2021-2022 eğitim-öğretim yılının ilk yarısı sona ermesiyle 1.1 milyonu aşkın öğretmen ve 18.1 milyon yakın öğrencinin yarıyıl tatiline girdiğini dile getiren Eğitim Sen Muğla Şube Başkanı Birdal Savran, yayımladığı basın açıklamasında nitelikli, laik, bilimsel, eşit ve parasız eğitimin tüm yurttaşlar için bir hak olarak tanımlanması gerektiğine dikkat çekti.
Şube Başkanı Birdal Savran, birinci yarıyılda eğitimin durumu ile açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“2021 2022 eğitim ve öğretim yılının birinci döneminde eğitim alanında en dikkat çekici durum, MEB’in eğitimin temel sorunlarına çözüm üretmek yerine, sürekli olarak eğitimde yaşanan sorunların çözüleceğine dair bir algının kamuoyunda oluşması için çaba harcaması oldu. Dönem bolca hamaset yetersiz önlem yetersiz bütçe ve eşitsizliklerin devamı ile geçti.”
“EĞİTİMDE DİYANET, DİNİ VAKIF VE DERNEKLERİN KUŞATMASI ARTMIŞTIR”
Eğitim alanında bir taraftan tarikatların ve cemaatlerin faaliyetlerinin arttığına tanıklık ederken, diğer taraftan da eğitimde piyasalaşma pratiklerinin MEB tarafından verilen destekle hızlanarak sürdürdüğünü gözlemlediklerini dile getiren Savran, “2021-2022eğitim-öğretim yılının birinci dönemi, MEB yönetiminin yaşananlara kayıtsız kalarak, duruma müdahale etmediği ve bundan dolayı da söz konusu tarikat ve cemaatlerin faaliyetlerini yaygınlaştırdığı ve artırdığı bir dönem oldu” dedi.
“EĞİTİMİN YAPISAL SORUNLARI BAKAN DEĞİŞİKLİĞİ İLE ÇÖZÜLEMEZ”
Eğitim öğretim yılının başında Milli Eğitim bakanının değişmesi ile birlikte bakanlığın eğitim politikalarında ve uygulamalarında değişiklik beklentisinin karşılıksız kaldığını savunan Savran, “Bu dönem belki de en çarpıcı olan Milli Eğitim Bakanlığının eğitim öğretimle ilgilenmek ve sorunları çözmek yerine sürekli bürokrat atamasıyla uğraşması oldu. Anlaşılan o ki Milli Eğitim Bakanlığının yeni dönemi siyasi iktidarında yeni döneminin bir yansıması olacak” ifadelerine yer verdi.
“TÜRKİYE’DE ÇOCUKLAR VE HAKLARI TEHDİT ALTINDADIR”
MEB’ in son açıklanan verileri ile en az 155 bin 938 öğrencinin örgün eğitim dışına çıktığını belirten Savran, “Salgında ise yoksul ailelerin çocukları, özel eğitim gereksinimi olan çocuklar, kız çocukları, kırsal kesimde yaşayan çocuklar, mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocukları; özetle dezavantajlı tüm kesimler eğitimde yaratılan eşitsizlikten en çok etkilenen kesimler oldu. Milyonlarca çocuğun eğitimden kopuş süreci hızlandı” dedi.
“TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ EĞİTİMİN VAZGEÇİLMEZ İLKESİDİR”
“Bugün eğitim sistemimiz toplumsal cinsiyet eşitliğinden oldukça uzak ve giderek dinsel içerikler kazanan muhafazakâr egemen ideolojinin denetimi altındadır” diyen Savran, “Siyasi iktidar, tüm gücüyle eğitim sistemini kendi ideolojik-siyasal hedeflerine uygun olarak biçimlendirmektedir. Toplumsal yaşamın her alanında görülen cinsiyetçilik ve cinsiyetçi uygulamaların en yoğun görüldüğü alanların başında eğitim gelmektedir” ifadelerine yer verdi.
“CEMAAT-TARİKAT YURTLARI KAPATILSIN”
Eğitim Sen Muğla Şube Başkanı Birdal Savran açıklamasına şöyle devam etti:
“Karaman’dan Aladağ’a, memleketin yüzlerce yerinde tarikat yurtlarında çocuklarımıza yaşatılan acılar daha sıcakken Muş’ta 12 yaşında bir çocuğumuzun Kuran Kursunda tuvalet kapısında asılı olarak bulunması, Antalya’da yine bir tarikat yurdunda boğazı kesilerek katledilmesi ve son olarak Enes Kara’ yı kaybetmemizle birlikte bir kez daha yüreğimiz parçalanmıştır. Bu durum köy okullarının birer birer kapatılmasıyla, yeterli yurt yapılmaması ve kamu kaynaklarının devlet okulları yerine özel okullara, çeşitli dini vakıf ve derneklere aktarılmasıyla oluşturulmuştur. Aladağ’da yaşamını yitiren çocuklarımız iktidarın kamusal ve laik eğitime yönelik tasfiye adımlarının kurbanları olmuşlardır. Eğitim kamusal bir haktır.
“HAKLARIMIZI VE TALEPLERİMİZİ YOK SAYAN BİR MESLEK KANUNU İSTEMİYORUZ”
2021-2022 eğitim öğretim yılının birinci döneminin öğretmen meslek kanunu tartışmaları ile geçtiğine değinen Savran, “24 Kasım tarihinde öğretmen meslek kanunu’nun bu dönem çıkacağına dair açıklamanın yapılması ile birlikte kamuoyunda ciddi bir beklenti oluşmuştur. Siyasi iktidar bu beklentiyi dört temel başlıkta oluşturmuştur. Hem öğretmenlik mesleğinin doğası hem de öğretmenlerin hakları açısından hem de eğitim hizmetinden yararlanan öğrencilerin hakları açısından bakıldığında uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik ayrımı kabul edilmez. 2021 2022 eğitim öğretim yılının biz eğitim emekçileri en fazla rahatsız eden bölümlerinden bir tanesi de öğretmen alımlarında yaşa yaşanan mülakatın ürettigi sonuçlardır. KPSS’de çok yüksek puan almalarına rağmen öğretmen arkadaşlarımız mülakatta başarısız kabul edilerek tercih yapma hakkından mahrum bırakılmıştır. Mülakatla elenen öğretmenlerin hangi gerekçelerle hangi dayanaklarla elendiği bilinmemektedir” dedi.
“BAŞARISIZSINIZ YÖNETEMİYORSUNUZ”
2021-2022 eğitim öğretim yılının ilk yarısında iktidar ve MEB tarafından yapılan yasal düzenlemeler, yönetmelik değişiklikleri ve uygulamaların toplumun büyük bölümünü tedirgin ettiğine değinen Savran, “Eğitimin sorunlarına yönelik somut, kalıcı ve çözüme dayalı politikalar geliştirmeyen gösterdiği performans ile eğitimde yaşanan sorunların daha da ağırlaşmasına neden olan MEB’in karnesi, her dönem olduğu gibi, geçtiğimiz dönem için de tamamen kırıklarla doludur. 1 milyondan fazla eğitim emekçisinin ekonomik, sosyal ve mesleki sorunlarını çözmek için yıllardır adım atmayanların, öğretmenlerin gerçek sorunlarını görmezden gelenlerin hamasi nutuklarını daha fazla dinlemek istemiyoruz” ifadelerine yer verdi.