Muğla’nın Bodrum ilçesinde Suriye İçin Kadın İnsiyatifi tarafından eylem ve basın açıklaması düzenlendi. Açıklamada “Alevi, Hristiyan, Ezidi, Ermeni, Süryani ve Kürt kadınlar başta olmak üzere pek çok topluluktan kadınlar kaçırılıyor, akıbetleri bilinmiyor. Kadın bedenleri savaşın ganimeti hâline getiriliyor” denildi.
Muğla’nın Bodrum ilçesinde Suriye İçin Kadın İnisiyatifi tarafından “Suriyede Aleviler Kaçırılıyor Kadınlar Katlediliyor Susmuyoruz Ses Veriyoruz “ eylem ve basın açıklaması düzenlendi.
Bodrum Belediye Meydanı’nda düzenlenen eylemde kdınlar ellerinde beyaz kadın eşarpları ile kadın zinciri oluşturdu.Bodrum Alevi Bektaşi Derneği ile STK temsilcilerinin destek verdiği eylemde açıklamayı Nilgün Kösedağ yaptı.
KADINLAR İÇİN YAŞAM ÖLÜM VE KORKU İLE SINANIR HALE GELDİ
Ellerinde “Suriye'deki Her Kadın için, Her Çocuk için, Her İnsan için, Barışı Haykırıyoruz. Dünya Bizi Duysun”, “Suriye’de Kadınlara Tecavüze, Çocuklara, İşkenceye, İnsanlığa, İhanete Dur” yazılı dövizlerle gelen kadınların eyleminde konuşan Nilgün Kösedağ “HTŞ güçlerinin Suriye’de yönetimi ele geçirmesinin ardından, farklı inanç ve kimliklere mensup kadınlar için yaşam, korku ve ölümle sınanır hale gelmiştir.
Alevi, Hristiyan, Ezidi, Ermeni, Süryani ve Kürt kadınlar başta olmak üzere pek çok topluluktan kadınlar kaçırılıyor, akıbetleri bilinmiyor” ifadelerini kullandı.
KADIN BEDENLERİ SAVAŞIN GANİMETİ HALİNE GETİRİLİYOR
Kösedağ açıklamasının devamında ise “Kadın bedenleri savaşın ganimeti haline getiriliyor. 2014’te Şengal’de Ezidi kadınlarına yaşatılan soykırımın izleri hala silinmemişken, şimdi aynı karanlık zihniyet başka bir yüzle, başka bir isimle Suriye’de ortaya çıkmıştır. IŞİD’in, Suriye Milli Ordusunun değişen adları, değişmeyen zihniyetleriyle bugün HTŞ olmuşlardır. Sarık yerine kravat takmak, cübbeyi çıkarıp takım elbise giymek, katliamcı zihniyetlerini gizleyemez.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin verileri ortada. Kadınlar kaçırılıyor, katlediliyor, tecavüze uğruyor. Akademisyen Raşha Al-Ali’nin katliamı bunun sadece bir örneğidir. Kadınlara dönük bu organize vahşet karşısında ne Türkiye devleti ne de dünya devletleri ses çıkarıyor.
Alevi kadınlar olarak, inancımızın bize öğrettiği “eline, beline, diline sahip ol” ilkesiyle yaşamı kutsarız. Kadının onurunu ayaklar altına alan, onu savaşın ganimeti yapan hiçbir anlayışı kabul etmeyiz” diye konuştu.
SURİYE’DEKİ KADINLAR YALNIZ DEĞİLDİR
Kösedağ konuşmasını “Kadınlar olarak el ele veriyoruz. Suriye’deki kadınlar yalnız değildir. Kadınların sesine ses olmaya, çığlığına yoldaş olmaya devam edeceğiz. Sessizliğimiz, başka kadınların çığlığına dönüşmesin diye bugün buradayız. Suriye’de yaşanan soykırımı ve kadın katliamını görmeyen, duymayan, konuşmayan herkese karşı bizler konuşacağız!
Kadınlar barışı kuracak, bizler o barışın taşlarını döşeyeceğiz!” diyerek tamamladı.