Muğla'nın Milas ilçesine bağlı İkizköy'deki Akbelen Ormanı'nda, Limak Holding ve İÇTAŞ ortaklığındaki Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılan maden sahasının faaliyetlerine direnen vatandaşların çadırlı nöbetine dün sabah 05.30 civarında jandarma ve TOMA ile müdahale edildi.
İkizköylüler ve avukatları ise dün "tedbiren derhal yürütmeyi durdurma talebi" ile Muğla I. İdare Mahkemesi Başkanlığı'na başvurdu.
Muğla Barosu ve Türkiye Barolar Birliği Kent ve Çevre komisyonu avukatları, hem devam eden davada, hem de idare tarafında başlatılan ağaç kesiminin sona ermesi adına İkizköylülerin açtığı yeni davada acilen ve ivedilikle yürütmenin durdurulması kararı verilmesi için dava açtılar.
“ACİLEN VE İVEDİLİKLE YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR”
Muğla Barosu Yönetim Kurulu ve avukatlar Muğlaİdare Mahkemesi önündebasınaçıklaması yaptı. Baro Genel SekreteriAv. Şükriye Metin tarafından okunan basın açıklamasında, “Ağaçların kesilmesi, ormanın yok edilmesi telafisi imkansız zarar dediğimiz kavramını tam olarak doldurması nedeniyle, hem devam eden davada, hem de idare tarafında başlatılan ağaç kesiminin sona ermesi adına İkizköylülerimizin açtığı yeni davada acilen ve ivedilikle yürütmenin durdurulması kararı verilmesi gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.
“VATANDAŞLARIMIZIN ADALETE OLAN GÜVEN DUYGUSUNU SARSMAKTADIR”
Av. Şükriye Metin açıklamada şu şekilde konuştu:
“Biz burada Muğla Barosu olarak, Türkiye Barolar Birliği Kent ve Çevre komisyonu olarak Havasına, suyuna, toprağına, ormanına, geleceğine sahip çıkan İkizköylülerin onurlu mücadelesinin yanında olduğumuzu tekrar bildirmek istiyoruz. Bu süreçte idare mahkemesinde görülmekte olan dava da henüz karar verilmemişken, dün tarihi itibariyle sabah saat 05.30 da jandarma korumasındaki kesim ekibi Akbelen ormanındaki yüz yıllık ağaçları kesmeye başlamıştır.
Çevremizi, doğamızı, Muğla’mızı ilgilendiren bu konuda alınacak tüm kararlarda şeffaf bir idari işleyiş, hukuka uygun bir yargı denetimi olması gerekirken, idare mahkemesinde mevcut yürüyen davada henüz bir karar çıkmamış olması vatandaşlarımızın adalete olan güven duygusunu sarsmaktadır. Umudumuz yargıdadır. Kesilen ağaçlarımızın vicdan muhasebesi artık yargıya devredilmiştir. tüm bu hukuki süreçte canla başla mücadele veren İkizköylü halkımızın yanındayız. Hukuki sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı saygıyla bildiririz.”
“SADECE TÜRKİYE TARİHİNE DEĞİL DÜNYA TARİHİNE GEÇECEK BİR ŞEKİLDE SUÇ İŞLENDİ”
Anayasal suç işlendiğini söyleyen Avukat İsmail Hakkı Atal,“anayasanın açık hükmüne rağmen dün burada anayasal bir suç işlendi. Sadece Türkiye tarihine değil dünya tarihine geçecek bir şekilde suç işlendi. Zira ormancılar ormanı keserken aynı anda Bayır’da orman yangını vardı. İşte yangına körükle gitmek deyiminin vücut bulmuş hali bu” dedi.
Türkiye Barolar Birliği Kent ve Çevre Komisyonu yürütme kurulu üyesi Avukat Ozan Orpak, “2 yıldan beri mücadele eden her zaman yanında olduğumuz, bu sadece bir çevre davası değil tamamen toprağımıza, suyumuza, ağacımıza yani her şeye sahiplenmek için oluşan bir davadır. Bu dava Türkiye Barolar Birliği’ne bağlı Kent ve Çevre Komisyonunda olan hukukçular her zaman halkın yanındadır” dedi.
“NERDEYSE ORMANIN 5’TE BİRİ KESİLMİŞ VAZİYETTE”
İkizköylülerin avukatı Arif Ali Cangı, “İkizköy’de Akbelen Ormanı’nın kömür ocağı haline getirilmesine ilişkin Tarım ve Orman Bakanlığının 2020 yılında vermiş olduğu bir karar var. Bu kararın iptali için dava devam ediyor. O davada henüz karar verilmemişken dün sabah oldu bittiye getirmek ağaçları yok etmek için jandarma eşliğinde bir katliam yaşandı. Dün sabahtan itibaren biz derhal yürütmenin durdurulması için talepte bulunduk. Biran öncede kesiminin hangi noktaya geldiğini içeren fotoğrafları mahkemeye tekrar başvuru yaptık. Çünkü orada bir katliam yaşanıyor. Nerdeyse ormanın 5’te biri kesilmiş vaziyette. Böyle gider ise hafta sonuna kadar Akbelen ormanı diye bir şey kalmayacak. Şirket günlüğü 600 liradan ağaç kesimi için işçi arıyor. Biz Muğla İdare Mahkemesinde olmazsa İzmir Bölge İdare Mahkemesinde, olmazsa Danıştay’da bu davayı kazanacağız. Davayı kazandıktan sonra orada eğer bir ağaçlandırma kalmazsa bunun geri dönüşü nasıl olacak. Buna sessiz kalanlarda suçun ortağı durumunda” dedi.