Moderatörlüğünü Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden Prof. Dr. Bayram Akça’nın yaptığı panele, aynı bölümden Doç. Dr. Yunus İnce ve Doç. Dr. Serdal Soyluer konuşmacı olarak katıldı. Farilya Vakfı tarafından düzenlenen panele, öğrencilerin yanı sıra konuya ilgi duyan vatandaşlar da katıldı. Açılış konuşmasını yapan Farilya Vakfı tarafından düzenlenen panele, öğrencilerin yanı sıra konuya ilgi duyan vatandaşlar da katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Farilya Vakfı Başkanı Muammer Özdemir, Saint Jean şovalyeleri’nin 1402 yılında Bodrum’a yerleştiklerini ifade ederek şöyle konuştu.
‘’İlk işlerini Bodrum kalesini inşa etmek olmuştur. Kalenin yapımında antik dünyanın 7 harikasından biri olan Mozolo’yi taş ocağı gibi kullanmışlar. Buralardan alınan taşlarla kaleyi inşa etmişlerdir. Bu haydut sürüsü çeteler, Bodrum ve köylerini yıllarca yağmalamışlardır. Kalede yaşayan gangster, hırsı, soyguncu, korsanların iaşesini temin etmek için Anadolu kıyılarını ve Bodrum yarımadasını haraca kesmişlerdir. Ahalinin keçi ve koyunlarına kadar çalmışlardır. Bodrum’da 100 yıl Rodos’ta 200 yıl süren Rodos şövalyelerin işgalinden Rodos Adası 21 Aralık 1522 yılında fethetmişlerdir. Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman ordusu bu zaferden sonra Leros, Sömbeki, Simi, Kalimnos, İstanköy ve Kos adaları başta olmak üzere 12 adalarının tamamını ve Anadolu anakarasında ki tek toprak parçası olan Bodrum’u fethetti. Bir yerin fethi kaleyle başlar. Kale fethedildi mi o topraklar da fethedilmiş sayılır. 5 Ocak 1523 tarihinde Osmanlı donanması, Bodrum’a gelerek Bodrum kalesini Bodrum’u Rodos şövalyelerinden ibadet yeri alarak kullandıkları şapel Kanuni Sultan Süleyman’ın emri ile camiye dönüştürülmüştür. Yanına bir de minare inşa edilmiştir. Bodrum’un Türk ve Müslüman toprağı oluşunun mührü vurulmuştur. 1915 yılında kale, cami ve minare yılarca harabe haline kalmıştır. 1996 yılında Kültür Bakanlığı talimatı ile Müze Müdürü Oğuz Alpözen’in tarafından restore ettirilerek eski haline getirilmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün değişiyle ‘’Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.’’
Bodrum Belediyesi meclis üyesi Halil Eser ise Bodrum’un doğal güzelliklerini yanı sıra tarihi ve kültürel birikimine de dikkati çekerek panelin hayırlı uğurlu olması diledi.