TÜBİTAK 3501 Destekleme Programı kapsamında desteklenecek olan “Palatal Yaralarda Uygulanacak Mezenkimal Kök Hücre Yüklü Liyofilize Hidrojel Geliştirilmesi” başlıklı proje sayesinde diş eti yarası tedavilerinde klinik ortamda kullanımı kolay olan ürün geliştirileceği belirtildi.

Köyceğiz’de ‘Okulumda Kampanya Var’ Projesi Anlatıldı Köyceğiz’de ‘Okulumda Kampanya Var’ Projesi Anlatıldı

Projeyi multidisipliner bir ekip yürütecek. Projede yer alan kişiler arasında; Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Ali Batuhan Bayırlı yürütücü; Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. Deniz Genç, Muğla Meslek Yüksekokulu Kimya ve Kimyasal İşletme Teknolojileri Bölümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. Ezgi Eren Belgin, Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Patoloji Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Doç. Dr. Leyla Tekin ve Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Dr. Serhat Sezgin ise araştırmacı olarak görev alıyor.

Damak yaralarının hızlı iyileştirilmesi amacıyla üretilen yapışkan hidrojelin rafta saklanabileceği vurgulanırken, kullanıma hazır kök hücre içeren  ağız mukozasına yapışabilme özelliğinde olacağı kaydedildi. 

Biyouyumluluk ve düşük toksisitesi dikkate alındığında üretilen hidrojellerin, içine konulabilen ilaç veya hücresel içerikleri dağıtım sistemi olarak umut verici malzemelerden biri olduğunun altı çiziliyor.

Birçok benzer tedavi esnasında kullanılan ürünlerin saklama koşullarının kısıtlı olmasının yanı sıra, yaranın iyileşme hızında gözle görülür bir artış bulunmadığı söyleniyor. Bu nedenle ürünün sağlık sektöründe kullanımda olacağı tahmin ediliyor.

Öte yandan bahsi geçen ürünün patenti alınarak ticarileştirileceği ifade edilirken, ürünün, üretim aşamasına da geçtikten sonra milli bir ürün olarak ülkemize katma değer sağlayacağı belirtildi.

“PROJEMİZ DESTEKLENMEYE DEĞER GÖRÜLDÜ”

Proje yürütücüsü Öğr. Üyesi Dr. Ali Batuhan Bayırlı proje hakkında açıklamalarda bulundu. Diş eti çekilmesinin tedavisi için damak bölgesinden alınan yumuşak doku sonrası o bölgede yara bölgesi oluştuğunu söyleyen Bayırlı sözlerine şöyle devam etti: “Ağız içi mukozada yer alan yara bölgeleri, hastanın operasyon sonrası ağrı, kanama, enfeksiyon, duyusal işlev bozukluğu gibi semptomlara sebep olmaktadır. Güncel tedavilerde ozon tedavisi, fotobiyomodulasyon tedavisi, düşük seviyeli mikroakım elektroterapisi uygulanmaktadır, ancak yara iyileşme hızında belirgin bir artış bulunmamaktadır. Geliştirdiğimiz bir teknik ile klinikte kök hücre kullanımındaki sınırlamaları ortadan kaldırarak rafta saklanabilen kullanıma hazır kök hücre içerikli ağız mukozasına yapışma özelliğinde bir hidrojel elde ettik. Projemiz desteklenmeye değer görüldü. Mutluyuz, gururluyuz. Umarım hastalarımıza faydalı olur”

Editör: Haber Merkezi