Turşu hazırlarken antioksidan meyve ve sebzelerden faydalanıldığı için kanseri de önlediğine işaret eden Prof. Dr. Konuk, “Bu besinler serbest radikaller dediğimiz kansere sebep olan zararlı moleküllerin oluşumunu azalttıkları için oldukça yararlıdırlar.” dedi.
Probiyotik özelliği olan fermente besinlerin aynı zamanda ruh sağlığını olumlu yönde etkiledikleri için psikobiyotik besinler olarak da kabul edildiğini kaydeden Konuk, “Çalışmalar, psikiyatrik bozukluklarda turşu, yoğurt, kefir gibi fermente ürünlerin mikrobiyotayı iyileştirerek ruh sağlığını destekleyebileceğini göstermiştir.” diye konuştu.
Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Moleküler Biyoloji Yüksek Lisans Programı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Muhsin Konuk, turşunun sağlığa olan katkılarını ve doğru tüketim yollarını anlattı.
Kabızlığı önlüyor…
Ev yapımı turşunun sağlık açısından birçok faydasının bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Muhsin Konuk, ev yapımı turşunun sindirim sistemi üzerindeki en önemli etkisinin oldukça fazla miktarda lif içermesinden dolayı kabızlığı önleme özelliği olduğunu ifade etti.
Genel sağlık açısından bakıldığında ise ev yapımı turşuların kabızlığı giderdiğini, fazlaca lif içermesine ilave olarak, fermente gıda maddesi olarak içerdiği probiyotikler açısından metabolizmanın düzenlenmesinde önemli rollere sahip olduğunu anlatan Prof. Dr. Muhsin Konuk, şöyle devam etti.
Kalp hastalıkları riskini en aza indiriyor, kanseri önlüyor…
“Kalbi korur; turşunun yapısındaki yararlı bakteriler, kan dolaşımını düzenler. Kan basıncını dengeleyen turşu türleri, kalp hastalıklarının riskini de en aza indirir. Kanseri önler; turşu hazırlarken antioksidan meyve ve sebzelerden faydalanıldığı için... Bu besinler de serbest radikaller dediğimiz kansere sebep olan zararlı moleküllerin oluşumunu azalttıkları için oldukça yararlıdırlar. Doğal ağrı kesicidir; vücudun su kaybını gideren turşu, buna bağlı olarak sporcularda oluşan kas ve kemik ağrılarını dindirme özelliğine sahiptir.”
Ev yapımı turşular kilo kontrolüne de yardımcı oluyor
Ev yapımı turşunun bağışıklığı güçlendirdiğini, özellikle koyu renkli gıdalar içeren, kırmızı pancar gibi, turşu içeriğindeki polifenollerden dolayı vücudun sağlıklı kalması için koruyucu bir etkiye sahip olduğunu, probiyotik bakteriler içeren turşu suyunun bu bakterilerle sindirim sistemini dengelemeye ve bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olabildiğini de kaydeden Prof. Dr. Muhsin Konuk, “Kan şekerini de düzenler; ani acıkmalar ve baş dönmelerine karşı bir iki lokma turşu ile kan şekerini dengelemek mümkündür. Örneğin, bir adet salatalık turşusu, hem tok tutacak, çikolata gibi atıştırmalık yerine hem de kan şekerini dengeleyecektir. Hazmı da kolaylaştırır; turşu ve turşu suyu, özellikle yemeklerden sonra bir miktar içildiğinde sindirimi kolaylaştırabilir ve hazımsızlık sorunlarına yardımcı olabilir. Ayrıca ev yapımı turşu kilo kontrolüne de yardımcı olur; düşük kalorili ve lezzetli bir içecek olan turşu suyu, kilo kontrolünü desteklemek için de ideal bir seçenektir.” diye konuştu.
Bunlara ilave olarak; mide bulantısı hissedilen durumlarda bir bardak turşu suyu içilmesi durumunda midede oluşan rahatsız edici hissin ortadan kaldırılabileceğini de dile getiren Prof. Dr. Muhsin Konuk, “Turşu suyunu hem içerek hem de cildinize sürerek tahriş olan dokuları yenileyebilirsiniz. Baş ağrısından eklem ağrısına kadar ilaç gibi gelen turşu suyu, en doğal ağrı kesicidir. Turşu suyu, içerdiği vitaminler sayesinde, hücreleri canlandırır güç verir. Vücudun ihtiyacı olan enerji bir bardak turşu suyundan alınabilir. Lahana turşusu sayesinde vücuda dinamiklik kazandırılabilir.” dedi.
Turşu, bağışıklık sisteminin güçlenmesine de yardımcı oluyor
Turşunun, bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkileri olan fermente bir yiyecek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Muhsin Konuk, “Turşunun içerisinde bulunan probiyotik bakteriler, bağırsak florasını destekler ve bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur. Bağırsak florasının sağlıklı olması, bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasında kritik bir rol oynar. Turşu yapımında kullanılan sebze ve meyveler yüksek oranda lif içerdikleri için prebiyotik olarak kabul edilirler. Prebiyotik besinler bağırsakta yer alan dost bakterilerin sayısının artmasına yardımcı olur. Fermantasyonla bu sebzeler turşuya dönüştükten sonra sağlık açısından fayda sağlayan canlı mikroorganizmaların varlığı nedeniyle probiyotik gıdalar olarak kabul edilir. Fermantasyon süreci, probiyotik özellikleriyle bilinen laktobasil gibi faydalı bakterilerin büyümesini teşvik eder.” şeklinde konuştu.
