne yapıyor, ucuz yem alıyor. Öte yandan beslenme olayı bir insan gibi düşünüldüğünde zorunlu beslenme zamanlarında kısıtlamaya gidiliyor. Hayvanlarda yaşam payı ve verim payı ele alınır. Ekonomik koşullardan dolayı hayvanlara hem miktar olarak hem de değerinde yem verilememeye başlandı.”

Gizli açlık sistemi ile ilerlenmeye başlandığını dile getiren Başkan Öztürk, “Bu doğrultuda da yeri geliyor ilaca ihtiyaç olunduğu zamanlar oluyor. İlaç fiyatları da dolara ve dövize endeksli” dedi.

“EN İYİ YEMİN ÇUVALI 400 TL”

Ölüm sebeplerinin en başında hijyen, beslenme ve yem kalitesinin geldiğini söyleyen Başkan Öztürk, “En iyi yemin çuvalı 400 TL ‘ye yaklaşmış. Bu da insanlara ‘İdare eder’ bakımından beslenmeye sevk ediyor ve hastalıklara kapı aralanıyor” şeklinde konuştu.

“İNSANLAR KAZANAMADIĞI HAYVANCILIĞI YAPMAK İSTEMİYOR”

Diğer illere kıyasla Muğla’da hayvancılığın olmadığını dile getiren Başkan Öztürk, “Ben bunu 35 seneden bu yana söylüyorum. Muğla’da herkes turizmci de değil, hayvancı da değil herkes tarım ile de uğraşmıyor.İnsanlar kazanamadığı hayvancılık yapmak istemiyor ki birçok sektör için bu geçerli. İşletmeler kapanıyor. Hatta kazanamadığı için hayvanlar kesime gidiyor. Hayvancılık biter demeyiz ama pes edenler çok oluyor. İnsanlar çalışmak istemiyor, üretmek istemiyor.Hayvancılığımız ve yemimiz dışarıya bağımlı. Bu da ister istemez nakliyat maliyetini de ortaya çıkarıyor. Bütün olarak ele aldığımız da hayvancılığı sekteye uğratan birçok sebep var” dedi.

“BUZAĞI ÖLÜMLERİNİN YÜZDE 10’UNU ÖNLEYEBİLİRSEK, ET İHTİYACIMIZI DIŞARIDAN KARŞILAMAYIZ”

Muğla Ticaret Borsası Başkanı Veteriner Hekim Hurşit Öztürk şöyle devam etti:

“Gençler, gayretli olmalı. Arı, bal, tarım, hayvancılık ne olursa olsun Üretimden yana tavır almalı.Borsa kulvarından baktığımda bundan yaklaşık 5 sene öncesinde bir röportajımda da söylemiştim; Buzağı ölümlerinin yüzde 10’unu önleyebilirsek, et ihtiyacımızı dışarıdan karşılamayız. Ölüm basit geliyor. Bir buzağıyı elde etmek isterseniz önünüzde 15 aylık bir süreç var. Dolayısıyla bu önlemi almak için tekrardan eğitim vurgumu yeniliyorum.Veteriner hekimler, ziraat mühendisleri, zooteknistler çizmeleri ayağına girip, bizzat sahada olmamız lazım. Bir veteriner hekim ve hayvancılık yapan biri olarak ben de sancılıyım.”

YILMAZ DURU: “DÜŞÜK MALİYETLİ YEM HAYVANIN SAĞLIĞINI BOZUYOR”

Girdi ve ilaç maliyetleri derken hiçbir işletmenin ‘Para kazanıyorum’ diyemeyeceğini söyleyen Süt Üreticisi Yılmaz Duru, “Hayvanlara dört dörtlük gerektiği gibi bakım yapılmadığı için hayvanlarda ister istemez hastalık oranları yükseliyor. Bazı yemler var pahalı, bazı yemler var bir diğerine göre ucuz. Hayvanın vitamin alabileceği yemi maliyetlerden dolayı ve pahalı diye alamadığımız için düşük maliyetli yem hayvanın sağlığını bozuyor” dedi.

“ANASI OLMAYINCA DANASI DA OLMAYACAK”

Et fiyatlarının da hayvan varlığı azaldıkça arttığını belirten Üretici Duru,“Arz, talep oranına göre süreklilik önemli tabi ki. Şuan da dış hayvan kesimi çok. Bu da belli bir süre devam eder. Kısacası anası olmayınca danası da olmayacak” şeklinde konuştu.

İlaç fiyatlarının geçen seneye göre yaklaşık yüzde 300 civarında arttığını dile getiren Üretici Duru, “Aynı ilaçları şu an da 3-4 katına alıyoruz. Tarım İl Müdürlüğü ve ilçe müdürlükleri tarafından aşılar yapılıyor ama ister istemez yeri geliyor farklı ilaçlara da ihtiyaç duyuluyor” dedi.

“HAYVANCILIK BİTME DURUMUNA GELDİ”

Muğla’da hayvancılığın bitme durumuna geldiğini söyleyen Üretici Duru, “Herkes satıp, kurtulma derdinde ya da orta ölçekte hayvanları satıp, iyileri kalsın, zarar yazmasın derdinde. Geçen seneye nazaran hayvancılık sektöründe yarı yarıya bir düşüş var. Girdi maliyetleri hayvan bakmayı gerçekten zorlasa da pes etmemeye gayret gösteriyoruz” diye konuştu.

“YANLIŞ POLİTİKA İZLENİYOR”

Kazananların yem firmaları, bayiler ve toptancılar olduğunu kaydeden Süt Üreticisi Yılmaz Duru, “Ben hükümet yanlısı biriyim. Son iki dönemdir gelen Tarım Bakanından memnun değiliz. Anlamayan kişinin bakanlık yaptığını düşünüyoruz. Yanlış politika izleniyor. Burada mağdur olan bizler oluyoruz. Çözüm zam yapmak değil, yemin fiyatını sabitlemek. Ne kadar zam yapılırsa, yapılsın daha benim elime zamlı fiyat geçmeden çoktan yeme zam geliyor, biz de para kazanmış olmuyoruz” dedi.