Neval Çolak Arslan

Muğla’nın Menteşe İlçesine bağlı Bayır Mahallesinde Merkez Menteşe Tarımsal Kalkınma Projesi kapsamında 6 kadın Muğla’nın Saklı Çeyiz Sandığı’nı gün yüzüne çıkarttı. Günümüzde atalarımızdan yadigar kalan ve unutulmaya yüz tutmuş meslekten biri olan dokumacılık 6 kadının elinde hayat buldu.

Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı tarafından desteklenen Muğla Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından yürütülen İl Özel Proje kapsamında “Muğla’nın Saklı Çeyiz Sandığı” projesi 2019 yılında ilk eğitimine başladı.

Bayır’da dokumacılık yaparak anne meslekleriyle ev geçindiren Necla ve Habibe teyze gönüllü olarak 6 kadın girişimciye dokumacılığı öğreterek, Muğla’nın Saklı Çeyiz Sandığı projesinde usta öğreticilik yaptı.

Muğla Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından proje kapsamında alınan eğitimlerin yanı sıra ileride kendi iş yerlerini açma düşüncesiyle teknik gezilerle destek verildi.

Tezgâhlarına isim verecek kadar dokumacılığı sevdiklerini ve zamanla daha çok başarıya imza attıklarını dile getiren Zehra Çoban, Şavez Erol, Selda Karadağ, Ümran Saraçoğlu, Cevriye İnce ve Adile Geldegül “Muğla’nın Saklı Çeyiz Sandığı” projesi ile unutulmaya yüz tutmuş dokumacılığa dair aldıkları eğitimi ve sonraki süreci gazetemize anlattılar.

ZEKİCAN BALCI İMAMOĞLU İLE GÖRÜŞTÜ ZEKİCAN BALCI İMAMOĞLU İLE GÖRÜŞTÜ

“ÇALIŞTIKÇA ÜRETİYORUZ, ÜRETTİKÇE MUTLU OLUYORUZ”

Anne ve anneannesinin yaptığı dokumacılığı şimdi kendisi yaparken hissettiği duyguyu tarif edemediğini belirten Ümran Saraçoğlu (45), “Burada arkadaşlarla beraber dokuma yapıyoruz. Dokumayla tanışmamız iki yıl öncesine dayanıyor. İlk başlarda öğrenebilir miyiz, öğrenemez miyiz diye çok tereddüt ettik ama öğrenince ve üretmeye başlayınca bir şeyleri başardığımızı görmek çok heyecanlı. Bu heyecanla daha çok çalışma isteği ve daha bir özveri oluştu. Sağ olsun Necla ve Habibe teyzelerimiz bilgilerini bizden hiç eksik etmediler. Proje sorumlularımız Selma Hanım ve Emine Hanım’ın gösterdiği özveriyi boşa çıkartmamak için elimizden gelenin her daim fazlasını yaptık. Onlar bize güvendi, biz birbirimize güvenerek adım attık. Her gün aksatmadan sabah 8 akşam 6 mesai yapıyoruz. İşimiz yetişmezse ve eğer sokağa çıkma yasağı olmazsa hafta sonları da çalışıyoruz. Çalıştıkça üretiyoruz, ürettikçe mutlu oluyoruz. Ortaya çıkan işlerde beğenildiğinde bu çok daha mutlu ediyor bizi.  Eşlerimiz ilk başlarda buraya gelmemiz konusunda anlayışlı olmuyordu. ‘Gidiyorsunuz, geliyorsunuz, ne yapıyorsunuz’ diyorlardı. Yaptıklarımızı görünce eşlerimiz ve çocuklarımızdan da takdir almaya başladık” dedi.

