*** Geçim kaynaklarının ve yaşam alanlarında taşocağı veya kömür ocağı istemediklerini söyleyen 90 yaşındaki Fatma Göçmen,Köyümüze maden ocağı kurmak istiyorlar. Biz fıstık çamıyla geçiniyoruz. Niye bu maden ocağını kuruyorlar? İnsan canı bu kadar ucuz mu?” dedi.

3 göçmen kaçakçısı ve 35 düzensiz göçmen yakalandı 3 göçmen kaçakçısı ve 35 düzensiz göçmen yakalandı

Yatağan’ın Gökgedik Mahallesinde özel bir firma tarafından Doğaltaş Ocağı ve İşleme Tesisi kurulması için Bakanlıkça “ÇED gerekli değildir” kararı verildi.

ÇED dosyasında yer alan bilgilere göre, 96,59 hektarlık Ruhsat Alanı içerisinde 21,8 hektar 1.ÇED poligonu ve 2,31 hektar 2.ÇED poligonu olmak üzere toplam 24,11 hektarlık ÇED İzin Alanı belirlendi.

Gökgedik halkı ve Yatağan Yeşil Yaşam Derneği üyeleri “ÇED gerekli değildir” kararı verilmesine tepki göstererek itiraz davası açtı.

Muğla İdare ve Vergi Mahkemesi önünde açıklamalarda bulunan Yatağan Yeşil Yaşam Derneği Başkanı Kazım Erol, alınan ÇED kararının hilelerle dolu olduğunu kaydederek, köylünün geçim kaynağı olan fıstıkçamı ağaçlarının zarar göreceği dile getirdi. Erol, ayrıca maden yönetmeliğinde yapılan değişiklikle zeytinliklerin kurban edilmesine tepki gösterdi.

“MUĞLA ARTIK KUŞATMA ALTINDA”

Kazım Erol yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Bugün burada zeytinliklerin kömür sahaları için kurban edilebilmesi için ve Gökgedik’te köylünün geçim kaynağı olan çam fıstığını bitirecek doğaltaş ocağına tepkimizi göstermek için bir araya geldik. Gökgedik köyünü madencilere yedirmemek için buradayız. Gökgedik köylülerinin tapuları yoktur. Devlet babadır ama tapusuz köyde bunu yapmamalı. TUTUP ŞİMDİ Gökgedik’te patlatmalı bir taşocağı projesi için hilelerle dolu bir ÇED süreci başlatıldı. Valilik “ÇED gerekli değildir” raporu vermiştir ama hilelerle doludur. Ruhsatta hilelerle değinmek istiyorum. Maden kanunu 100 hektardan fazla alana ruhsat alanı verilemez diyor. Ruhsata sahası 160 hektar. Ama şirket önce 96 hektar üstününde 20 hektar da hektara 160 hektara getiriyor. Burada ÇED almak imkansız gibi bir şey çünkü köylünün fıstık çamı, içme suyu ve yaşam alanı dokusu ortadadır. Hukuku çiğniyorlar. Muğla’da büyük yıkım projeleri vardır. Termik santraller, çimento fabrikası var Muğla artık kuşatma altında.”

“BİZ FISTIK ÇAMIYLA GEÇİNİYORUZ”

Geçim kaynaklarının ve yaşam alanlarında ne taşocağı nede kömür ocağı istemediklerini söyleyen 90 yaşındaki Fatma Göçmen, “Köyümüze maden ocağı kurmak istiyorlar. Fıstık çamının kilosu kaç para haberini var mı? Biz bununla geçiniyoruz. Niye bu maden ocağını kuruyorlar. İnsan canı bu kadar ucuz mu? Bu madenin tozu ve külüyle biz nasıl yaşayacağız? İnsanların canı bu kadar ucuz herhalde? Biz ne maden isteriz, ne kömür isteriz. Hiçbir şeye ihtiyacımız yok. Orada patlayan dinamitlerden sonra biz nereye gideceğiz? Hayır. Ne maden istiyoruz, ne kömür istiyoruz. Bizi rahat bıraksınlar” dedi.