Çenelerin birbirleri ile ideal olmayan kapanış ilişkileri ve dişlerdeki dizilim bozuklukları, estetik beklentilerin çok küçük yaşlarda önem kazanmaya başladığı günümüzde, ebeveynlerin başını ağrıtmaya devam ediyor. Bazı hastalarımızda bu problemler sadece estetik tatminsizliğe de değil, fonksiyon bozukluğuna da yol açıyor. “Problemin şiddetine göre hastalarda çiğneme, konuşma, nefes alıp verme sırasında da şikayetler oluşturabiliyor.” açıklamasında bulunan Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Dt. Nurgül Demir sözlerine şöyle devam ediyor: “Ortodontik tedaviler dediğimiz, dişlerin ve çenelerin olması gereken estetik ve fizyolojik yapılarının ve birbirlerine göre ilişkilerinin düzenlendiği, halk arasında ‘tel tedavileri’ olarak bilinen tedaviler, ideal yaşlarda uygulandığı zaman hem tedavi başarısının arttığını hem de ilerleyen yaşlarda gerekli olabilecek daha kompleks tedavilerin önüne geçilebildiğini belirtmek gerekir. Ortodontik tedavilerde ideal yaş kavramı, çocuğun büyüme ve gelişim döneminde, kemik yapısının yapılan tedaviye daha hızlı ve kalıcı bir karşılık verebilmesi açısından büyük önem taşır.”
Ortodontik Tedavilerde İdeal Yaşın Tespiti Önem Taşıyor
Farklı problemlere göre uygulanması planlanan tedaviler için ideal yaşın, hastadan hastaya farklılık gösterebileceğine vurgu yapan Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Dt. Nurgül Demir “Bazı ileri seviye hastalarda, çift aşamalı tedaviler uygulanması gerekebilir. Ortodontik tedavilerde, planlanan tedavinin ideal yaşına ortodonti uzmanı karar verirken, çocuk hastalarda yaşanabilecek kooperasyon bozuklukları ve ağız hijyeninin sağlanmasındaki yetersizlikler tedavinin başarısını olumsuz olarak etkileyebileceği için hem planlama aşamasında hem tedavi sırasındaki takip sürecinde çocuk diş hekimiyle birlikte yol kat edilmesi, tedavi sırasında yaşanabilecek kötü sürprizlerin önüne geçecektir. Çocuklarda süt dişlerinin tamamlandığı, ortalama 3 yaşlarında, diş dizilim muayenesinin yapılması, çocuk diş hekimi ve ortodontist takibinde olması diş sağlığının korunmasını ve tedavi sürecinin sağlıklı işleyişini etkileyecektir.” dedi.
Ağız hijyeninin takibi şart
“Çocukların, ortodontik tedavileri sırasında karşımıza iki önemli risk faktörü çıkar. Birincisi dişlerin üstüne metal kuvvet ileticilerin yapıştırıldığı tedavilerde estetik görüntüdeki değişimin yarattığı huzursuzluktur.” ifadelerini kullanan Nurgül Demir “Bu durumun yanı sıra, çocuğun doktorun önerdiği yeme, içme kısıtlamalarına uyum sağlaması her zaman çok kolay olmayabiliyor. Aynı zamanda ağız hijyenine yeterli özeni göstermeyen hastalarda temizlenmesi güçleşen bölgelerde çürük riski de oluşabiliyor.” dedi. Plak birikintilerinin uzaklaştırılamadığı dişlerde, tedavi sonrası lekelerin oluşabileceğine vurgu yapan Demir, ortodontik tedavi sürecinde sık sık diş hekimi koltuğunda vakit geçirmesi gereken çocuk hastalarda koltukta yeterli uyumun sağlanamadığında tedavinin yarım kalabileceğini belirtti.
Pratik ve kolay tedavi
“Bu noktada ‘şeffaf plak tedavilerinin’ neden son zamanlarda bu kadar konuşulur olduğunu anlamak çok güç değil.” diyen Dt. Nurgül Demir “Şeffaf plak tedavilerinde kullanılan plaklar, çocukların kendi takıp çıkarabildikleri ve takıldığı zaman dişlerin üzerinde varlığı sadece çok yakından bakıldığı zaman belli olan apareylerdir. Bu sayede ağız ve diş sağlığının devamlılığı ve çocuğun tedaviye süreç boyunca uyum sağlayabilmesi de çok daha kolaydır. Şeffaf plak tedaviler doğru tedavi planlaması uygulandığı ve hasta kooperasyonunun ideal şekilde sağlanabildiği koşullarda yüz güldürücü sonuçlar vermektedir” diyerek diğer avantajları şu şekilde sıraladı:
Çocuklarda, ideal olmayan kapanış ilişkilerinin ve dişlerdeki dizilim bozukluklarının düzeltilmesinde şeffaf plaklar çok etkili bir tedavi yöntemidir.
Tedavinin ideal yaşta doğru planlamayla uygulanması ve çocuk hastanın tedaviye gösterdiği uyum, çocuklarda şeffaf plak tedavisinin başarısını arttırır.
Kayıt (ölçü) alma aşamalarının dijital olarak ilerlemesi, hasta uyumunu en üst düzeye çıkartır.
Estetik avantajları, hastalara bir noktaya kadar kaçamak beslenme özgürlüğü tanıması, ağız hijyeninin idame ettirilebilmesinde sağladığı avantajlar ve diş lekelerinin oluşma ihtimalini düşürmesi çocuk hastalarda şeffaf plak tedavilerinin diğer önemli avantajlarıdır.
Çocuk hastalara uygulanan ortodontik tedavinin başarılı olmasının anahtarı, çocuk diş hekimi, ortodontist ve ebeveynlerin tedavi sürecindeki görev ve sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmeleridir. Bu nedenle, süt dişlerinin tamamlanmaya başladığı, ortalama 3 yaşlarında, diş diziliminin ve çenelerin birbirleri ile olan ilişkisinin mutlaka bir çocuk diş hekimi tarafından kontrol edilmesi gerekir.