Masa tenisi antrenörü olan anne ve babasının izinden giden Aybige, çok küçük yaşlarda spora başladı. Antrenman salonlarında ailesini izleyerek başlayan ilgisi, kısa sürede tutkuya dönüştü. Sistemli çalışmaları ve yeteneğiyle kısa sürede dikkat çeken Aybige, En İyi 16’lar Türkiye Şampiyonluğu da dahil olmak üzere birçok ulusal başarıya imza attı.
Uluslararası arenada Türkiye’yi başarıyla temsil eden Aybige, şimdi olimpiyat hedefi için yoğun bir antrenman sürecine girmiş durumda.
Aybige Feride Üstündağ, Türk sporuna katkı sunmaya ve adını daha büyük başarılarla duyurmaya kararlı.
Aybige Feride Üstündağ: Hedefim 2032 Olimpiyatları’nda Ülkemi Temsil Etmek
Aybige Feride Üstündağ, masa tenisinde hem ulusal hem uluslararası alanda elde ettiği başarılarla dikkat çekiyor. U11 kategorisinde dünya sıralamasında ikinci sıraya yükselen genç sporcu, şimdi 2032 Olimpiyatları’nda Türkiye’yi temsil etmeyi hedefliyor.
“Babamı İzledikçe Sevdim, Oynadıkça Tutkuma Dönüştü”
Aybige, masa tenisine çok küçük yaşlarda başladı. Annesinin yoğun çalışma temposu nedeniyle zamanının çoğunu babasıyla geçirdiğini söyleyen Üstündağ, o süreci şöyle anlatıyor:“Babamı antrenmanlarda izledikçe masa tenisine ilgi duymaya başladım. Oynadıkça daha çok sevdim. Masa tenisi artık benim için bir tutku oldu.”
“Antrenman, Okul ve Disiplin”
Spor hayatını disiplinli bir programla sürdüren Aybige, günlük rutini hakkında şu bilgileri veriyor:“Günlük antrenmanlarımızı bazen daha yoğun yapıyoruz. Maç kombinasyonları üzerine çalışıyoruz. Bugüne kadar Makedonya, Kosova, Fransa, İsviçre, Almanya gibi 8 ülkeye gittim. Son olarak dünya ikinciliğine yükseldim. Günlük bir programım var, buna mümkün olduğunca sadık kalmaya çalışıyorum. Bu sayede okul ödevlerimi de yapabiliyorum. Okul derslerim de tenis kadar önemli. Not ortalamam 90, bu da beni mutlu ediyor. Büyüdüğümde de pilot olmak istiyorum.”
“Çocuklar Önce Kendileri İstemeli”
Kendisini örnek alan çocuklara ve ailelerine de mesaj veren Aybige:“Spora küçük yaşta başlayacak çocuklar önce bunu gerçekten istemeli. Ailelerin de destek olması çok önemli. Bir şeyler başarmak için düzenli zaman ayırmak ve disiplinli çalışmak gerekiyor. Masa tenisine yeni başlayacaklar için önerim, tekniği en baştan doğru öğrenmeleri. Çünkü sonra düzeltmek çok zor oluyor.”
“Aybige'yi Zorlamadık, Tercih Ona Aitti”
Aybige’nin babası ve aynı zamanda Muğla Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nde masa tenisi antrenörü olan Mehmet Babür Üstündağ da kızlarının spora yönlendirilmediğini özellikle vurguluyor:“Ailece masa tenisçisiyiz ama Aybige’ye bir baskı yapmadık. Bizi izleyerek kendi ilgisini keşfetti. 2021’de ilk resmi turnuvasına katıldı. 2024 itibarıyla milli takım ve açık turnuvalarda boy göstermeye başladı. Şu an U11 kategorisinde dünya ikincisi. Hedefimiz, bu başarıyı yaş gruplarıyla birlikte üst seviyeye, yani olimpiyat düzeyine taşımak.”
“Şampiyonluk Baskısı Değil, Gelişim Hedefi”
Baba Üstündağ, başarıya ulaşmanın bir baskı sonucu değil, bilinçli gelişim süreciyle mümkün olduğunun altını çiziyor:“Okulla birlikte sporu yürütmek kolay değil. Yaşıtlarının katıldığı sosyal etkinliklere her zaman dahil olamıyor ama biz masa tenisiyle sosyal yaşamı birlikte planlamaya çalışıyoruz. Gittiğimiz turnuvalarda şampiyonluk baskısı oluşturmadık. Amacımız onun yeni sosyal ortamlar tanıması, yeni rakiplerle oynaması ve gelişmeye açık bir sporcu olması. Bundan sonraki hedefimiz 2032 Avustralya Olimpiyatları’nda Aybige’nin Türkiye’yi masa tenisinde temsil etmesi.”
Anne Üstündağ: “Aybige’yle Gurur Duyuyorum”
Aynı zamanda Aybige’ninantrenörü olan annesi Hale Balım Üstündağ ise kızının yolculuğuna şöyle eşlik ettiğini anlatıyor:“Onun başarılarını görmek beni hem bir anne hem bir öğretmen olarak çok mutlu ediyor. Nisan ayında önce takım ve ferdi Türkiye Küçükler Şampiyonası, ardından Kayseri’de Minikler Türkiye Şampiyonası, Balkan Şampiyonası ve Ağustos’ta Avrupa Minikler Şampiyonası’na katılacağız. Olimpiyat hedefimiz için çok çalışmamız gerekiyor.”
“Aileler Çocuklarına Güvensin”
Son olarak anne Üstündağ, sporcu çocuk yetiştirmek isteyen ailelere şu tavsiyeyi veriyor:“Çocuklarına güvensinler, onları desteklesinler. Aybige’nin geldiği nokta da bu güvenin ve desteğin sonucudur.”