DUYGUSAL İLİŞKİLERDE BAĞLI VE BAĞIMLI OLMAK

Duygusal ilişkilerde “bağlı olmak” ile “bağımlı olmak” kavramları, bazı zamanlar birbirine karıştırılmakta hatta birbirinin yerinde kullanılmaktadır. Halbuki bu iki kavram, tahterevallinin iki ucu gibidir. Birinin ağır bastığı yerde diğerinin esamesi pek okunmaz. Tıpkı “iyi ki benimsin” cümlesi ile “iyi ki benimlesin” cümlesinde olduğu gibi. İlk cümle bireyi metalaştırırken ikinci de ise birey özne konumundadır.

Bağlı ilişkilerde her iki taraf özne konumundayken bağımlı ilişkilerde ise “bir elmanın iki yarısıyız” mottosuyla birbirinden kopamama ya da özellikle birinin diğerinden kopamama  hali söz konusudur.

Yaptığı bir basın açıklamasında, ilişkilerde bağımlılık ve bağlılığın aynı şey olmadığına dikkat çeken Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Dr. Cem KEÇE, bu konuyla ilgili şunları söyler;

“İlişkilerde bağlılık, bir kişiye özgürce sevgi ve saygı ile yakınlık duymak ve yakınlık göstermek demektir; bağımlılık ise, başka bir kişiye bağlı olmak, muhtaç olmak, özgür ve özerk olmamak demektir. Evlilik ya da duygusal ilişkilerde bireyler eşlerini hayatlarının merkezine koyup tek beden, tek ruh, tek zihin olmaya çalışıyorsa bu bağımlılığa giden bir ilişkidir.”

Bağlı ilişkilerde ortak noktada buluşabilme söz konusuyken, bağımlı ilişkilerde ise; birey, herhangi bir şey yapacağı zaman kendi istek ve arzularını yok sayarak, her daim partnerini  merkeze koyar. Çünkü onu kaybetmekten aşırı derecede korkar. Bu korku, zamanla sürekli kontrol etme arzusunu da beraberinde getirebilir.

Bir diğer önemli fark isebağlı ilişkilerin yetişkin-yetişkin ilişkisi, bağımlı ilişkilerin ise ebeveyn-çocuk ilişkisi olduğudur. Ebeveyn- çocuk ilişkisinde bireyler birbirlerine ebeveyn ya da çocuk gibi davranarak birbirlerine annelik veya babalık yapmaya çalışmaktadırlar.

İkili ilişkilerde ebeveyn rolünde olmak demek; bazı şeylere (hatta kimi zaman çoğu şeye) tolerans göstermek,  gereğinden fazla şefkat duymak, korumak ve kollamak... demektir.

İkili ilişkilerde çocuk rolünde olmak demek;  sürekli korunup kollanma isteği içinde olmak demektir.

İkili ilişkilerde yetişkin rolünde olmak demek ise; ilişkiye birey olarak katılmak ve sınırların nerede başlayıp nerede bittiğini, sorumluluklarının ne olduğunun farkına varmak demektir.

İlişkide ebeveyn rolünde olup tüm sorumluluğu sırtınıza mı almak istiyorsunuz yoksa çocuk rolünde  olup sizin adınıza bir başkasının karar mekanizması  olmasını mı istiyorsunuz?

Ya da, ne size ait olan sorumluluğu sırtınızdan attığınız, ne de başkasına ait olanı yük diye sırtınıza aldığınız bir ilişki değil de; “kendinizi bildiğiniz” ve yetişkin olabildiğiniz bir ilişki içinde mi yer almak istiyorsunuz?

Sağlıklı olanın ne olduğu belli olsa da, son kertede önemli olan sizin ilişkiye nereden katılmak istediğiniz tabi.