Güzide Kasım
Erdem Balcı, ahşap bir zeminin üzerine çakılmış olan çivilerin arasından geçirilen teller ile çeşitli örgü motifleri tasarlayarak oluşturduğu el sanatlarını Menteşe Sanayi Sitesi’nde bulunan Bedir Kardeşler’in de yardımıyla satışa sunuyor. Bunun yanında da Erasmus Programı ile yurt dışında eğitim gören Balcı, “Düşük bir bütçeyle kendi çapımda üretimimin artması ve çevremde ki insanların beğenisi beni mutlu ettiği için şuan ki hayatımı ona göre şekillendiriyorum” diye konuştu.
Muğlalı olan filografi sanatçısı Balcı, Adnan Menderes Üniversitesi Seyahat İşletmeciliği ve Turist Rehberliği bölümünü bitirdi. Ardından tam burslu olarak erasmus programı ile Almanya’ya giderek, yaşadığı süreci anlattı:
“Almanya’da yaklaşık 6 ay kaldım. O süreçte İngilizce eğitim veren bir üniversite de eğitim gördüm. 6 aylık süreç içerisinde İsviçre, İspanya gibi ülkelerde de bulundum. 500 kişilik bir sınavda kendi alanımda ilk 10 içerisindeydim. Bu şekilde de Almanya’da ki 1 kişilik kontenjanla beni Almanya’ya gönderdiler. İngilizce ve Almanca dilim var. Yüksek lisansı yarıda bıraktım. Akademik kariyer için uğraştım. Yüksek lisans ve akademik kariyerin bana uygun olmadığını gördüm. Kafamı nasıl toparlayabilirim diye düşündüm ve kendimi el sanatlarına yönlendirdim.”
“FİLOGRAFİ SANATI İLE ANNEM TANIŞTIRDI”
Filografi sanatı ile tanışmasında annesinin öncü olduğunu dile getiren Balcı, “Annem halk eğitimin vermiş olduğu filografi kursuna gitti. 1 ay sonra bana da teklif sundu ve o dönemler bende o kursa katıldım. Yıllar önce belediye de çalışırken 2015 senesinde Bodrum’da bir sergi de görmüştüm. Keşke ilerde bende bu sanatı yapabilsem dedim ve o zamanlardan malum oldu bana” diye konuştu.
“SABIR İŞİ”
İki senedir Halk Eğitim Merkezi’nde ki filografi kursuna devam ettiğini söyleyen Balcı, “Hala eksiğim olduğunda, Halk Eğitim Merkezi’nde ki Saliha Hocamızın yönlendirmeleriyle daha değişik tasarımlar yapıyoruz. Bu iş sabır işi bende çok sabırlı değilim ama insan bir kere alışınca bırakası gelmiyor. Gece saat 3-4 gibi kalkıp tabloyu bitirmeye çalıştığımda oluyor. Parmaklarımız yara bere oluyor ama artık hissetmiyoruz, alışkanlık olmuş. Önceler de sarma aşamasında çok zorlanıyorduk ama iş ilerledikçe ve alıştıkça robot gibi oluyorsun hızlı bir şekilde aşamalar tamamlanıyor” dedi.
“ESERİMİN SONUNDA KENDİMLE GURUR DUYUYORUM”
En uzun süren projesinin Mustafa Kemal Atatürk’ün Afyon Kocatepe eseri olduğunu ve eseri yaklaşık 3 ayda bitirdiğini dile getiren Balcı, “Elimi kestiğim zamanlar oldu tırnağımın koptuğu zamanlar da oldu. Tel sararken telin kopması, bazen bıkkınlık geliyor fakat eser tamamlandıktan sonra insan kendisiyle gurur duyuyor, sonuçta ortaya bir ürün çıkartıyorsunuz” dedi.
Sanatın para için yapılmayacağını dile getiren Erdem Balcı, “Sanat para için yapılmaz fakat yaşadığımız dönem ekonomik olarak bu yöne itiyor ve bu çok üzücü bir durum. İnsanın ilk olarak kendini bilmesi gerekiyor, neyden zevk alıp almadığını bilirse insan hayatını ona göre yönlendirir. Buna göre de insanın hayatı ya zehir olur ya şerbet olur. Bende hayatımın bu şekilde kendi isteğim doğrultusunda mutlu olacağım bir işi yapma açısından bakınca da filografinin beni mutlu ettiğini düşünüyorum. Düşük bir bütçeyle kendi çapımda üretimimin artması ve çevremde ki insanların beğenisi beni mutlu ettiği için şuan ki hayatımı ona göre şekillendiriyorum. Mutlu hissettiğim için bu işi devam ettirip ileriki zaman da bir atölye açıp bu işi büyütme planım var” şeklinde konuştu.