Yıl 1919… Canım ülkemin toprakları işgal edilmişti!
19 Mayıs’ta Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Atatürk, İngilizlerin onu engellediğini, istediği gibi çalışmasına izin vermeyeceklerini gördü… Daha rahat hareket edebilmek adına, Anadolu içlerine doğru ilerlemeye karar verdi.
Anadolu’da İlk durağı Havza olacaktı.
Milli mücadele çetin ve zordu, yaverinden hemen bir otomobil bulunmasını istedi.
O zamanlar otomobil bulmak zor İş, Araştırıldı, soruşturuldu… En Sonunda, büyük uğraşlar sonunda Benz marka, çok eski bir otomobil bulunabildi.
Mustafa Kemal, sevindi. “olur” dedi.
Yaveri ve arkadaşları,“ çok eski efendim,” diyerek endişelerini dile getirdiler.
Mustafa Kemal, büyük bir olgunluk ile “Olsun,” dedi.
Tekrar yaveri ve Arkadaşları, “Her an arızaya sebep verebilir bizi yolda bırakabilir!” diye uyarmak istediler.
Bunun üzerine Mustafa Kemal, “Başka otomobil bulabilme şansımız var mı ?” diye sordu.
Yaveri ve Arkadaşları, “Yok,” dediler.
Atatürk kararını kesin vermişti, Net olarak “Öyleyse bununla yola çıkacağız!”
Samsun’dan çıkılmış Havza’ya doğru gecenin karanlığında büyük bir inançla yol almaya başlanmıştır.
Endişe edilen olay sabaha karşı başlarına geliyordu, eski denilen arabanın Motoru su kaynatmaya başlıyordu. Suyun soğutulması ve değiştirilmesi gerekiyordu. Birden, Mustafa Kemal, otomobilden indi.
Şafak yeni yeni sökmekteydi. Günün Ağarmasıyla Dağların bulutlara değen tepeleri yavaş yavaş pembeleşmekteydi.
Mustafa Kemal, hiç kimsenin daha önce duymadığı bir marşı söylemeye başladı:
Dağ başını duman almış,
Gümüş dere durmaz akar.
Güneş ufuktan şimdi doğar,
Yürüyelim arkadaşlar…
Sesimizi yer, gök, su dinlesin,
Sert adımlarla her yer inlesin!
Bu gök, deniz nerede var?
Nerede bu dağlar taşlar?
Bu ağaçlar, güzel kuşlar,
Yürüyelim arkadaşlar…
Bu inanç ile bir ülkenin kaderi değişiyordu. Yoktan bir ülke kuruluyor. Düşman topraklarımızdan def ediliyordu. İmkânsızlıklar, zorluklar içerisinde büyük bir liderin önderliğinde Türkiye cumhuriyeti devleti kuruluyordu.
Yıl 2023 Türkiye cumhuriyetinin içinde bulunduğu sıkıntılar, tüm halkı bezdirmiş. Umutsuzluk ve yılgınlık had safhaya gelmiştir. Yine bir kemal çıkıvermişti. O karanlık günlerde çıkıverdiği gibi. Olmaz, yapılamaz denileni yapmak. Milletin sesi, Milletin iradesi, Millettin umutlara yeniden Doğan güneşi olmak için.
Sayın kılıçdaroğlu, tüm halkı tek çatı altında, bağımsızlığının karakteri olduğunu bu millete hatırlatmıştır. Kumpaslara, saldırılara, yıpratmalara rağmen onurlu ve dik bir duruş sergileyerek, ateşten bir gömlek giymiştir. Türkiye cumhuriyetinin bütün renklerini birleştirerek gerçek anlamda demokrasi, adalet ve huzuru getirmek için bütün faktörleri, bir araya getiren Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlunun arkasında büyük bir halk gücü bulunmaktadır. Nasıl ki bu millet kurtuluş savaşında, büyük önderimiz Mustafa kemalin arkasında yer almışsa, bugünde Kemal kılıçdaroğlunun arkasında yer almaktadır.
“Sadece ben değil 84 milyon adaydır”, “Birleşe birleşe kazanacağız”, "Bu sofra Halil İbrahim Sofrasıdır. Halil İbrahim Sofrası, komşusu açken tok yatmamaktır, Halil İbrahim Sofrası tek bir çocuğun dahi yatağa aç girmemesidir. Halil İbrahim Sofrası, zulmün sona ermesi, hakkın, hukukun ve adaletin hâkim kılınması demektir. Bizim soframız barışın ve kardeşliğin sofrasıdır. En büyük gayemiz Türkiye'yi bereketli, huzurlu ve neşeli günlere taşımaktır. Allah'ın izniyle bunu hep birlikte başaracağız”. Diyerek yola çıkan sayın kılıçdaroğlu artık bir yola girmiştir. Ülkemiz için güzel günlerin yakın olduğu, adaylığı ülkemizin güzel günlerine bir müjdedir.
13.CUMHURBAŞKANIMIZ KEMAL KILIÇDAROĞLU VATANA MİLLETE HAYIRLI OLSUN.