GEÇMİŞTEN GELECEĞE MUĞLA’YA MİRAS

Geçmişten Bugüne Gelen Mirasımız Nedir?

Çocukluğumun Muğla’sında, ara sokaklarda top peşinde koşturduğum olmuştur. Babam arastada sayılı esnaflardandır. Onun dükkânı benim dünya görüşümün ve Muğla’ya olan bağlılığımın ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Arasta, birliğin beraberliğin dayanışmanın olduğu yerdir. Menteşe ilçemizin tarihi hafızasıdır, çocuklukta nice anılara şahit olduğum yerdir.

Kültür yönünden, mimari yönden Muğla Menteşe ilçesi, buram buram tarih kokmaktadır. Bazen canım sıkıldığında, daraldığımda oraları yürürüm. Yürüyüş esnasında tek yoldaşım, kulaklığımda bana eşlik eden Barış Manço’dur. O yürüyüş adeta zaman yolculuğu yaşatır bana. Tarihi iliklerime kadar hisseder, sanki eski zamanlardaymış hissine kapılırım. Bu yolculuk kısa da olsa mutlu olurum.

Muğla bacaları hangi ilçelerde bulunmaktadır?

Eski Muğla evlerinin önünden geçerken, illa gözüm evlerin tepesindeki bacalara takılır. ‘‘Bakımı yapılmış mı, yapılmamış mı?’’ diye düşünürüm. Çoğu bacalar bakımlıdır, çünkü buranın insanı kültürüne ve tarihine sonuna kadar bağlıdır. Muğla bacaları da Menteşe’de bir semboldür. Bu bacaları merkezde genellikle Saburhane ve Kızıldağ, Hasar mevkiinde sıklıkla ve şık bir şekilde görebilmeniz mümkündür. Yatağan, Milâs, Köyceğiz, Gökova ilçelerinde de Muğla bacalarını mutlaka görebilirsiniz.

Muğla eski çağlardan bu yana gelen süreç içerinde, çok kültürü bünyesinde barındırmıştır. İlçelerinde sayısız, tarihi yerler bulunmaktadır. Kültür mirası olarak birçok tarihi eserler görebilmeniz mümkündür.

Muğla Bacalarının Ustaları Kimlerdir?

Muğla bacalarının ustaları Rum ustalardır. Eskiden Rum vatandaşlarında yaşadığı bir kent olan Muğla’da şu anda Rum kökenli vatandaşlar olmasa da ustaların yaptığı eserler şehrin sembolü haline gelmiştir. Rum ustalarından bu bacaları öğrenen yerli ustalar geleneği sürdürmeyi başarmıştırlar. Kaynaklara göre; Rum ustaları, bu bacaları 1922 yılına kadar yapmışlar, daha sonrasında da yerli ustalar bu yapımlara devam ettirmişlerdi. Muğla bacalarının tarihte yerini almaya başladığı tarih olarak,1800’lü yıllar gösterilmektedir.

Muğla bacalarının özelliği sadece, yapım açısından değil maneviyat açısından da önemlidir. Eskilerin söylevlerine göre “bacası tütmek” bir evde duman tütüyorsa ocağı yanıyorsa orada bir aile olduğu söylenmektedir.

Muğla’da hiç hatırlamam soba zehirlenmesi yaşandığını. Bacaların öyle bir yapılma şekli vardır ki en şiddetli fırtınalı günlerde bile bacadan kaynaklı bir sıkıntı yaşanmaz.

Nice evlerin dumanın tütmesini sağlayan emektar, buram buram tarih kokan Muğla bacalarının şehrimiz ve tarihimiz açısından önemi paha biçilemezdir.

Yazıma Barış Manço’nun sözleriyle son vermek istiyorum:

‘‘Ben yaşanmış, her şeyi seviyorum. Birileri tarafından yaşanmış, paylaşılmış her şeyi seviyorum. Düşünülenin aksine ben tarih sevmiyorum, geleneği seviyorum. Tarih ölür, gelenek yaşar.’’