Gündem

“Bodrum’da ilk olacağım”

Buse Nil TokurMuğla’nın Bodrum ilçesine bağlı İrmene mahallesinde yaşayan genç girişimci Hüray Önal (28), kendisine ait bahçe de lavanta, mor fasulye ve mor patates üretimi yapıyor. Üretmeye ilk önce lavantayla başladığını belirten Önal, ilerleyen zamanlarda daha fazla ürün yetiştireceğini söyledi.“RENKLENDİRİCİ VE GDO İÇERMEZ”Mor olan her şeyden lavantaların mor renginden haz duyduğunu ve bu yüzden de mor patatesin ilgisini çektiğini...

Buse Nil Tokur

Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı İrmene mahallesinde yaşayan genç girişimci Hüray Önal (28), kendisine ait bahçe de lavanta, mor fasulye ve mor patates üretimi yapıyor. Üretmeye ilk önce lavantayla başladığını belirten Önal, ilerleyen zamanlarda daha fazla ürün yetiştireceğini söyledi.

“RENKLENDİRİCİ VE GDO İÇERMEZ”

Mor olan her şeyden lavantaların mor renginden haz duyduğunu ve bu yüzden de mor patatesin ilgisini çektiğini ve araştırmalarına göre normal sarı patatesten 10 kat daha fazla besin değerine sahip olduğunu öğrenip kendi köyünde mor patates üretim denemelerine başladığını dile getiren Önal şu sözlere yer verdi:

“Mor olan her şeyden haz duyuyorum. Mor patateste ilk olarak renginden dolayı ilgimi çekti sonra araştırınca neden yapmayayım dedim. İlk lavanta dikimi yaptığım zamanlar da yakın arkadaşım bana ülkemizin farklı şehirlerinden getirdiği ata tohumlarından hediye etmişti ve içinden bir adet mor fasulye çıkmıştı ve ben o mor fasulyeden binlerce tohum elde ettim. İnternette mor sebzeleri ve meyveleri araştırırken mor patatesinde ülkemizde üretildiğini görünce hemen araştırmaya başladım ve mor patates tamamen doğal, renklendirici ve GDO içermez. Ülkemizde ilk olarak 3 şehirde 2020 yılında ilk yerli tohumlarla üretilmeye başlandı. Bolu, Sivas ve Niğde ağırlıklı olarak bu şehirler var. Mor patates Nisan ayında dikiliyor ve Haziran ayında hasat zamanı geliyor. Bizim topraklarımızın da bu sebzeye verimli olduğunu ve yetişebileceğini deneyimlemişler. Çünkü Mor patatesin asıl vatanı Güney Amerika. Güney Amerika’dan ülkemize tohumları gelerek yerli mor patates üretimine başlandı.‘Neden Bodrum’da lavanta üretmeyeyim’ sorusunu bu sefer de ‘Neden mor patates üretmeyeyim’ olarak sordum. Kolları sıvadım ve mor patates üreticilerini araştırdım ve onlara ulaştım, onlardan tohum talebinde bulundum. Bu sene 15 kilogram tohumla verimli topraklarımızda deneme yapacağım. Üretici firmalarında çalışan ziraat mühendislerinin de dediğine göre Bodrum topraklarında oldukça rahat yetişeceğini belirttiler. Mor patates oldukça sıcağı seven ve çok yağmur sevmeyen bir bitkidir.”

“KANSER ENGELLEYİCİ OLARAKTA KULLANILIYOR”

Mor patatesin faydalarından bahseden girişimci Hüray Önal, “Bol lif oranına sahip ve nişastası da normal patateslere göre daha az olduğu için kilo aldırmayan bir besin. Kilo aldırmayan bir besin olduğu için obeziteyle mücadele de kullanılan bir besin takviyesidir. Bol miktarda antioksidan içerdiği için kanser riskini önemli oranda azaltmak için de kullanılıyor. Mor patatesin renginden dolayı demir, folik asit, C vitamini, potasyum, B kompleksi, lif içeriği yüksek mineraller ve karbonhidrat açısından zengindir” dedi.

