Gündem

Ekim Ayı ‘Meme Kanseri’ Farkındalık Ayı

Milas İlçe Sağlık Müdürlüğü, Ekim Ayı Meme Kanseri farkındalık Ayı Kapsamında Bilgilendirme Yaptı.

Milas İlçe Sağlık Müdürlüğü’nün konun ile ilgili açıklama yaparak halkı aydınlattı.

Açıklama şöyle; Ülkemizde ve dünyada kadınlarda en sık görülen ve aynı zamanda en sık ölüme neden olan meme kanseri, meme dokusunda yer alan hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile ortaya çıkmaktadır. 4 Şubat 2021’de Dünya Sağlık Teşkilatı, artık meme kanserinin tüm yeni tanı konulan kanserlerin %11,7’si olarak ilk sıraya yükseldiğini, akciğer kanserinin bunun ardından %11.4 ile ikinci sıklıkta, kalın bağırsak kanserinin %10 ile üçüncü, Prostat kanserinin %7.4 ile dördüncü ve mide kanserinin %5.6 ile beşinci sıklıkta görüldüğünü duyurdu.

Her yıl Ekim ayında düzenlenen ‘Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ dünya çapında 2.3 milyon kadını etkileyen hastalığın taranmasını ve önlenmesini teşvik etmeyi amaçlıyor. En iyi pembe tem rengi ile belirlenen bu ayda, meme kanseri konusunda çalışan, Uluslararası kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler başta olmak üzere tüm paydaşlar bir dizi kampanya ve program yürütüyor.

Geçmişte ileri evrede teşhis edilen meme kanseri, günümüzde dünyadaki çalışmalara paralel olarak ülkemizde de Bakanlığımızca yürütülen tarama programlarının etkisi ile daha erken evrede teşhis ediliyor. Bu sebeple erken tanı oranlarında artış sağlandı.

En son Ulusal kanser araştırmalarında yeni tanı alan meme kanserlerinin %42.2’si lokalize kanserler iken, %10.2’siuak organ tutumlu kanser olarak bildirildi.

Erken evrede tespit edilen meme kanserlerinin hem tedavileri daha başarılı olmakta hem de yaşam kalitesi önemli ölçüde artmaktadır. Bu sebeple yürütülen toplum tabanlı kanser taramalarına tüm illerimizde Kanser Erken Teşhis, Tarama Ve Eğitim Merkezleri (KETEM) kurularak başlanmış, akabinde bu tarama programlarına Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) ve Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) dahil edilmiştir. Sözü edilen merkezlerimizde Avrupa birliği kalite standartlarına uygun tarama programları ile son teknoloji dijital mamografi cihazlarımız yoluyla halkımıza ücretsiz olarak hizmet verilmektedir.

Kanserden korunmak elbette önemli. Peki ne yapmak lazım?

Tüm kanserlerde olduğu gibi; sebze ve meyvelerden zengin, uygun koşullarda hazırlanmış gıdaların tüketimi ile sağlıklı beslenme alışkanlıkların yerleştirilmesi, fiziksel aktivitenin arttırılması, sağlıklı kiloda olma, sigara ve alkol kullanımından uzak durma ile meme kanseri riski azaltılabilmektedir.

Elbette aile hekimine danışılarak sağlıklım kiloda olunup olunmadığı öğrenilebilir. Emzirmenin meme kanserinden koruduğuna dair çok sayıda bulunduğu için tüm annelerinin bebeklerini en az iki yıl süre ile emzirmeleri öneriliyor.

Meme kanseri bir çok faktör nedeni ile ortaya çıkan kronik bir hastalıktır. Tüm invaziv meme tümörleri için değiştirilebilen risk faktörlerine atfedilen risk %37.2 olarak saptanmıştır.

Meme kanserinde yaşam şekli ile ilişkili değiştirilebilir risk faktörleri de şu şekilde;

Sedanter /hareketsiz bir yaşam sürmek, fazla kiloyu ya da şişman (Obez) olmak, (Özellikle menopozdan sonra 5 kilodan fazla almak), sigara içmek, hiç doğum yapmamış olmak, 35 yaşından sonra anne olmak, hiç bebek emzirmemiş olmak, menopoz sonrası 2 yıldan uzun süre ile hormon ilacı kullanmak, (HRT) alkol kullanmak.

 Meme kanserinde ise değiştirilmeyecek risk faktörleri ise şöyle;

Kadın olmak, kadınlarda erkeklerden 100 kat daha fazla meme kanseri görülmektedir. Yaş almak: Yaş aldıkça meme konseri riski artmaktadır. (40 yaş ve üzerinde),

Belirli genlere sahip olmak, (BRCA1 BRCA2)

Ailede meme kanseri öyküsünün olması: Birinci derece akrabalarda (anne, kız kardeş, eş, çocuk) meme kanseri görülmesi riski iki kat arttırmaktadır. Ancak meme kanserlerinin yaklaşık %85’inin ailesinde meme kanseri öyküsü olmayan kadınlarda görüldüğünü belirtmek önemlidir. Bu durum, kalıtsal mutasyonlardan ziyade yaşlanma süreci ve genel olarak yaşamın bir sonucu olarak meydana gelen genetik mutasyonlar nedeniyle ortaya çıkar.