Turşudaki vitamin ve mineraller neler?
Turşu ve turşu suyunun, fermente edilen sebzelerin içerdiği vitamin ve minerallerin neredeyse tamamını içerdiğini de dile getiren Prof. Dr. Muhsin Konuk, “Bunlar arasında, özellikle C vitamini, B vitaminleri ve K vitamini içeriği oldukça yüksektir. Çok iyi bir Magnezyum kaynağıdır. Magnezyum, vücuttaki birçok önemli işlevi destekler; bunlar arasında kas ve sinir fonksiyonu, kemik sağlığı, enerji üretimi ve elektrolit dengesi yer alır. Yeterli magnezyum seviyesi, kasların sağlıklı çalışmasını sağlar, kemiklerin güçlenmesine yardımcı olur ve enerji üretimini destekler. Ayrıca, potasyum ve sodyum gibi elektrolitleri içerir. Bu elektrolitler, vücutta su dengesinin korunmasında oldukça önemlidirler.” ifadesinde bulundu.
Günlük seratonin üretiminin yüzde 85’i bağırsak florası tarafından üretiliyor
Turşunun sindirim sistemi sağlığına olumlu katkılar sağladığını da ifade eden Prof. Dr. Muhsin Konuk, “Öncelikle bol lifli ve posasının yüksek olması nedeniyle bağırsak sağlığına olumlu etkileri oldukça fazladır. Fermantasyon sürecinde oluşan probiyotikler, bağırsaklardaki yararlı bakteri dengesini destekleyerek sindirimin düzenli işlemesine yardımcı olur. Bu sayede turşu, kabızlık ve gaz gibi sindirim sorunlarının önlenmesinde etkili bir rol oynar. Sağlıklı bakterilerin sayısının değişmesinin hem bedensel hem de ruhsal sorunlara neden olduğu günümüzde oldukça iyi bilinmektedir. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda günlük seratonin (mutluluk veren hormon) üretiminin yüzde 85’inin bağırsak florası tarafından üretildiği ortaya çıkmıştır. Ayrıca Tip-I diyabet (insüline bağlı şeker hastalığı) hastalığıyla da özel bağırsak florasında yer alan zararlı bir bakteri ilişkilendirilmiştir. Bundan dolayı yararlı bakterilerin çoğalması zararlı bakterilerin etkilerinin azaltılması açısından çok önemlidir. Turşu bu etkiyi sağlayan önemli besinlerimizden birisidir.” dedi.
Fazla turşu tüketiminin olumsuz etkileri neler?
Turşuların ölçülü tüketildiği zaman sağlığa faydalı olduğunu anlatan Prof. Dr. Muhsin Konuk, “Aşırı tüketildiklerinde, mide ve yemek borusu kanseri riskini artırdığı gibi yüksek tuz içeriğine sahip olmasından dolayı kalp hastalığı ve hipertansiyon riskini artırma özelliği de vardır. Bu arada, doğru hazırlanmayan turşuların tüketimi sonrası nadiren toksin kaynaklı karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal gibi klasik besin zehirlenmesi olaylarına rastlama da mümkündür. Özellikle tuz ve sirke oranının doğru ayarlanmamasından dolayı turşularda yumuşama olabilmektedir. Turşunun yumuşaması küflerin çoğaldığının belirtisidir. Bu küfler bağışıklığı baskılanmış hastalarda mantar enfeksiyonlarına neden olabilmektedir.” diye konuştu.
Gastrointestinal mikrobiyotanın (bağırsak mikrobiyotası), doğumdan itibaren gelişen ve yaşamsal faktörlere göre değişen mikroorganizmalar bütünü olduğunu dile getiren Prof. Dr. Muhsin Konuk, şöyle devam etti: “Son zamanlarda, beyin ve bağırsağın çift yönlü olarak birbirini etkilediği mekanizmalar araştırılmaktadır. Gastrointestinal sistem hastalıklarına bağlı olarak mikrobiyota dengesi bozulmuş kişilerde depresyon, kaygı, stres gibi psikiyatrik bozukluklar da görülebilmektedir. Çeşitli fermentasyon süreçlerinden geçerek elde edilen fermente besinler, endojen mikrofloranın özelliklerini geliştirerek mikrobiyotayı ve dolayısıyla beyin ve bağırsak sağlığını olumlu yönde etkiler.”
Turşu, ruh sağlığını destekliyor…
Probiyotik özelliği olan fermente besinlerin aynı zamanda ruh sağlığını olumlu yönde etkiledikleri için psikobiyotik besinler olarak da kabul edildiğini söyleyen Prof. Dr. Muhsin Konuk, “Çalışmalar, psikiyatrik bozukluklarda turşu, yoğurt, kefir gibi fermente ürünlerin mikrobiyotayı iyileştirerek ruh sağlığını destekleyebileceğini göstermiştir. Ancak, her bir fermente besin grubunun beyin-bağırsak eksenini ne düzeyde etkilediğini ve bunların ruh sağlığına etkilerini değerlendirmek için çalışmalar devam etmektedir.” dedi.
Yüksek tansiyon ve böbrek hastaları dikkat!
Yüksek tansiyon veya böbrek hastalıkları olanların nasıl turşu tüketmesi konusunda da değinen Prof. Dr. Muhsin Konuk, “İçeriğinde bol miktarda sodyum barındırdığı için fazla tüketildiğinde tansiyon yükselmesine neden olabilir. Öte yandan aşırı tüketimi böbrek sorunlarını da tetikleyebilir.” şeklinde sözlerini tamamladı.