Lavanta ve mor fasulye üreten ve şimdi de mor patates üretimine atılan Önal farklı ürünlerle de üretimine devam edeceğini dile getirdi. Önal, “Bodrum’da ilk olacağıma inanıyorum” dedi.

Önal, mor patatesin dikim zamanının Mart ve Nisan ayında başladığını ve diktikten 3 ay sonra hasat yapıldığını dile getirdi.

Yaz mevsiminde sezonlarında açılmasıyla turistik olarak yoğun ilgi gören Bodrum’da hasat ettikten sonra restaurantlar, manavlar ve birçok tezgâhta yer vereceğini söyledi.

Okuldan mezun olup tamamen üretimin başına geçeceğini ve daha çok üretim yapıp markalaşma sürecine gireceğini dile getiren Önal, “İlerleyen zamanlarda üretimim arttığında da artık işin başında kendim olmaya başladığımda ismimi markalaştırmayı düşünüyorum. İşletme bölümü öğrencisiyim ve temel kavramlardan bir tanesi de ürettiğimiz her ürünün bir ismi olmalı çünkü x kişiden x ürününü aldım demek var bir de Hüray’dan şu markalı ürünü aldım demek var. Satmanın en temel kavramlarından biri de markalaşmadır. Marka, hem ürettiğiniz ürüne güç katar hem de sürekliliğini arttırır. Markalaşmak için okulumun bitmesini bekliyorum” diye konuştu.

“ÜRETEN ELLER TÜKETEN ELLERDEN HER DAİM ÜSTÜNDÜR”

Ülkede çiftçilik mesleğinin sıradanlaşmasına ve ikinci planda tutulmaya başlanmasından yakınan Önal, “Ben bir üretici ve çiftçi adayı olarak, ülkemizde çiftçilik o kadar sıradanlaşmaya ve ikinci planda tutulmaya başladığı için üzülüyorum. Biz çiftçiler olarak kendi değerimizi ve önemimizi arttırabilmek için her daim kendimizi geliştirmeliyiz. Yeni ürünler ve yeni teknolojik tarım ürünleri araştırılmalı. At gözlüğü ile etrafımıza bakmamalıyız. Avrupa ülkelerini araştırdığımızda kendi ülkemizin topraklarına da uyan o kadar çok ürün var ki ama biz bunları araştıramıyoruz. Ne kadar çok yenilik katarsak o kadar çok gelişeceğimizi düşünüyorum. Üreten eller tüketen ellerden her daim üstündür” dedi.

“TARAFINIZI SEÇİN, YAŞAMAK YA DA HAPSOLMAK”

Son olarak gençlere de tavsiye de bulunan kadın girişimci Hüray Önal şu sözlere yer verdi:“Gençlerimize her daim üretmelerini tavsiye ediyorum. Okuyun, araştırın ve üretin. Bir eliniz kalem tutsun diğer eliniz çapa kürek tutsun. Çünkü hayatımız için ikisi de çok önemli. Beynimizi okuduğumuz kitaplarla ve araştırmalarımızla besleyelim, karnımızı da ürettiğimiz ürünlerle besleyelim. Beyin tokluğu ve karın tokluğu yaşamımızı devam ettirebilmemiz için önemli unsurlar. Ülkemizin verimli toprakları boş kalmasın bu topraklar betonun kurbanı olmasın, betonlaşmasın. Hayatımızı renklendirmek ve yeşillendirmek bizim elimizde aynı zamanda hayatımızı betonlaştırmak ve grileştirmekte bizim elimizde. Tarafınızı seçin, tarafınız ya yaşamak ya da hapsolmak. Ben yaşamayı tercih ettiğim için betonları kırarak ağaçlar dikiyorum.”