Konuşmasına başlarken iktidarın, muhalefet partilerinin yaptığı eleştirileri devlete yönelik eleştiriler olarak nitelendirmesinden rahatsızlık duyduğunu belirterek başlayan Öneş Derici, “Konuşmama başlamadan önce rahatsız olduğum bir hususu çok kısa olarak dile getirmek istiyorum, bu bir süredir hem Genel Kurul konuşmalarında hem de bugünkü bütçe konuşmalarında yaptığım bir tespit. Şöyle ki; muhalefet partisi olarak bizler, milletimizden aldığımız görevle iktidarı doğru yönlendirmek, katkı sağlamak ya da eleştirmekle yükümlüyüz. Bununla birlikte, bazı iktidar vekillerimiz yaptığımız eleştirileri devlete yönelik eleştiriler olarak tanımlamakta. İktidar ve devlet bambaşka iki şey; bugün siz iktidar olursunuz, yarın biz oluruz; bugün siz burada oturursunuz, yarın biz orada otururuz. Burada önemli olan milletimizin ve devletimizin menfaatleridir. Yaptığımız her eleştiri milletimizin ve devletimizin daha yukarı çıkması içindir. Bu hususu, ‘iktidar’ ve ‘devlet’ kavramlarının birbirinden ayrılması gerektiğini vurgulamak isterim” diye konuştu.
“DEPREM YARALARINI SARAMADIK”
Muhalefet partilerinin iktidarı eleştirme sorumluluğu olduğuna vurgu yapan Öneş Derici, savunma sanayii ve güvenlik kurumlarının geliştirilmesini takdir ederken, Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarının başka alanlara da bağlı olduğuna dikkat çekerek, demokrasi ve adalet sistemindeki sorunlar, adaletsiz gelir dağılımı, derin yoksulluk problemi ve kontrol edilemeyen enflasyon ve işsizlik problemlerini hatırlattı.
"Bugün yaşadığımız korkunç deprem felaketinin yaralarını saramadığımız ve hâlen insanlarımızın bir kışı daha çadırda geçirmek zorunda olduğu gerçeğini kabul etmek ve bununla yüzleşmek zorundayız" diyen Öneş Derici, depremzedelerin yanısıra, toplumun büyük bir kesiminin temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını ve hak ettiği hayatı yaşayamadığını belirtti. Aynı zamanda seçim bölgesi olan Muğla’nın ülkenin gelirine ciddi bir katkı sağladığı halde hak ettiği bütçeleri alamadığını vurguladı.
“TÜRKİYE YÜZYILI BU DEĞİL”
Vatandaşın vergilerinin nereye harcandığının halk ile şeffaf bir şekilde paylaşılmadığını dile getiren Süreyya Öneş Derici, şeffaf ve denetlenebilir bir bütçenin demokrasinin temeli olduğunu söyledi. Öneş Derici, konuşmasına son verirken Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sık sık dile getirdiği ‘Türkiye Yüzyılı’ ibaresine değindi ve “Unutulmamalıdır ki; Türkiye markasından ve Türkiye Yüzyılı'ndan bahsedebilmek için, aynı zamanda devletimizin güçlü bir devlet olabilmesi için, ülkeyi yönetme adına milletten onay almış iktidarın ilk görevi, önce vatandaşlarımızın temel insani ihtiyaçlarını karşılamaktır. Ancak ve ancak güçlü bir ekonomi, demokrasi ve hukukun üstünlüğüyle ‘büyük Türkiye’ ibaresinden bahsedilebilecektir” dedi.