Atölyede müşterilerinin isteklerine göre de üretim yaptıklarını dile getiren Saraçoğlu, “Kumaş istiyorlarsa kumaş yapıyoruz. Mesela dikebilir misiniz diyorlar dikiyoruz. İşleyebilir misiniz diyorlar işliyoruz. Nasıl isteniyorsa her isteye cevap vermeye çalışıyoruz. Bir kumaşla yapılabilecek her şeyi yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

Bir yıllık gelir ile satışları hakkında bilgide veren Şükran Saraçoğlu şöyle konuştu:

“2019 Mart ayında satışa başladık ve yılsonunda toplam 22 bin lira gelirimiz oldu. Baktık ki kendi kendimizi döndürebiliyoruz. Mart 2020’den sonra da biraz daha siparişlerimiz arttı. Yanı sıra Instgram sayfamızdan da satış yapıyoruz. Emine Hanım ve Selma Hanım olsun gittikleri her yerde bizim ürünlerimizden bahsediyorlar. Birazcık Pandemi etkiledi ama biz inanıyoruz ki bu süreçten sonra işlerimiz daha da artacak.”

“DOKUMANIN NE OLDUĞUNU HİÇ BİLMİYORDUK”

İlk başlarda dokumanın ne olduğunu bilmediklerini fakat şimdi kişiye özel siparişler aldıklarını söyleyen Merkez Menteşe Tarımsal Kalkınma Projesi Ortağı Zehra Çoban(45), Daha önce iğne tekniklerinde burada kurs alıyordum. Daha sonra Selma Hanımla tanıştık ve bu projeden bahsetti. ‘Yapabilir misiniz?’ dedi. 6 arkadaş karar verdik ve adım attık. İlk başladığımızda dokumanın ne olduğunu hiç bilmiyorduk. ‘Yapabilir miyiz?’ derken biz bu işi başardık. Bir kumaştan her ne yapılacaksa onu yapıyoruz. Elbise, runner, çanta, kese gibi birçok ürün yapıyoruz. Başarmak çok güzel, yeni ürünler çıkardıkça daha bir güzel oluyor. Severek ve isteyerek yapıyoruz. Yeni yeni projeler alıyoruz. Her gördüğümüz deseni işlemeye çalışıyoruz. Ürünlerimizi özel sipariş olarak alıyoruz. Bir müşteri başka bir müşteriyi bize yönlendiriyor böylelikle satışlarımız güzel bir şekilde ilerliyor. Özel siparişlerimiz de oluyor. Müşteri tavsiyesi bizim için çok önemli” diye konuştu.

MOTİF-İ DASTAR ATÖLYESİ

Yanı sıra Instagram sayfaları MOTİF-İ DASTAR Atölyesi 'den sipariş aldıklarını belirten Çoban, “Elde ettiğimiz gelirin yarısını kendi aramızda paylaşıyoruz diğer yarısını atölyemizin kasasına koyuyoruz” dedi.

“42 YAŞINDA OLMAM ÖĞRENMEME ENGEL DEĞİLDİ”

Öğreticilerden dokuma ustası olan Necla Teyzenin kızı olan Cevriye İnce(42), “Dokuma ustası kızıyım. Çocukluğumdan beri annemin mesleği olan dokumacılık hiç ilgimi çekmedi. Annem Muğla'da dokumacılığı bilen sayılı kişilerden. Selma Hanımın projeyi sunmasıyla dokumacılık ilgimi çekti. ‘Bizimle var mısınız?" deyince bir hevesle ‘varız’ diyenlerden biriyim. 42 yaşında olmanın bu işi öğrenmeme engel olmadığını düşündüm. Daha sonra annem ve Habibe Teyze bu işin temelinden inceliklerine kadar tüm detayları bize öğrettiler, yanımızda oldular. Hatta annem ‘bu yaşa kadar hiç ilgi duymadın bu şimdi nereden çıktı’  diyerek benimle dalga geçti. Biz çocukken annem dokuduğu ürünlerle ev geçindiriyordu, hatta babam askerdeyken ona para bile gönderiyormuş. Artık yaşlandı, yapamıyor ama sağ olsun bizi kırmadı ve işi öğreterek, takdir etti. Buradaki altı kişi tezgâhın t'sini bilmiyorduk. Hepimiz farklı şehirlerden de olsak birbirimize bilgi takviyesinde çok bulunduk. En büyük destekçimiz annem ve Habibe Teyze, onlara minnettarız. Anneannem de dokumacılık yaparmış. Annem anneannemden, bense annemden geçte olsa devraldım diyebiliriz. Bu durumdan gurur duyuyorum, üzüldüğüm nokta 42 senemi heder etmişim” diye konuştu.