Kişinin bir memesinde kanser olması: bu durum diğer meme de ve aynı memenin diğer bölgelerinde kanser görülme riskini arttırmaktadır. Yoğun meme dokusuna sahip olmak, memede bazı iyi huylu oluşumların (fibroadenom gibi) olması, erken adet (menarş) görmeye başlamak (12 yaşından önce) geç menopaza girmek (55 yaşından sonra), göğüs kafesi bölgesine radyoterapi almış olmak.

Meme kanserinin belirtileri de şöyle:

Memelerin normalde nasıl göründüğünü bilmek, meme sağlığının önemli bir parçasıdır.

Kadınlar 20 yaşından başlayarak, her ay düzenli olarak kendi memelerini muayene ettiklerinde, memelerinde oluşabilecek en ufak değişikliği erkenden fark edebileceklerdir. Meme kanserini olabildiğince erken yakalamak, başarılı bir tedavi sunar. Ancak neyin aranacağını bilmek, düzenli mamografilerin diğer tarama testlerinin yapılmasının yerini tutamaz. Tarama testleri herhangi bir belirti oraya çıkmadan çok önce, meme kanserinin erken evrelerde bulunmasını sağlar. Bu nedenle ülkemizde 40-69 yaş arasındaki kadınlara, herhangi bir yakınmaları olamadan önce, her iki yılda bir kez ve ücretsiz olarak mamografi ile tarama yapılmaktadır.

Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi; memede ağrısız, zamanla büyüyen bir yumrunun (kitlenin) ele gelmesi, hissedilmesidir. Ayrıca ele gelen yumru (kitle) olsa da olmasa da belirtiler de meme kanserinde görülebilmektedir.

Bir memenin tamamının veya bir kısmının şişmesi (belirgin bir yumru hissedilmese bile)

Memede ya da meme ucunda ağrı, Meme derisinde kaşıntı ve yanmayla belirgin yangısal durum, (Ekzema, Mayasıl), meme ucunda çekilmeler, memede portakal kabuğu görünümü, meme derisinde tahriş, tek taraflı meme ucunda akıntı (özellikle kanlı akıntı)

Memenin bir kısmında veya tümünde şişlik, memede şekil değişikliği, meme ya da meme ucu derisinde kızarıklık, kabuklaşma, kalınlaşma, Koltuk altında yumru (kitle) bazen memede yumru, hissedilmeden önce, kanser koltuk altında veya köprücük kemiğinin etrafında şişme veya yumruya neden olabilir.

Bu belirtiler meme kanseri dışındaki durumlardan da kaynaklanabilir.

Tüm bunların sonunda elbette Tanı

Meme kanseri ileri dönemlere gelene kadar belirti vermeyebilir. Bu nedenle tanı bu belirtiler olsa da yeterli sayılmayabilir. Meme kanserine erken tanı hem tedaviyi hızlandırır hem de sağ kalma süresini uzatır. 40-69 yaş aralığında tüm kadınlar mutlaka 2 yılda bir mamografi çektirmeli.

Tabi bütün bunların yanında kendi kendine muayene çok önemli.

KKMM kadınının evinde tek başına rahatlıkla her an uygulayabileceği bir muayene yöntemidir. KKMM’yi etkili bir şekilse yapabilmek için eğitim de alınabilir.

Kadınlar 20 yaşından sonra kendi kendine muayene yapabilir. Hatta ayna karşısına geçerek her ki meme görüntüsünün simetrik olup olmadığına bakılır. Meme başı ve bölgesinde çekme veya çekilme, deride kızarıklık ve ödem varlığı incelenir. Bu muayene ile özellikle deriye meme başına yakın tümörler kadının kendisi tarafından erken evrede fark edilir. Kendini düzenli olarak muayene eden bir kadın yeni gelişen bir kitleyi, meme derisi veya meme başındaki çekintiyi veya renk değişikliğini, asimetrik görünümü ayırt edilebilir. Kanser şüphesi uyandıran kitleler diğer meme dokusundan daha sert yapıda (ceviz sertliğinde) sınırları net ayırt edilmeyen, hareketi kısıtlı ve genellikle ağrısızdır. Memesinde bir kitle veya her zamankinden farklı bir görünüm fark eden kadın, hemen doktora gitmeli.

Klinik meme muayenesi her ay düzenli ve sürekli yapılacak KKMM’ye ilave olarak 40 yaşından itibaren yılda bir kez de doktora meme muayenesi için gitmelidir. Eğer birinci derece yakınlarında meme kanseri tanısı alan kişi varsa, bu muayeneler kanser tanısı alan akrabaların tanı aldığı yaştan beşyıl öncesinden başlaması gerekir.

Son olarak tedavisi ise; Meme kanseri tek bir hastalık olmakla birlikte, her bir hastanın kanseri pek çok farklı özellikler gösterir. Tedavisi ise her bir kadının kendi meme kanserinin özelliklerine göre yani kişiye göre yapılır.

Meme kanseri özellikle hastalık erken teşhis edildiğinde %90 veya daha yüksek hayatta kalma olasılıklarına ulaşılarak oldukça etkili olur. Meme kanserinde cerrahi, ışın tedavisi, (radyoterapi), ve ilaç tedavisi (kemoterapi) gibi farklı tedavi şekilleri uygulanır.