“MUĞLALI KADINLAR KAZANDI”

“İl özel projeleri kapsamında ve Tarım ve Orman Bakanlığı’nın girişimci projeleri bütçesi konusunda kendi adımıza şanslıyız” diyen Muğla Tarım ve Orman İl Müdürü Barış Saylak, “Muğla adına bunu kazandık. Kadınlar bunu çok güzel gösterdi. Öğrendiler ve en önemlisi sahip çıktılar. Onlar bize, biz onlara güvendik ve dokumacılıkta çok güzel bir yol aldık. Kaybolmaya yüz tutmuş kültürel miras olan dokumacılık tekrardan hayat buldu” şeklinde konuştu.

“TEZGÂHLAR PASLANMIYOR, EMEK DEVAM EDİYOR”

Proje süreci ile ilgili konuşan İl Müdürü Saylak, “Kadınlara yönelik çalışmalarımızda hep pozitif ayırımcılık sağlıyor ve önemsiyoruz. Bayır Mahallesinde eğitim alan güzel bir ekip vardı. Bize de desteklemek düşüyordu. Bakanlığımızın kadınlara yönelik proje destekleri oluyor. Bizde kurum olarak İl Özel Proje kapsamında ‘Muğla’nın Saklı Çeyiz Sandığı’ projesini hazırladık ve sunduk. Kadın girişimcilerinde istekli olması da projeyi tetikledi. Kardeşlerimizle birlikte proje öncesinde güzel istişare yapılmıştı. Ürettikleri ürünleri kendileri tasarlayıp, kendileri defilede sergiledi. Kalabalık bir grupla defilelerimizi gerçeklerdik. Hepimizde projenin bu grupla güzel olacağına kanaati vardı. Muğla’nın Saklı Çeyiz Sandığı projesi Bakanlığımızdan destek aldı ve başladık. Burada unutulmaya yüz tutmuş bir el sanatı vardı; dokuma. Çok araştırdık ve Bayırda Necla ve Habibe Teyzelerimizi bulduk. Bunlarda ömür vefa ettiği sürece belki öğreteceklerdi ki Necla teyzemizin kızı yıllarca merak etmemiş ilk defa bu projede dokumayı öğrendi. Bakanlığımız tarafından ödenek sağlanan projede 5 adet tezgah ve ipleri temin ettik. Teyzelerimizle eğitimlere başladık. Teyzelerimiz özveriyle geldi ve hanımlara öğrettiler. Ara ara teknik gezilerle eğitimleri destekledik. Oralardaki dokumalar incelendi. Oradaki insanlar bu meslekle hayata nasıl tutunuyorlar onu gördüler. Girişimciliklerini eğitimlerle destekledik. Çünkü kendi iş yerlerini açmalarını göz önünde bulundurduk. İlerde belki hepsi kendilerine ait veya ortak işyerleri açacaklar. Proje süresi bitse de desteğimiz devam ediyor. Gerek teknik gerek pazarlama olsun her zaman yanlarındayız. Ne mutlu ki kadınlar burada üretim yaparak sürekliliği sağlıyor. Atölyemiz işliyor. Tezgahlar paslanmıyor, emek devam ediyor. Her birinin ayrı bir görevi var. Muhasebelerini tutuyorlar, kasaya aktarılacak miktar birlikte karar veriyorlar, dağıtılacak miktarı birlikte karar veriyorlar. Çünkü iki yıl sonra kendi iplerini kendi ihtiyaçlarını kendileri karşılamaya başlayacaklar. Bu anlamda da teknik arkadaşların her biri bir konuda yardımcı oldu ve ne zaman yardım isterlerse de bizler buradayız” dedi.